HIDIRELLEZ İLE İLGİLİ BAŞKA İNANÇLAR
Hıdırellez günü havada hiç bulut olmaz.
Hıdrellez günü güneş doğmadan yataktan kalkmayanın işleri ters gider ya da hastalanır.
Hıdrellez günü işe gidilmez, uğursuzluk olur.
Hıdrellez günü salıncakta sallanmayanın beli ağrır.
Hıdrellez günü demir tutmak uğursuzluk getirir.
Meyve vermeyen ağaçlar Hıdrellez’de baltayla korkutulurlarsa meyve verir.
Hıdrellez’de ev işi gören hamile kadınların çocukları sakat doğar.
HIDIR EFSANELERİ
Anadolu’daki bazı kaplıca, göl ve su kaynakları etrafında oluşmuş Hızır efsaneleri de vardır.
Örneğin Balıkesir’in Gönen ilçesi yakınındaki bir kaplıcayla ilgili rivayete göre Hızır Peygamber buradan geçerken çok susar ve içecek su bulamayınca elindeki asasını birkaç defa yere vurur, yerden gür sular kaynar ve Hızır Peygamber bundan kana kana içer. Ondan sonra burası yüzyıllarca hastalıklara şifa verecek bir kaplıca haline gelir ve Gençlik Pınarı adını alır.
Bir efsane de Bingöl dağlarındaki göllerle ilgilidir:
Bir vakitler bu dağlarda avlanan bir avcı, vurduğu kekliği göllerden birinde yıkayıp temizler
ve torbasına koyup evine döner. Eve gelip torbayı açtığında kekliği çıkarmak ister. Ne var ki
torbanın ağzı açılır açılmaz keklik canlanıp havalanır. O zaman avcı kekliği yıkadığı suyun
ab-ı hayat olduğunu anlar ve hemen onu bulmaya koşar. Fakat bir türlü başaramaz.
Söylenceye göre Hızır Aleyhisselam yılda bir kere buraya gelip o gölden abdest alır, yıkanır
gidermiş. Lakin bu gölün dağdaki göllerden hangisi olduğunu kimse bilmezmiş.
Eski Anadolu efsanelerinin Türk efsaneleri haline gelmiş şekilleri arasında da Hızır’ı konu
edinenler vardır. Bunlardan biri Ege Denizi’nin meydana gelişiyle ilgilidir. Evliya Çelebi’nin
anlattığı bu efsaneye göre, İskender, Kaydefe (İzmir) melikinin ülkesini ele geçirmek ister.
Henüz oralarda deniz mevcut değildir. Kaydefe meliki İskender’i yakalatıp hapse attırır.
Ancak bir daha kendisiyle savaşmama sözü aldıktan sonra onu serbest bırakır.
İşte İskender bir yandan verdiği sözü bozmamak bir yandan ülkeyi zaptetmek isteğiyle mücadele ederken Hızır meydana çıkar. İskender’e Karadeniz’i çevirip o ülkeye sevketmesini, böylece orayı sular altında bırakmasını tavsiye eder. Yüzbinlerce kişinin çalışmasıyla Karadeniz Kaydefe ülkesine çevrilir, her tarafı sular basar ve Ege Denizi böyle meydana gelir.
Hıdırellezde ne yapılır ne yapılmaz? – Hıdırellez duası
Hıdırellez nedir biliyor musunuz o gün Hızır ile İlyas’ın buluşma günüdür ve baharı haber verir, peki Hıdırellezde ne yapılır ne yapılmaz?
Hıdırellez nedir bu günün önemi ne, Hıdırellez günü neler yapılır, gül ağacına dilek bağlarken hangi dua edilir, Hıdırellezde ateşten atlamanın manası nedir biliyor musunuz? Hıdırılellez 5 Mayıs gecesi başladı ve bugün de ikindiye kadar devam ediyor. Hıdırellezde dileklerin kabul olması için gül ağacının dibine şekiller çizilir notlar bırakılır. Hıdırellez sabahı da o notlar alınıp suya bırakılır.
HIDIRELLEZ NE ZAMAN? : İnanışa göre iyileri mükafatlandırıp, kötüleri cezalandıran, zorluklarda yardımcı olan ve bolluğa kavuşturan Hızır’ın İlyas peygamberle buluştuğu 6 Mayıs, bir bayram olarak binlerce yıldır kutlanıyor.
HIDIRELLEZ NEDİR? : “Hızır” ve “İlyas” kelimelerinin halk arasındaki telaffuzundan aldığı bilinen Hıdırellez, Türk dünyasının mevsimlik bayramı olarak “kış mevsiminin bitip, sıcak yaz günlerinin başladığını” müjdeliyor. Doğanın canlanmasının habercisi olarak görülen bu günde, Hızır ve İlyas’ın her türlü dileği yerine getireceği inanışı yaygın olarak kabul görüyor.
HIDIRELLEZ NASIL KUTLANIR? : Onların su kaynaklarında, kırlarda buluştuğunun düşünülmesi nedeniyle kutlamalar genellikle yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılıyor. Bu gibi yerlere bu nedenle “Hıdırlık” da deniliyor. Hızır ve İlyas’ın kavuştuklarında Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulduğuna inanılıyor.
HIZIR KİMDİR? : Hızır’ın kim olduğuna dair çeşitli görüşler var. Tasavvuf çevreleri Hızır’ı bir veli olarak kabul ettiği gibi, onun peygamber olduğunu düşünenler de bulunuyor. Onun ak saçlı, nur yüzlü, sakallı yaşlı bir adam veya dilenci, fakir kılığında göründüğüne inanılıyor. O zor durumdaki insanlara yardım etmesi, iyileri mükafatlandırıp, kötüleri cezalandırması, berekete ve bolluğa kavuşturması gibi özelliklerle biliniyor. Hızır’ın, “hayat suyu” içtiği için sonsuza kadar yaşayacağı da inanışlar arasında yer alıyor.
İlyas’ın peygamber olduğu konusunda ise genel kabul bulunuyor. Halk arasında kabul edilen inanışa göre, Hızır karaların ve havanın, İlyas ise suların hakimidir ve bu ikisi birleştiğinde, doğada var olan her şeye güç yetecek konuma gelinmektedir.
HIDIRELLEZ’DE NELER YAPILIR?
Hızır ve İlyas’ın bir araya geldikleri günde her türlü dileğin onlar tarafından yerine getirileceğine inanılıyor. Bu nedenle çeşitli dilekler için çeşitli ritüeller gerçekleştiriliyor.
HIDIRELLEZ’DE NELER YAPILMAZ?
*5 Mayıs akşamı evlenme çağına gelmiş kızlara bulaşık yıkattırılmaz.
*Hıdırellez günü, hiçbir yeşil dalından koparılmaz.
*Bazı bölgelerde Hıdırıllez günü çamaşır yıkanması, ev temizlenmesi ve iş yapılması da uygun bulunmaz.
HIDIRELLEZ GECESİ BEREKET İÇİN NELER YAPILIR?
Hıdrellez gecesi Hızır’ın bereket vermesi için yiyecek kaplarının, erzak torbalarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılıyor.
HIDIRELLEZ GECESİ EV, ARABA İSTEYENLER NELER YAPAR?
Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanıyorlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asıyorlar.
HIDIRELLEZ’DE NEDEN ATEŞ ÜZERİNDEN ATLANIR?
En yaygın ritüel, nazardan ve hastalıktan korunmak için ateş yakarak üzerinden atlamaktır. Bu ritüel adeta Hıdırellez’le özdeşleşmiştir. Günahlardan arınmak için de bu uygulamaya başvurulduğu ifade ediliyor.
Evlenmek isteyen kızlar gelin maketi yapar ve gül dalına asarlarsa evlenecekleri kişiyi düşlerinde göreceklerine inanılıyor. Evlenmekte geciktiği düşünenlerin başının üzerinden kilit açılıyor.
HIDIRELLEZ DİLEĞİ GÜL AĞACINA NE ZAMAN ASILIR?
5 mayıs akşam ezanı ile gül dallarına paralar asılır.(Eskiden kese içine para dikilip gül dibine gömülürmüş.) ya da açık cüzdan bırakılır. Böylelikle bolluk ve berekete ulaşmak, varlıklı kişiler olmak düşlenir. Asılan paralar ya da cüzdanlar 6 Mayıs sabah erkenden geri toplanır. Evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekilir, gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmesi dilenir.
5 Mayıs günü (Nişanlılar arsında) oğlan evi, kız evine Hıdırellez Kurbanı, olarak süslenmiş bir koç gönderir. Bu kurban ertesi gün kesilerek birlikte yenir. Yemeğe çağırılanlar, çarşaf, havlu yemeni ve gönüllerinden kopan armağanlar getirirler. Getirilen armağanlar ipler üzerinde sergilenir.
Hıdırellez günü, erkenden kalkılıp kapılar açılır. Genç kızlar için hazırlanan sandıklar açılır. Açılır ki eve bereket dolsun, genç kızımız da iyi bir evlilik yapsın.
Hıdırellez günü, bazıları sabah gün doğarken kırlara, bağlara, bahçelere çıkıp buralarda Hızır’ın ayak izlerine basarak bolluğa ulaşmayı düşler.
Hıdırellez günü, doğa ve insan sevgisi çok önemlidir çünkü Hızır ve İlyas, insanları, doğayı, iyiliği ve cömertliği seven, bereketin simgesi olan, kutsallıklarına inanılan dinsel varlıklardır.
HIDIRELLEZ NE ZAMAN BİTER?
6 Mayıs günü ikindi zamanı Hıdırellezin bittiğine inanılır. Ancak eğlenceler hava kararıncaya değin sürer. Hızır uğrasın! dileği bolluk gelmesi anlamında kullanılır
HIDIRELLEZ DİLEĞİNİ ASARKEN OKUNAN DUA
İşte dilek dilerken ve Gül ağacına astıktan sonra edeceğiniz Dua…
Bismillahirahmanirahim
Bin bir adım bir adım /allah bir adım adım / kerim kerem allah /başımda bir duman var yardım eyle ya allah / la ilaha illallah muhammeden resullullah yetiş imdadıma hızır ile allah birsin sen kulla mişersin biz gibi kulların yardımcısı sensin hızır deryada erdim murada amin
Hıdırellez inanışına göre neler yapmalı ve neler yapmamalı?
Hıdırellez gününde baharın gelişi ile bolluk ve bereketin artması için çeşitli dileklerini gül ağacına asacaklar. Peki Hıdırellez nedir bu günün önemi ne, Hıdırellez günü neler yapılır, gül ağacına dilek bağlarken hangi dua edilir, Hıdırellezde ateşten atlamanın manası nedir biliyor musunuz? Hıdırellez duası nasıl yapılır? Hıdırılellez 5 Mayıs gecesi başlayıp ve bir sonraki gün de ikindiye kadar devam edecek. Hıdırellezde dileklerin kabul olması için gül ağacının dibine şekiller çizilir notlar bırakılır. Hıdırellez Sabahı da o notlar alınıp suya bırakılır.
HIDIRELLEZ NE ZAMAN?
İnanışa göre iyileri mükafatlandırıp, kötüleri cezalandıran, zorluklarda yardımcı olan ve bolluğa kavuşturan Hızır’ın İlyas peygamberle buluştuğu 6 Mayıs, bir bayram olarak binlerce yıldır kutlanıyor.
HIDIRELLEZ NEDİR?
“Hızır” ve “İlyas” kelimelerinin halk arasındaki telaffuzundan aldığı bilinen Hıdırellez, Türk dünyasının mevsimlik bayramı olarak “kış mevsiminin bitip, sıcak yaz günlerinin başladığını” müjdeliyor. Doğanın canlanmasının habercisi olarak görülen bu günde, Hızır ve İlyas’ın her türlü dileği yerine getireceği inanışı yaygın olarak kabul görüyor.
HIDIRELLEZ NASIL KUTLANIR?
Onların su kaynaklarında, kırlarda buluştuğunun düşünülmesi nedeniyle kutlamalar genellikle yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılıyor. Bu gibi yerlere bu nedenle “Hıdırlık” da deniliyor. Hızır ve İlyas’ın kavuştuklarında Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulduğuna inanılıyor.
HIZIR KİMDİR?
Hızır’ın kim olduğuna dair çeşitli görüşler var. Tasavvuf çevreleri Hızır’ı bir veli olarak kabul ettiği gibi, onun peygamber olduğunu düşünenler de bulunuyor. Onun ak saçlı, nur yüzlü, sakallı yaşlı bir adam veya dilenci, fakir kılığında göründüğüne inanılıyor. O zor durumdaki insanlara yardım etmesi, iyileri mükafatlandırıp, kötüleri cezalandırması, berekete ve bolluğa kavuşturması gibi özelliklerle biliniyor. Hızır’ın, “hayat suyu” içtiği için sonsuza kadar yaşayacağı da inanışlar arasında yer alıyor.
İlyas’ın peygamber olduğu konusunda ise genel kabul bulunuyor. Halk arasında kabul edilen inanışa göre, Hızır karaların ve havanın, İlyas ise suların hakimidir ve bu ikisi birleştiğinde, doğada var olan her şeye güç yetecek konuma gelinmektedir.
HIDIRELLEZ’DE NELER YAPILIR?
Hızır ve İlyas’ın bir araya geldikleri günde her türlü dileğin onlar tarafından yerine getirileceğine inanılıyor. Bu nedenle çeşitli dilekler için çeşitli ritüeller gerçekleştiriliyor.
HIDIRELLEZ’DE NELER YAPILMAZ?
*5 Mayıs akşamı evlenme çağına gelmiş kızlara bulaşık yıkattırılmaz.
*Hıdırellez günü, hiçbir yeşil dalından koparılmaz.
*Bazı bölgelerde Hıdırıllez günü çamaşır yıkanması, ev temizlenmesi ve iş yapılması da uygun bulunmaz.
HIDIRELLEZ GECESİ BEREKET İÇİN NELER YAPILIR?
Hıdrellez gecesi Hızır’ın bereket vermesi için yiyecek kaplarının, erzak torbalarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılıyor.
HIDIRELLEZ GECESİ EV, araba İSTEYENLER NELER YAPAR?
Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanıyorlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asıyorlar.
HIDIRELLEZ’DE NEDEN ATEŞ ÜZERİNDEN ATLANIR?
En yaygın ritüel, nazardan ve hastalıktan korunmak için ateş yakarak üzerinden atlamaktır. Bu ritüel adeta Hıdırellez’le özdeşleşmiştir. Günahlardan arınmak için de bu uygulamaya başvurulduğu ifade ediliyor.
Evlenmek isteyen kızlar gelin maketi yapar ve gül dalına asarlarsa evlenecekleri kişiyi düşlerinde göreceklerine inanılıyor. Evlenmekte geciktiği düşünenlerin başının üzerinden kilit açılıyor.
HIDIRELLEZ DİLEĞİ GÜL AĞACINA NE ZAMAN ASILIR?
5 mayıs akşam ezanı ile gül dallarına paralar asılır.(Eskiden kese içine para dikilip gül dibine gömülürmüş.) ya da açık cüzdan bırakılır. Böylelikle bolluk ve berekete ulaşmak, varlıklı kişiler olmak düşlenir. Asılan paralar ya da cüzdanlar 6 Mayıs sabah erkenden geri toplanır. Evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekilir, gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmesi dilenir.
5 Mayıs günü (Nişanlılar arsında) oğlan evi, kız evine Hıdırellez Kurbanı, olarak süslenmiş bir koç gönderir. Bu kurban ertesi gün kesilerek birlikte yenir. Yemeğe çağırılanlar, çarşaf, havlu yemeni ve gönüllerinden kopan armağanlar getirirler. Getirilen armağanlar ipler üzerinde sergilenir.
Hıdırellez günü, erkenden kalkılıp kapılar açılır. Genç kızlar için hazırlanan sandıklar açılır. Açılır ki eve bereket dolsun, genç kızımız da iyi bir evlilik yapsın.
Hıdırellez günü, bazıları sabah gün doğarken kırlara, bağlara, bahçelere çıkıp buralarda Hızır’ın ayak izlerine basarak bolluğa ulaşmayı düşler.
Hıdırellez günü, doğa ve insan sevgisi çok önemlidir çünkü Hızır ve İlyas, insanları, doğayı, iyiliği ve cömertliği seven, bereketin simgesi olan, kutsallıklarına inanılan dinsel varlıklardır.
HIDIRELLEZ NE ZAMAN BİTER?
6 Mayıs günü ikindi zamanı Hıdırellezin bittiğine inanılır. Ancak eğlenceler hava kararıncaya değin sürer. Hızır uğrasın! dileği bolluk gelmesi anlamında kullanılır
HIDIRELLEZ DİLEĞİNİ ASARKEN OKUNAN DUA
İşte dilek dilerken ve Gül ağacına astıktan sonra edeceğiniz Dua…
Bismillahirahmanirahim
Bin bir adım bir adım /allah bir adım adım / kerim kerem allah /başımda bir Duman var yardım eyle ya allah / la ilaha illallah muhammeden resullullah yetiş imdadıma hızır ile allah birsin sen kulla mişersin biz gibi kulların yardımcısı sensin hızır deryada erdim murada amin
HIDIRELLEZ NEDİR? Hıdırellez’de Neler Yapılır?
Hıdırellez’de aşk dile gelir…
Anadolu’nun bazı yerlerinde gençler, o gün karşılıklı olarak birbirlerine mani söylerler..
Erkek Gökte yıldız bir sıra
Sarılmış mor mintana
Benim gibi kul gerek
Senin gibi sultana.
Kız Gökte yıldız bir sıra
Sırma ördüm mintana
Senin gibi er lazım
Benim gibi sultana
Gelelim “Hıdrellez’in” Hikayesine
Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır.
Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.
Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir.
Hızır, yaygın bir inanca göre, hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölmezliğe ulaşmış; zaman zaman özellikle baharda insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında ermiş bir ulu ya da peygamberdir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür. Hızır inancının yaygın olduğu ülkemizde Hızır’a atfedilen özellikler şunlardır:
Hızır, zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir.
Kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima yardım eder.
Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
Uğur ve kısmet sembolüdür.
Mucize ve keramet sahibidir.
Hızır, bu nitelikleriyle mitoloji dünyasının kendilerine üstün yetenekler atfedilen tanrılarını hatırlatmaktadır.
Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.
Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde hıdrellez için önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar, evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklardır. Hıdrellez gününden önce evler baştan başa temizlenir. Çünkü temiz olmayan evlere Hızır’ın uğramayacağı düşünülür. Hıdrellez günü giyilmek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.
Hıdrellez kutlamaları daima yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır. Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.
Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir. Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”, Denizli ve çevresinde “bahtiyar”, Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”, Erzurum’da “mani çekme” adı verilir. Törenler baharda doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellezden bir gece önce bahtını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar yeşillik bir yerde veya bir su kenarında toplanırlar. İçinde su bulunan bir çömleğe kendilerine ait yüzük, küpe, bilezik gibi şeyler koyarak ağzını tülbentle bağladıktan sonra bir gül ağacının dibine bırakırlar. Sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içip ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğinin açılmasına geçilir. Çömlekten içindekiler çıkarılırken bir yandan da maniler söylenir. Buna göre eşyanın sahibi hakkında yorumlar yapılır. Hıdrelleze özgü bu uygulama temelde bu şekilde yapılmakla birlikte, yörelere göre bazı farklılıklar da gösterebilmektedir. Son zamanlarda ise bu tören yalnızca evde kalmış kızların kısmetini açmak amacıyla yapılmaktadır.
Sonuç olarak, Anadolu’da hala görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır.
Hıdırellez duası nedir, hıdrellezde nasıl dilek tutulur? Hıdırellez günü neler yapılır? 2020 Hızır günü ritüelleri ve duası!
HIDRELLEZ KÖKENİ NEDİR?
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Orta Asya, Ortadoğu ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramı’nı ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran,Osmanlı itibâriyle Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı sevinç kutlamaları yapılmaktadır. Kimi yazılı eserler bu tipteki en eski ritüellerin milattan evvel Mezopotamya’daki Ur şehrinde yapıldığını göstermektedir. Kışın bitişiyle “Tammuz” ismi altında kutlanan bu ritüeller Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle nehirlerinin uyaran gücünü temsil etmektedir.
HIZIR İNANCI
Hızır ın; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtan, darda kalıp başı sıkışanlara yardım eden bir veli (Tanrı nazarında makbul, ermiş bir ulu) veya nebî (peygamber) olduğuna inanılır. Hüviyeti tam olarak bilinmese de halk arasında ve İslam mitolojisinde bir Hızır geleneği vardır. Hızır’ın bir isim değil, bir lakap olduğu genel olarak kabul gören bir kanaattir. Ancak çeşitli kaynaklarda adı ve nesebi hakkında çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Bazıları Hızır ile İlyas peygamberin aynı şahıs olduklarını öne sürmüştür.
Halkın Hızır hakkında kanaat ve inanışı onun ebedi olduğu ve baharda tabiatın uyanmasını sağladığı yönündedir. Anadolu’dan başka Kafkasya, Trakya, Kırım, Azerbaycan ve Suriye’nin birçok yerinde makamları vardır; bu da onun İslam aleminde hemen her yerde varlığına inanılan, ancak belirli bir kişi olmadığı bir simgeden ibaret olduğunu anlatır. Hızır doğasal bir durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler.
Halk arasında Hızır’ın sahip olduğuna inanılan vasıflar insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde ortaya çıkar. İslamiyet öncesi “Gök Sakallı, Ak Sakallı Kocalar” gibi medet umulan, yardım istenen, akıl danışılan, kılavuzluk etmesi beklenen, barış, mutluluk, sağlık, refah getirdiğine inanılan bir kurtarıcı güç olarak düşünülür.
KURAN’DA HIZIR
Kur’an’da Kehf Suresi’nde (60-82) Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. Kehf Suresi’de dahil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır. Olayın yaşandığı yer için “iki denizin birleştiği yer” denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette “Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.” denilerek gönderme yapılan Hızır’dan söz edilir.