Çocukların bebeklik dönemi bittiyse ve artık yavaş yavaş anaokulu çağında gelmeye başladıysa aileyi ufaktan bir telaş almaya başlar. Bunun nedeni çocuk için en uygun anaokulunu seçme meselesidir. Aileler hem çocuğunu en iyisine göndermek isterken hem de bunun aile bütçelerine fazla yük olmamasına dikkat ediyorlar.
Peki çocuğunuzu nasıl bir anaokuluna göndereceksiniz ve çocuklar için anaokulu seçerken nelere dikkat etmelisiniz?
Artık çocukların anaokuluna gitmesi Allah’ın emri gibi birşey oldu. Gitmeyen çocukların yaşıtlarından hem sosyal hem de gelişim açısından geri kalacağı düşünülüyor. Aslına bakarsanız bu düşünce çok da haksız değil.
Peki çocuğunuz için en doğru anaokulu hangisidir ve ne gibi özelliklere sahip olması gerekir? İşte bu konuda uzmanların çok önemli açıkalamaları;
Uzman Psikolog Iraz Toros;
Yakınlık- Uzaklık
Yolda geçireceği zaman kaybını önlemek açısından da yakınlık önemli. 3 yaş çocuğu için evde kendi kendine oynayarak geçirdiği zaman da çok kıymetli; bu yüzden yuvaya başlangıcı yarım gün şeklinde yapmakta fayda var. Öğleden sonra 15.00 civarı eve dönmesi için ideal zaman. Daha sonra yavaş yavaş adımlarla tam güne geçiş yapılabilir. Bir seferinde öğlen yemeğini de yuvada yesin, diğerinde uykusunu da orada uyusun gibi küçük adımlar en iyisi.
Muhatap Kişi
Bir okula görüşmeye, incelemeye gittiğinizde sizinle konuşan kişi büyük ihtimalle kurumun sahibesi ya da müdürüdür. Bu görüşmelerden okulun felsefesi ve duruşuyla ilgili bilgi almak mümkün olsa da yine de öğretmenlerle tanışmakta fayda var. Nitekim çocukla gününü geçirecek olan o. Müdürle öğretmen arasında anlayış farkı olabilir.
Gözlem Saati
Anaokulunun atmosferini gözlemlemek için en ideali çocukların bahçede oldukları zamandır. Öğretmenlerin, çocukların yüzlerindeki ifadeler, davranışları o yuvada olan bitenlerle ilgili söze dökülmeyen ipuçları verir.
Çatışmalara Yaklaşım
3 yaş, çocukların ben kavramından “biz“e geçiş yapmaya çalıştıkları bir dönem. Bu dönemde akranlarıyla kurdukları ilişkilerde çatışmalara rastlamak hiç de şaşırtıcı değil. Anaokulunda çocuklar arası çatışmalara nasıl yaklaşıldığı önemli bir soru. Doğru yaklaşım ilk önce kendi aralarında çözmeleri için zaman bırakıp ardından hem mağdura hem mağdur edilene anlayışla yaklaşmak şeklinde olmalı. Eğer yaklaşım “tek başına düşünmesi için mola yöntemi uyguluyoruz” şeklindeyse orada veli olarak “burası doğru yer mi?” diye düşünmesi gereken biziz.
Motivasyon
Ödül ve ceza yöntemi pedagojik açıdan artık pek rağbet edilmeyen bir sistem. Bazı anaokullarında “en iyi yemek yiyen“, “en uslu oturan“, “en güzel resim yapan” çocuklara çeşitli ödüller dağıtılıyor. (stickerlar mesela) 3-6 yaş çocukların rekabete teşvik edilmemesi gereken bir yaş. Çocuk “en” olmak yerine kendisi olmaya motive edilmeli. “En” olmak isteyen çocuk başaramadığı zaman mutsuz olur.
Bahçe Kullanımı
Çocukların hangi şartlarda bahçeye çıkarıldıkları da önemli diğer bir konu. Her ne kadar -15 derecede pusette uyutma geleneğine sahip İsveç kadar olamasak da çocuğu her koşulda bahçeye çıkaran anaokulu diğerlerine göre tercih sebebi. Bu şekilde içerinin havalanmasını sağlamak mikropların yayılmasını engelleyeceği gibi çocuk (sulu sulu yağmur yağan günler hariç) temiz hava alacak. “Kışın, soğuk havada pek dışarı çıkarmıyoruz” diyen anlayışı yine bir tartmak lazım.
Sınıf Mevcudu
Bu konuda verilebilecek bir reçete yok. Yine de sınıf mevcudunu sorup sınıfların büyüklüğüne bakıp, kaç çocuğa kaç öğretmen düştüğünü öğrenmekle gözünüzde olurunu canlandırabilirsiniz. Bir de okula “maksimum öğrenci limitini” sormak lazım.
Beslenme
Benim gibi sağlıklı beslenmeye kafayı takmış veliler için en önemli etkenlerden biri. Menüsünde evde yedirmediğim sürülebilir çikolatalar, konserve sebzeler, hazır yemekler bir okul benim için baştan kayıp. Bunun yerine mevsimsel beslenme, yemeğin okulun içinde pişmesi yada güvenilir bir yemek şirketinden gelmesi, sağlıklı atıştırmalıklar tercih sebebi.
Maddiyat
Bazı okulların aylık ücretleri düşük gözükse de gezi, yemek, branş dersleri gibi extra ücretler işin içine girince fiyat hatırı sayılır biçimde yükseliyor. Ücrete nelerin dahil olduğunu, nelerin olmadığını öğrenmekte fayda var.
Dip Not: Bu kadar çok kriterin olması her okulun bütün kriterleri yerine getirebileceğinin sanılmasına yol açmasın. Anne babalar bunların arasından kendileri için “olmazsa olmazları” belirleyip ona göre seçim yapmalılar. Mükemmeli aramak hayal kırıklığına yol açabilir.
Bir not daha: Iraz’ın da söylediği üzere, ev dışındaki hiç bir yerde “anne babanınki gibi” bir yaklaşım olamaz. Olmamalıdır da. Okula atılan ilk adım çocuğun aile olmadan sosyalleşme becerisini kazanması içindir. Bunu da akılda tutmak gerekebilir.