Bir gün Dünya’nın kendi etrafındaki dönüşünü tamamlaması için gerekli süredir.Bir günün 24 saate bölünmesinin geçmişinin antik Mısır’a dayandığı tahmin ediliyor. Ancak günümüzde onluk sayı sistemi yaygın olarak kullanılmasına rağmen neden bir günün 24 saate bölündüğü sorusu akla gelebilir.
Mısırlıların zamanı ölçmek için güneş saati kullandıkları biliniyor.Mısırlıların ayrıca bir günü daha küçük zaman dilimlerine ayıran ilk medeniyet oldukları tahmin ediliyor.Güneş saatleri düz bir yüzey değişimler takip edilerek zamanın ölçülmesine dayanıyordu.Ancak geceleri bu yöntem kullanılamadığından günün karanlık bölümünde zamanı ölçebilmek için yıldızların gökyüzündeki hareketleri takip ediliyordu.
Mısırlılar, gökyüzündeki 36 yıldızı ve yıldız kümesini gözlemleyerek bir yılı on günlük 36 parçaya ayırıyordu.Bu yıldızlardan 18 tanesi gün batımı ile gün doğumu arasındaki zamanı ölçmek için kullanılıyordu. Alacakaranlık zamanlarını belirlemek için 3’er yıldız kullanılırken , 12 yıldız gökyüzünün tam olarak karanlık olduğu dönemin daha küçük zaman aralıklarına bölünebilmesini sağıyordu.Bu yıldızlardan her birinin ortaya çıkışı bir saati gösteriyordu.Ancak Mısırlılar, gündüzü ve geceyi bugünkü gibi 12’şer saatlik bölümlere ayırmışsa da saatlerin uzunluğu birbirine eşit değildir.
Gündüzü ve geceyi daha küçük zaman aralıklarına ayırmak için 12’li sayı sistemini kullanmalarının ise farklı sebepleri olduğu düşünülüyor.Bunlardan biri o dönemde sayı saymak için çoğunlukla parmaklardaki eklemlerin kullanılması ( bu yöntemde her bir eldeki baş parmak kullanılarak diğer dört parmaktaki eklemler sayılıyordu.)12 aynı zamanda bir yıldaki Ay döngülerinin sayısını gösteriyor.12’li sayı sisteminin tercih edilmesinin nedenlerinden birinin 12’nin tam sayı bölenlerinin sayısının fazla olması olduğu düşünülüyor.