Türk doğaçlama halk tiyatrosudur.Karagöz, meddah,kukla gibi öbür geleneksek seyirlik oyunlarla ortak yada benzer yönleri vardır.Oyun, izleyicilerin çevrelediği bir alanda oynandığı için adını buradan alır.Geleneksel Türk tiyatro anlayışının özel, özgün bir türüdür.
Anadolu Selçuklu döneminde karşılıklı konuşmaya dayalı oyunların varlığı bilinmektedir.Osmanlı döneminde de çalgılı , danslı ,taklide dayalı oyunlar kentlerde yaygındı ve rağbet görüyordu.Tarihsel gelişmesi içinde meydan oyunu ,kol oyunu, zuhuri gibi adlarla anılırken en son 19.yy.’da ortaoyunu adını almıştır.Ortaoyununun doğuşu hakkında ;Kanuni Sultan Süleyman döneminde Süleymaniye’de bulunan tımarhanedeki hastaların tedavisi için oynanan oyunlardan esinlenildiği , başka bir bilgiye göre gölge oyunu , Karagöz-Hacivat’tan etkilenildiği , diğer bir anlatıma göre ise, İtalyan halk komedyası izlerini taşıdığı söylenilmektedir.Ancak akla ve gerçeğe en yakın açıklama, Osmanlı- Türk toplumunda çeşitli eğlencelerde görülen müzik, dans, taklit gibi ögelerin biraz daha gelişerek ortaoyununun ortaya çıktığı yönündedir.
Ortaoyunu açık yerlerde , palanga yada meydan adı verilen yuvarlak yada elips alanlarda oynanır.Oyun alanı ip gerilmiş kazıklarla belirlenir.İzleyicilerin önünde köşede çalgıcılar oturur.Erkek ve kadınların oturduğu kafes birbirinden ip gerili kazıklarla ayrılır.Oyuncular giysilerini sandık odası denilen önü perde ile kapatılmış yerde değiştirirlerdi.Oyunun başlıca dekoru ,yenidünya adı verilen 2-3 kanatlı bir paravan ve arkalıksız bir iskemledir.
Ortaoyunu 4 bölüme ayrılır.Mukaddime, muhavere,fasıl ve bitiş.Alana ilk Pişekar girer, baş çalgıcı zurnacı ile kısa bir konuşma yapar ve oyunun adını taktim eder.Oyunun ikinci önemli kişisi,Kavuklu alana gelir, aralarında konuşmaya başlarlar.Bu bölüm kendi içinde ikiye ayrılır.İlk bölüm arzbar olarak adlandırılır.Tekerleme adlı ikinci bölümde Kavuklu bir hikaye anlatır.Oyunun asıl bölümü , fasıldır.Kavuklu , sürekli sahnededir.Sahneye gelen çeşitli tiplerle güldürücü konuşmalar yapılır.Ara ara Pişekar sahneye çıkar ve tiplemeleri Kavuklu ile tanıştırır.Bitişte , Kavuklu ve Pişekar aralarında kısaca birkaç söz söylerler.Pişekar, oyunun son bulduğunu ve gelecek oyunun yerini duyurur.Müzik eşliğinde sahneden ayrılırlar.
Cumhuriyet döneminden sonra ,modern tiyatro karşısında varlığını daha fazla devam ettirememiş, yavaş yavaş kaybolmuş ve usta meddah İsmail Dümbüllü ‘nün ölümü ile tarihe karışmıştır.