Transplantasyon sonrası böbrek fonksiyonlarının hemen yerine gelmesi nedeniyle tüm fizik ve psikolojik bozukluklar düzelir. Ancak, takılan böbreğin vücutca reddi (Rejeksiyon) gibi ciddi bir sorunu da vardır. Böbrek Nakli;
1. Canlı vericiden (Yakın ve uzak akraba, eş)
2. 2. Kadavradan
olmak üzere iki kaynaktan yapılır.
Transplantasyon sonrası böbrek fonksiyonlarının hemen yerine gelmesi nedeniyle tüm fizik ve psikolojik bozukluklar düzelir. Ancak, takılan böbreğin vücutca reddi (Rejeksiyon) gibi ciddi bir sorunu da vardır.
Gerekli şartlara uyulmazsa rejeksiyon, transplante böbrek için her zaman bir tehlikedir.
Genel Bilgiler
Aralarında kan bağı olanlarda yapılan böbrek nakli çok kez alıcıda iyi uyum gösterir. Alıcı ve vericinin çok iyi incelenmesi bu başarıyı artırmaktadır. Bu nedenle canlıdan yapılan nakillerin başarı oranı daha fazladır. Son yıllarda tedaviye eklenen yeni ilaçlar kadavradan yapılan nakillerin de başarı oranını artırmıştır. İlaç tedavisi ile düşmeyen tansiyon, iltihap kaynağı olan böbrekler varsa bunlar transplantasyondan 3 4 hafta önce ameliyatla çıkarılır.
BÖBReK TRANSPLANTASYONU
Son evre böbrek yetmezliğinin en uygun tedavi şekli böbrek transplantasyonudur.
Böbrek transplantasyonunda iki organ kaynağı vardır.
- Canlı verici
2- Kadavra
Canlı Vericiler
- Derecede akrabalar (Anne, baba, kardeş ve çocuklar)
-
- Derecede akrabalar (Hala, amca, dayı, teyze) ve akraba olmayan uygun vericiler (B5 gibi) dir
Kadavra Verici : Beyin ölümü olan sistemik bir enfeksiyon ve kanser vb. olmayan kişilerdir
Kadavra ve canlı vericilerde A-B-0 kan grubu uyumu ve doku ila negatif crossmatch (Rh Faktörü önemli değildir) uyumu gerekir.
Canlı vericilerde, 1 ve 2 antigen uyumsuzluğu (Mismatch) varsa vericiler kabul edilebilir.
Kadavrada ise HLA B ve DR den birer antigen uyumu ile negatif Crossmatch yeterli uyum sayılır.
Transplantasyon öncesi alıcı ve vericilerin tüm tetkikleri tamamlanıp, böbrek transplantasyonunun yapılmasına karar verildiğinde alıcı ve verici hastaneye yatırılır Ameliyattan üç gün önce alıcının bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlara başlanır ve hasta izole edilir. (Tek başına bir odaya alınır)
Ameliyatta, böbrek, hastanın kasık bölgesine takılır.
(Arter, atardamar, Ven-toplardamar) bağlantıları bölgedeki damarlara yapılır, Üreter denen idrar kan ağızlaştırılır
Ameliyat sonrası tüm yaşam süresince devam edecek bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla tedavi devam eder. Hasta ameliyat sonrası 2-3 hafta hastanede yatar, taburcu edildikten sonra periyodik kontrollere gelir.
Böbrek fonksiyonlarının en az %80’inin çeşitli hastalıklar nedeniyle (diabetus mellitus, hipertansiyon vs..) geri dönüşümsüz şekilde kaybeden hastalar yaşamlarını sürdürebilmeleri için ;
Hemodiyaliz ( haftada birkaç gün makinaya bağlı olarak) veya
Periton diyalizi (ayaktan sürekli periton diyalizi) yaparak hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar.
Diyaliz seçeneği birçok hastaya yaşamsal destek verdiği kadar beraberinde getirebileceği sorunlar açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken seçenektir. Özellikle dolaşım sistemine verdiği zararlar ile haftada iki-üç kez yapıldığında hastanın sosyal yaşantısına olumsuz etkilemesi nedeniyle en iyi tedavi seçeneği olma özelliğini organ nakline kaptırmıştır. Böbrek nakli yapıldığında hastada;
Böbrek fonksiyonlarının tümü yerine getirilir
Yaşam kalitesi arttırılır
Diyalize göre çok daha uzun bir yaşam süresi sağlanmış olur
Kişinin topluma olan katkısı artar.
Ancak kronik böbrek yetmezliğindeki tüm hastalara nakil yapılamaz. Alıcı hastanın çok iyi bir şekilde sağlık taramasından geçirilerek nakle uygunluk için son karar ilgili hekimlerin oluşturduğu konsey tarafından verilir.
Böbrek;
Canlı vericiden (anne, baba, kardeş, yeğen, eş, vs..) ya da
Kadavra (beyin ölümü gerçekleşmiş ve organ bağışı yapılmış kişiden) vericisinden alınarak nakil yapılabilir
Yurdumuzdaki böbrek nakillerinin %70-75’i canlı vericiden sağlanmaktadır. Organ bağışının azlığı başta olmak üzere çok çeşitli nedenlerle kadavra vericisinden böbrek nakli oranı %20-25’tir.
Böbrek nakillerinde dünyanın kabul ettiği yapılması gerekli olan bazı incelemeler ve uyulması gerekli kriterler vardır. Bunlar;
1- Kan Grubu Uyumu: Hasta ve vericinin kan gruplarının değerlendirilmesinde, kan nakli (transfüzyonu) için konulan kurallar geçerlidir; yani hasta ve verici aynı kan grubundan ise nakil (transplantasyon) yapılabilir. Bunun dışında 0 kan grubundan olanlar genel verici, AB kan grubundan olanlar ise genel alıcıdırlar. Rh (negatif veya pozitif) uyumu nakilde önem taşımaz. Kan grubu uygun ise hasta ve vericide yapılacak diğer incelemelere geçilir.
O – O B – AB
A – A O – A
B- B O – B
A – AB
2- Doku Grubu Uyumu: Doku grubu ne kadar iyi uyuşursa transplante edilen (0 mıssmatch) organın yaşam süresinin uzun olacağı açıkça ortadadır. en çok doku uyumu gösteren bir organın çok uygun olmayan (4-6 missmatch uygunsuzluk) bir organa göre beş yıllık bir sürede %40 oranında uzun yaşam şansı vardır. Bu da bize en çok uyan organın daha uzun süre fonksiyone olma ihtimalini ortaya koymaktadır. Kadavra ve yakın akraba vericilerden yapılan nakillerde doku uyumu çok dikkat edilmesi gereken bir parametredir. (Alternatif transplantasyon olarak adlandırılan eşler (spouses) ve unreleted böbrek nakillerinde hastanın başka şansı olmadığı için doku uyumu aranmayabilir)
3-Cross-Match Testi: Hasta ve vericisi (donörü) arasında yapılan cross-match testinin negatif olması gerekmektedir. Bu test pozitif olursa böbrek nakli yapılamaz. Buradaki pozitifliğin IgM veya IgG antikorlarından kaynaklandığının tespiti gerekmektedir. IgM’den kaynaklanan bir pozitiflik varsa böbrek naklinde bir sorun olmaz.
4- Panel Reaktif Antikorlar: PRA’lar kan transfüzyonu, hamilelik ve daha önceki nakillerden kaynaklanabilir. Bu anti-HLA antikorların nakil öncesi mutlaka tespit edilmesi gerekmektedir. Bu antikor tespit edilmezse böbreğin reddi söz konusu olur. PRA’nın çok yüksek olduğu durumlarda ise bu antikorların düşürülmesine yönelik tedaviler uygulanabilir.