Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Son yıllarda sıkça sorulan sorulardan biri , Hakaret Sayılmayan Kelimeler hangileridir ? Veya diğer bir söylemle, sosyal medyada veya herhangi bir ortamda hangi kelimeler kurulduğunda hakaret suçuna girmez ?
Hakaret suçu özelinde “Hangi kelimeler hakarete girer?”, “Hakaret sayılmayan kelimeler nelerdir”, “Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımı ne şekildedir?” gibi soru ve tereddütler sıkça karşımıza çıkmaktadır. Biz de bu konudaki soru ve tereddütleri bu yazımızda ele almaya çalışacağız.
İfade hürriyeti anayasal bir haktır. Ancak bu hakkın başkalarının şeref ve haysiyetini rencide edici bir şekilde kullanılması hukuk düzeninde himâye görmez. Kuşkusuz bunun da bir kısım istisnaları vardır. Dolayısıyla ana hatları ile hakaret suçununun temel unsurlarının ve hangi sözlerin ne durumda hakaret kabul edilmeyeceğini açıklığa kavuşturmak gereklidir.
Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125 vd. maddelerinde suç olarak düzenlenmiştir. Bu suç somut bir fiil isnadı suretiyle işlenebileceği gibi sövme suretiyle de işlenebilir. Mesela bir kişiye “hırsız” demek sövme biçiminde hakaret suçunu oluşturabilirken, “Ahmet’in evinden filanca şeyi çaldın” demek somut olgu isnadı biçiminde işlenen hakaret suçuna örnek teşkil eder. Somut fiil isnadı, ispatı mümkün eylemleri ifade eder ve ispat edildiğinde eylemi suç olmaktan çıkarır. Sövmek ise Yargıtay’a göre küçültücü bir değer yargısıdır (Yargıtay 4. CD, 11.05.2014 tarih 7894-6123 sayılı kararı).
Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Bir ifade iki sebeple hakaret suçunu oluşturmayabilir. Ya suçun unsurları oluşmaz, ya da esasında hakaret teşkil eden bir ifade hukuka uygunluk nedenlerinden yararlandığı için suç teşkil etmez.
Suçun unsurlarının oluşmaması
Bazı ifadeler vardır ki gündelik hayatta kullanıldığında kaba, rahatsız edici, nezaketsiz olarak algılanabilir. Fakat bu tür ifadelerin hakaret suçu oluşturabilmeleri için objektif olarak şeref ve haysiyeti tahkir edici nitelikte olması gerekir. Aksi takdirde kişiden kişiye değişebilecek olan alınganlıklar sayısız suç isnadına sebep olur.
Beddua niteliğindeki ifadeler:
“Sanığın “Allah belanı versin.” sözleriyle davacıya hitabı bedduada bulunmak niteliğinde olup, namus, şöhret veya vakar ve haysiyete taarruz teşkil etmez (2. CD. 08.12.2005 T, 22453/28522)
“Sanığın, haksız bir şekilde tutuklandığını düşünerek, sorguyu yapan hâkime; ‘Allah belanı versin’ şeklinde söylediği sözleri, beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici ise de, şikâyetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediğine” karar vermiştir. (YCGK, 16.09.2014 T, 2014/2-328 E, 2014/386 K)
Ancak Yargıtay bir kararında mahkeme hakimine hitâben söylenen “Sanığın, mahkeme hâkimine hitaben “Allah belanı versin, adalet mülkün temeli değildir” şeklinde söz söylemekten ibaret eyleminin bir bütün halinde kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturduğuna karar veren kararı da bulunmaktadır. (9. CD 12.04.2010 T, E.2008/10995, K. 2010/4198)
Sanığın, mağdur hemşireye “İstediğim saatte gelirim, iğne yapmak zorundasın, kafamı bozmayın” şeklindeki sözleri mağduru küçük düşürücü değil, nezaket dışıdır. (4.CD. 14.12.2004, 11781/12310)
Sanığın, kendisine müdahale etmek isteyen müşteki polislere hitaben söylediği kabul edilen “Lan ben kaçmıyorum, bizi neden kovalıyorsunuz.” ifadesi müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici değil; kaba hitap tarzıdır. (4. C.D.2014 Esas No:2013/34980 Karar No:2014/21164)
“Bilgisiz, tecrübesiz” biçimindeki sözler, hakaret değil; eleştiridir; 4 C.D. Esas No: 2012/16704 Karar No:2014/376)
Sanığın “Sizin toplantılarınıza karılar gelir, siz karı gibi adamsınız” demekten ibaret eylemi nezaket sınırlarını aşan kaba söz niteliğindedir. (4. CD. 02.06.2014 T, 2013/4386 E. 2014/19675 K)
Sanığın yeğenine ceza veren öğretmene söylediği ‘’sen kim oluyorsun, sus dedim sana’’ şeklindeki sözler, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici davranıştır. (4. CD. 05.04.2011 T, 2013/1773 E. 2014/9702 K.)
Sanığın, eşine ceza yazan yakınana, “Ne gülüyorsun, yazdığın cezadan zevk mi alıyorsun, buradan geçen her araca ceza mı yazıyorsun?” demekten ibaret olan sözlerinin yakınanı ne şekilde küçük düşürdüğünün tartışılması gerekir. 4. CD. 2.4.1996 T, 945 E, K.2952
Sanığın, kız kardeşinin dövülmesi olayına gösterdiği tepkiyle Cumhuriyet Savcısının odasına girerek “…Benim kız kardeşimi dövüyorlar, siz burada ne yapıyorsunuz, kimseye ceza vermiyorsunuz” şeklindeki sözleri yakınma, sitem ve çaresizliğin dile getirilmesidir. (4. CD 06.02.2007 T. 2005/12433 E, 2006/1174 K.)
Özetle niteliği itibariyle kaba, nezaketsiz, rahatsız edici her ifade salt bu sebeple hakaret suçunu oluşturmaz. Yine yakınma, çaresizlik ifadesi mahiyetindeki beyanlar ile salt beddua niteliğindeki ifadeler de böyledir. Bununla birlikte her somut olayın kendine özgü koşulları bulunduğu da unutulmamalıdır.
Hukuka Uygunluk Halleri
Hakaret suçunun unsurlarını oluşturan ifadeler belli özel koşullar altında suç kabul edilmemektedir.
Ancak tüm bu durumlarda ölçülülül ilkesinin gözetilmesi, maksadı aşan ve hukuka uygunluk sınırlarının ölçüsünün dışına taşan ifadeler kullanılmamalıdır. Aksi takdirde eylem suç teşkil edecektir.
Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret
Burada aslında suç teşkil eden bir eylem vardır. Fakat kanun suçun bu işleniş biçimine özel bir cezasızlık sebebi yahut indirim öngörmüştür.
“Madde 129-
(1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.”
Hakaret Sayılan/Sayılmayan Kelime ve Sözler
Hangi Kelime veya Sözler Hakaret Suçu Oluşturmaz?
Hakaret suçu, 5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinde düzenlenmiş olup suçun temel halinin cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı veya diğer nitelikli hallerle işlenmesi halinde suçun cezasının alt sınırı 1 yıldan az olamaz. Hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde ise suçun cezası 1/6 oranında arttırılır. Örneğin, sokak ortasında polise “gerizekalı” diyen sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan en az 1 yıl hapis cezasına hükmedilecek, sokak ortasında alenen hakaret ettiği için de cezası 1/6 oranında arttırılacaktır.
Hakaret sayılan kelime ve sözler kanunda tek tek belirtilmediği gibi hakaret sayılmayan kelimeler veya sözler de kanunda tek tek açıklanmış değildir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarıyla belirlenen, kategorik bir biçimde hakaret sayılmayan sözler şunlardır:
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir (Y4CD-K.2021/27093).
Hakaret Sayılmayan Kelimeler veya Sözler Nelerdir?
1. Meziyetsiz, Karaktersiz: Sanığın, müşteki infaz koruma memuruna söylediği kabul edilen “beceriksiz herif, meziyetsiz, karaktersiz… artık bırak bu işi, emekli ol git, insanları mağdur ediyorsun” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözler hakaret suçu oluşturmaz (Y18CD-K.2017/11006).
2. Dinsiz, İmansızlar: Sanığın müştekilere söylediği “dinsiz, imansızlar” şeklindeki sözün müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarını oluşturmaz (Y18CD-K.2017/7985).
3. Terbiyesizlik Yapma : Sanığın katılana söylediği kabul edilen “terbiyesizlik yapma” şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/8900).
4. Şizofrensin, İki Ruhlusun: Sanığın katılana hitaben söylediği “sen şizofren hastasısın, iki ruhlusun, doktora git bir an evvel sağlığına kavuş” şeklindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğundan bu sözler hakaret sayılmaz (Y18CD-2015/10949).
5. “Lan” Demek : Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın mağdurlara hitaben söylediği kabul edilen “ lan” sözünün muhatapların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyet kararı verilmesi bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/26608).
6. Çingene Demek: Sanığın “çingene” ifadesi ile halen ülkemizde kendilerini “roman” olarak nitelendiren ve Avrupa’dan Türkiye’ye göçetmiş vatandaşlarımızı kast etmesi karşısında; bu sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle, hakaret suçu oluşmaz (Y4CD-K.2014/574).
7. Beddua Sözleri, Allah Belanı Versin: Yaralama suçunun mağduru olarak şikayeti sırasında polis memuru olan mağdur M.. B..’ye söylediği kabul edilen “…bir şey yapmıyorsunuz, sizin Allah belanızı versin…” biçimindeki sözler, beddua niteliğinde olup hakaret sayılmaz (Y4CD-K.2014/1282).
8. Hakime “Taraf Tutuyorsunuz” Demek: Sanığı duruşma salonundan çıkarması üzerine, sanığın hakime karşı söylemiş olduğu ‘siz açıkça taraf tutuyorsunuz’ şeklindeki sözlerin yapılan uygulamaya yönelik bir sızlanma niteliğinde olup, suç işleme bilinç ve iradesi ile söylenmediğinden hakaret sayılmaz (Y2CD-K.2013/6410).
9. Emniyet Müdürlüğüne Yönelik “Sinkaf Ederim Böyle Yeri, Düzeni”: Sanığın, babasının emniyet müdürlüğünde ifadesi alındığı sırada kendisinin dışarıda beklemesini isteyen mağdur polis memurlarına söylediği “sinkaf ederim, böyle düzeni de, yeri de” şeklindeki sözlerin mağdurları hedef almayıp onların onur, şeref ve saygınlıklarına yönelik bir saldırı niteliğinde olmadığından hakaret suçu oluşmaz (Y4CD-K.2014/1014).
10. Emniyete “Polis Memurlarınız Şerefsiz, Rüşvet Yiyorlar”: Hakaret suçunun mağdurunun, belirli veya belirlenebilir kişi olması zorunluluğunun bulunması, belirli ve sınırlandırılmamış kişi topluluğuna karşı söylenen sözlerin bu suç kapsamında değerlendirilemeyecek olması karşısında, sanığın Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün www.ankara..gov.tr internet adresine yazdığı “ya sizin bu polis memurlarınız ne kadar şerefsiz rüşvet yiyorlar yazık ya, sonrada tertemizsiniz, devlet vatandaşın hakkını yemezse terör falan olmaz size hayırlı mesailer” biçimindeki sözlerin sınırlandırılmamış ve belirlenmemiş kişi topluluğuna yönelik olduğundan hakaret suçunu oluşturmaz (Y4CD-K.2014/1432).
11. Eğitimsiz, Tecrübesiz: Sanığın Körfez Kaymakamlığı’na yazdığı mektupta Tüketici Hakem Heyetinde görev yapan katılanlara yönelik “Ben Körfez Tüketici Hakem Heyetini protesto ediyorum. Eğitimsiz, tecrübesiz, teknolojiden anlamayan, halkı %100 zarara sokan, taraf tutan, kayıran, Devletin imkanlarını yanlış kullanan kişilerden oluşmuş” biçimindeki sözleri ağır eleştiri niteliğinde olup hakaret sayılmazlar (Y4CD-K.2014/354).
12. Lanet Gardiyan, Çirkef: Sanığın, katılan infaz koruma memuru …’a yönelik sarfettiği, “lanet gardiyan” şeklindeki sözünün, nezaket dışı kaba hitap tarzı olup, sövme, somut bir fiil ya da olgu isnadı olarak kabul edilemeyeceği, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurları oluşmadığı, sanığın … isimli infaz koruma memurunun yanından geçerken katılan … hakkında “ne çirkef gardiyan” şeklindeki sözünün ise katılanın gıyabında söylendiği, gıyapta hakaretin üç kişi tarafından duyulması gerektiği, dosya kapsamında “çirkef” sözünü başkaca duyan olmadığı nazara alındığında sanığın bu sözü açısından ise ihtilat unsurunun oluşmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Y18CD-K.2019/11937).
13. Hakarete Karşı “O Sensin, Sizsiniz”: Sanığın katılana hitaben söylediği, “manyağın önde gideni, geri zekalı sapık” şeklinde sözlere katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde hakaret ettiği, katılanın ise sanığa hitaben söylediği, “sensin, sizsiniz” şeklindeki sözleri ise hakaret içermemektedir (Y18CD- K.2017/8245).
14. Adam Değilsin: Sanığın, kolluk görevlisine söylediği iddiası olan “adam değilsin” ifadesinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı söz niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, kanuni olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/15090).
15. “Hanzo” Kelimesi: Sanığın katılana hitaben söylediği “hanzo” şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözün, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurları oluşmaz (Y18CD-K.2018/14285).
16. “Deli, Manyak:” Sanığın katılana söylediği kabul edilen “deli midir, manyak mıdır” şeklindeki sözlerin, kullanıldığı yer, zaman ve ifade ediliş şekli göz önüne alındığına açıkça katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu, sanık savunması, tanıkların beyanı, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi de göz önüne alınıp TCK’nın 129.maddesi de değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozma nedenidir (Y18CD-K.2017/14472).
17. Senden Hoca Değil Münafık Bile Olamaz: Kaba hitap tarzındaki “senden hoca değil münafık bile olamaz” sözünün, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Y4CD-K.2021/17619).
18. Siz Yalakasınız: Olay günü sanıkların müştekilere söylediği kabul edilen ‘‘sizler yalakasınız’’ şeklindeki sözlerin, muhatapların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/27093).
19. Amk Yerinde Herkes İşini Yapacak: Somut olayda, sanık tarafından katılana yönelik söylendiği kabul edilen “ben avukatım lan, sen ne işe yararsın” ifadelerinin kaba hitap tarzı niteliğinde olduğu, “a… k… yerinde herkes işini yapacak” sözlerinin ise katılanı hedef alarak söylenmemesi nedeniyle katılanın onur, şeref ve saygınlığına saldırı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, atılı suçtan sanık hakkında beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/20597).
20. Defol Git : Yargılamaya konu somut olayda; sanık …’un söylediği iddia ve kabul edilen, “defol git” şeklindeki kaba hitap tarzı niteliğinde olan sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-2021/20390).
21. Siz İnsan Değilsiniz : Sanıkların “siz insan değilsiniz” şeklindeki sözlerinin mağdurların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/15035).
22. Eşkiya mısınız? : Olay günü sanığın, müştekilere söylediği kabul edilen “eşkiya mısınız” şeklindeki sözün, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/11917).
23. Bacaksız : Olay günü sanığın müştekiye söylediği kabul edilen ‘‘bacaksız’’ şeklindeki sözün, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/12060).
24. Pis Olan Sensin : Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen ‘‘asıl senin evin kokuyor, evin pis kokuyor, benim köpeklerim pis değil, pis olan sensin’’ şeklinde sözlerin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/7983).
25. Seni Hakem Yapanı : Sanığın katılana yönelttiği ve mahkemece kabul edilen “seni hakem yapanı” şeklindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış, ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/5762).
26. Hasta mısın Kızım Sen? : Şikayete konu kaba hitap tarzındaki “hasta mısın kızım sen” sözünün, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurları oluşmamıştır (Y4CD-K.2021/2804).
27. Sen Erkek misin? : Olay günü sanığın katılana yönelik söylediği iddia ve kabul edilen “sen erkek misin…” şeklindeki nezaket dışı ve kaba ifade niteliğindeki sözün katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/2728).
28. Size de Kurumunuza da Başlarım: Sanığın müştekilere söylediği “size de kurumunuza başlarım lan “ şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/38).
29. Ukalalık Yapma: Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen “sen burada kaç yıllık memursun, ben 12 yıllık avukatım, benimle muhatap olma, ben hayatımda bu kadar ukala bir katip görmedim, ukalalık yapma, ukala” şeklindeki sözünün, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2020/14014).
30. Ahlaksız : Sanığın müştekiye yönelttiği “sizin gibi doktorun da hastanesinin de Allah belasını versin, ahlaksız” şeklindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, nezaket dışı ve kaba söz niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y18CD-K.2020/1934).
31. Ne Mal Olduğunuzu Biliyorum : Olayın tek görgü tanığı olan K.Ç.’nin duruşmadaki ifadesine göre, sanığın sarfettiği, “ben sizin ne mal olduğunuzu biliyorum” şeklindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba söz ve ağır eleştiri niteliğinde olduğu, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2014/31186).
32. Gavur : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğünde “gavur” sözcüğünün kelime anlamına bakıldığında; “dinsiz kimse, müslüman olmayan kimse, merhametsiz, acımasız ve inatçı” olarak tanımlandığı görülmüştür. Bu bağlamda sanık ile müşteki polis memuru arasında çıkan tartışma esnasında sanığın sarf etmiş olduğu “gavur polisisiniz” ve “böyle devlet olmaz, sizin maaşınızı ben veriyorum” şeklindeki sözlerinin rahatsız edici ve kaba hitap tarzında olduğu kabul edilmekle birlikte, bu sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi gerektiği, sözlerin açıkça, müştekinin onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte olmadığı veya sövme fiilini oluşturmadığı anlaşılmıştır (Y18CD-K.2017/3352).
33. Cahil Cahil Konuşma : Sanığın katılana söylediğini ikrar ettiği “cahil cahil konuşma” biçimindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından tebliğnamadeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir (Y18CD-K.2016/6526).
34. Seni Paramla Satın Alırım: Katılanın, sanığa hitaben “cebinizde beş kuruş paranız yok gelip burada konuşuyorsunuz” demesi üzerine sanığın, katılana söylediği, “seni paramla satın alırım ‘’ şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi bozma nedenidir (Y18CD-K.2020/4519).
35. Aç Gözlü: Katılanın sanığa söylediği kabul edilen “aç gözlü” biçimindeki sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunu oluşturmayacağı kabul edilmelidir (Y18CD-K.2020/4884).
36. A.ına Koyduğum Yerinde: Somut olayda, sanık tarafından katılana yönelik söylendiği kabul edilen “ben avukatım lan, sen ne işe yararsın” ifadelerinin kaba hitap tarzı niteliğinde olduğu, “a.ına koyduğum yerinde herkes işini yapacak” sözlerinin ise katılanı hedef alarak söylenmemesi nedeniyle katılanın onur, şeref ve saygınlığına saldırı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, atılı suçtan sanık hakkında beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Y4CD-K.2021/20597).
Hakaret Sayılan Kelime ve Sözler
Bir kişiye “şerefsiz”, “haysiyetsiz”, “geri zekalı”, “aptal”, “salak”, “hayvan”, “müsvedde” , “pislik” , “alçak” , “fahişe” vb. gibi sözler söylemenin hakaret suçunu oluşturacağı kuşkusuzdur. “Hırsız”, “rüşvetçi”, “adi” , “sahtekar” gibi kelimeler de hakaret suçu oluşturur.
“Eşek”, “köpek”, “öküz” “it” vb. hayvan isimleriyle hitap etmek de hakaret suçuna vücut verir.
Amk vb. kısaltmalarla sosyal medya üzerinden yazılan yazılar hakaret suçu oluşturur.
Kişiye isnat edilen somut olgu kişinin mevcut fiziksel veya psikolojik bir özelliğine vurgu yapsa da hakaret suçunu oluşturur. Örneğin, aksayarak yürüyen birine “allahın topal adamı” demek, gözü görmeyen birine “kör herif” demek hakaret suçunun oluşmasına neden olur.
Hakarete uğrayanın kişisel özellikleri dışında kalmak şartıyla kendisine isnat edilen fiil veya olgu ispatlandığı takdirde hakaret suçu oluşmaz. Örneğin, “sen Ayşe’nin eşyalarını çaldın” denildiğinde, bu olgu ispatlanırsa hakaret suçu oluşmaz. Fakat, daha önce işlediği bir hırsızlık suçundan sabıkalı olan kişiye, “sen hırsızsın” demek hakaret suçudur.
Hakaret suçunu teşkil eden fiiller, sözle işlenebileceği gibi yazı, şekil, görüntü, el işareti veya mimiklerle de işlenebilir. Örneğin, bir kişinin çalışma masasına insan dışkısı koymak.
Sanığın, suç tarihi itibariyle kendisinden kıdemli olan katılana yönelik olarak, sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” dediği, sözlerinin ve el hareketinin, Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşıdığı; aynı gün, katılanın, yazılı savunmasını istemesi üzerine, koridorda katılanla karşılaşan sanığın, katılana yönelik olarak “millete baskı ile ifade imzalatmak değil, adam ol adam” dediği, sanığın anılan sözleri ve hareketi ile amiri olan katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide etmek suretiyle amire hakaret suçunu işlediği gözetilmeden mahkumiyeti yerine suç işleme kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi, bozam nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi-K.2020/6332).
Hakaret Suçunun Cezası
Hakaret suçunun cezası TCK m.125’te düzenlenmiştir:
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Hakaret Suçunda Eleştiri, Ağır Eleştiri ve İfade Özgürlüğü
Ceza Genel Kurulu’nun 14/10/2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
İnsanın serbestçe haber, bilgi ve başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, savunabilmesi ve yayabilmesi olarak kabul edilen, ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan ve toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini oluşturmaktadır.
Anayasa’nın 26. maddesinde, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bunun yanında, bu hak, birçok uluslararası belgeye ve mahkeme kararına da konu olmuştur. Türkiye’nin de yargılama yetkisini kabul ettiği AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 10. maddesinin 2. paragrafı saklı tutulmak üzere, ifade özgürlüğünün sadece toplum tarafından kabul gören veya zararsız veya ilgisiz kabul edilen “bilgi” ve “fikirler” için değil, incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerli olduğunu pek çok kararında yinelemiştir. AİHM’e göre ifade özgürlüğü, yokluğu halinde “demokratik bir toplum”dan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir. Bununla birlikte, ifade özgürlüğü de mutlak ve sınırsız değildir. Bu hak kullanılırken bireylerin hak ve özgürlüklerini ihlal edecek tutum ve davranışlardan kaçınılması hem ulusal hem de uluslar arası mevzuatlarda yer almaktadır.
Nitekim Anayasa’nın 26. maddesinde koruma altına alınan ifade özgürüğü, aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen sebeplerle sınırlandırılabilir. Dolayısıyla anılan madde ile Anayasanın 13. maddesine göre, ifade özgürlüğüne yönelik sınırlamalar ancak kanunla yapılabilir ve demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı gibi hak ve özgürlüklerin özlerine de dokunamaz.
Sözleşme’nin 10. maddesinin 2. paragrafı, kamu makamlarının bu özgürlüğün kullanılmasına getirebilecekleri sınırlama rejimini düzenlemektedir. Önemine binaen, ifade özgürlüğüne yapılan müdahaleler çok istisnai hallerde kabul görmekte ve Sözleşme’nin 10. maddesinin 2. paragrafının öngördüğü sınırlama kayıtları dar yorumlanmaktadır. Bu nedenle, bir kamu makamının ifade özgürlüğüne yaptığı “müdahalenin gerekliliği” mutlaka ikna edici bir şekilde açıklanmalıdır. Sözleşme’nin anılan maddesinde, belirtilen “gerekli” olma koşulu, müdahalenin bir ‘toplumsal ihtiyaç baskısına karşılık gelmesi ve özellikle izlediği meşru amaçla orantılı olması anlamına gelir. Bir müdahalenin bu kriterleri yerine getirdiği ve dolayısıyla haklı olduğu, ulusal makamların gösterdiği gerekçelerin “ilgili ve yeterli” olmasıyla anlaşılabilecektir.
Gerek Anayasa gerekse Sözleşme hükümlerine uygun davranılmaması, devletin pozitif ve negatif yükümlülüklerine aykarı hareket etmesi anlamına gelebilecektir. Zira, negatif yükümlülük kapsamında yetkili makamlar, zorunlu olmadıkça ifadenin açıklanmasını ve yayılmasını yasaklamamalı ve yaptırımlara tabi tutmamalı; pozitif yükümlülük kapsamında ise ifade özgürlüğünün gerçek ve etkili korunması için gereken tedbirleri almalı ve denge unsurunu sağlamalıdırlar. Aksi takdirde AİHM, kişinin şeref ve itibarının haksız bir saldırı altında olmasına rağmen ulusal mahkemeler tarafından gereken ölçüde korunmadığı gerekçesiyle AİHS’nin 8. maddesi açısından ihlal kararı verebilmektedir. Zira AİHM açısından, başvuranların özel hayata saygı hakkı ve ifade özgürlüğü eşit derecede önemlidir. Denge unsurunun sağlanmasında içtihatlara göre göz önünde bulundurulması gereken temel ilkeler ise, başvuruya konu ifadelerin kamu yararına ilişkin tartışmaya katkısı, ifade sahibinin tanınırlığı ve daha önceki tutumları, ifadenin içeriği, şekli ve etkileridir.
AİHM, birçok içtihadında Sözleşme’nin 10. maddesinin sadece ifade edilen düşünce veya bilginin esasını değil, aynı zamanda bunların aktarılma biçimlerini de güvence altına aldığını belirtmiştir. Bu anlamda, AİHM içtihatlarında, basın, toplumun sözcülerinden biri olarak kabul edilmekte ve herkesin kamuoyunu ilgilendiren bilgileri edinme hakkı bulunduğu düşüncesiyle, kamuyunu ilgilendiren konulara dair bilgi ve fikirleri vermeyi sağlayan basın özgürlüğüne ayrı bir önem atfedilmektedir. AİHM’e göre, öncelikle ifadelerin bir olgu isnadı mı yoksa değer yargısı mı olduğu belirlenmelidir. Zira olgu isnadı kanıtlanabilir bir husus iken, bir değer yargısının kanıtlanmasının istenmesi dahi ifade özgürlüğüne müdahale sayılabilecektir. Yargılamaya konu olan ifadeler eğer bir değer yargısı içermekte ve somut bir olgu isnadından bahsedilemeyecekse, değer yargılarını destekleyecek ‘yeterli bir altyapının’ mevcut olup olmadığı AİHM tarafından göz önünde bulundurulmaktadır. Zira değer yargılarının dahi belli düzeyde olgusal temel içermesi gerektiği kabul edilmektedir. Öte yandan, hiçbir veriye dayanmayan ve hiçbir altyapısı bulunmayan bir değer yargısı AİHM tarafından da ifade özgürülğü sınırları içerisinde kabul görmemektedir.
Sonuç olarak, gerçek dışı olgulara dayalı iddia olarak nitelenen açıklamalar bakımından AİHM, başvurucuların bu tür ifadelerin ortaya konulmasından ve yayınlanmasından sorumlu olup olmadıklarını ve bu tür bilgilerle diğer kişileri aldatmayı amaçlayıp amaçlamadıklarını dikkate almaktadır.
Siyasetçilere yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu gerek iç hukukumuzda gerekse uluslararası mahkeme kararlarında yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin, özel kişilerden farklı olarak, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık olan, kamuoyuna mal olmuş kişi haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir.
Dabrowski /Polonya davasında, bir gazeteci yerel bir siyasetçi ile ilgili devam etmekte olan ceza yargılamasına dair yazdığı yazıların gazetede yayınlanmasının ardından hakaret suçundan mahkûm olmuştur. Başvuran, hakaret ettiği iddia edilen belediye başkanının, hırsızlık suçundan cezaalmasının ardından ‘soyguncu belediye başkanı’ olarak tanımlamıştır. AİHM, bu başvuruda, 10. maddenin ihlal edildiğine karar verirken, gazetecinin bir dereceye kadar abartma hakkına sahip olmasına ve belediye başkanının kamuya mal olmuş bir kişi olarak, bazıları olgusal temelden yoksun olmayan değer yargısı olarak değerlendirilebilecek eleştirilere karşı, daha fazla hoşgörü göstermek zorunda olmasına özel bir ağırlık vermiştir (Dabrowski /Polonya ,18235/02, 19/12/2006)
Lingens/Avusturya davasına konu olan olayda ise, Avusturya’da 1975 yılında yapılan seçimlerden sonra, bir gazeteci olan başvuran Lingens, geçmişinde Nazi faaliyetleri bulunan bir siyasetçi ile koalisyon kuracağını açıklayan Federal Şansölye Bruno Kereiski’yi eleştiren yazılarında, “ahlaksızca”, “yüz kızartıcı”, “en adi türden fırsatçılık” ifadelerine yer vermiştir. Başvuranın para cezasına mahkum olduğu bu davada AİHM, politikacıların kendilerine yöneltilen ağır eleştirilere tahammül etmek durumunda olduğunu vurgulamış ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varmıştır. AİHM, içtihatlarını tekrar ederek, siyasetçilerin eleştirilere özel kişilerden daha fazla hoşgörü göstermesi gerektiği ilkesine dayanmış ve mahkûmiyetin ifade özgürlüğüne orantısız bir müdahale oluşturduğuna hükmetmiştir. Hararetli siyasi tartışmaların yaşandığı bir arka plan ışığında, başvurucunun açıklamaları, saldırgan olmakla birlikte hakaret niteliğinde görülmemiştir (Lingens/Avusturya, 9815/82, 08/07/1986) Eon/Fransa davasında AİHM, bir siyasî eylemcinin, 2008 yılında Fransa Cumhurbaşkanı‘nın ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanı korteji geçmek üzereyken, üzerinde “Defol git, salak herif” yazılı bir pankart açarak Fransa Cumhurbaşkanı’na hakaret etmekten hüküm giymesini incelemiştir. AİHM, bu içtihadında yerginin, pek çok kez, özünde var olan abartma ve saptırma vasıfları yoluyla, doğal olarak kışkırtmayı ve galeyana getirmeyi amaçlayan bir sanatsal ifade ve toplumsal eleştiri biçimi olduğunu belirttikten sonra, ceza verilmesinin, güncel konular hakkında yergi niteliğinde ortaya konulan ifade biçimleri üzerinde bir soğutma etkisi yapmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir. Bu tür ifade biçimlerinin kendisi, kamu menfaatini ilgilendiren sorunların serbestçe tartışılmasında oldukça önemli bir rol oynayabilmektedir ki; serbest tartışma olmadan demokratik toplum mümkün olamaz (Eon / Fransa, 26118/10, 14.03.2013)
İnceleme konusu somut olayda; olay tarihinde mağdurlar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı … ve Adalet ve Kalkınma Partisi 24. Dönem Artvin Milletvekili …’ nın Artvin ilinde miting düzenlemek üzere bulunduğu, … ve …’ nın Artvin Valiliğinin arka kapısından çıkarak miting alanına gitmek üzere yürüdükleri sırada sanık …’ nun … ve …’ ya yaklaşık 5,5 metre mesafeden iki kere yumurta atması sebebiyle üzerine atılı kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu işlediği iddiası ile dava açılıp, sanığın mahkumiyetine dair karar verilmiştir. Sanığın, olay tarihinde miting alanında mağdurlara yumurta atması şeklindeki eyleminin hangi suçu ya da suçları oluşturduğu tartışıldığında,
Öncelikle kabul edilmelidir ki, zaman zaman başvurulan yumurta atmak suretiyle tepki gösterme eyleminin tamamen demokratik tepki kapsamında kabulü olanaksızdır. Bir yöntem olarak başvurulsa dahi, demokratik tepki sınırlarını aşan, içinde şiddeti de barındıran bir eylem türüdür. Demokratik toplumun vazgeçilmez özellikleri çokseslilik, hoşgörü ve açıkfikirliliktir. Şiddet içeren eylemlerin ise demokratik toplumda ifade özgürlüğünden ve hukuki korumadan yararlanması düşünülemez.
Yukarıda AİHM ve YCGK kararları ışığında yapılan değerlendirmede sanığın eylemi hakaret suçunu oluşturmadığından beraat yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir.
Hakaret Sayılmayan Kelimeler – Yargıtay Kararları (2023)
Hakaret sayılmayan kelimeler nelerdir? Son zamanlarda tarafımıza sıklıkla sorulan bir sorudur. Mahkemelerin dahi karar vermekte zorlandığı bu konuda tek tek hangi kelimelerin hakaret sayılıp sayılmadığını yazacağız. Hakaret sayılmayan kelimeler kanunda açıkça belirtilmemiştir. Bu durumla ilgili olarak kararı adli soruşturmayı yapan savcılık veya yargılamayı yapan mahkeme verecektir. Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu 125. maddesinde düzenlenmiştir. Hakaret suçunun temel halinin cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı veya diğer nitelikli hallerle işlenmesi halinde suçun cezasının alt sınırı 1 yıldan az olamaz. Hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde ise suçun temel halinin cezası 1/6 oranında arttırılır. Hakaret sayılmayan kelimeler ve sözler kanunda tek tek sayılmamıştır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarıyla belirlenen, kategorik bir biçimde hakaret sayılmayan sözler şunlardır:
Hakaret suçu iddiasıyla şikayet edilen durumda, asliye ceza mahkemesi kelimelerin hakaret niteliği taşıyıp taşımadığını araştıracaktır. Asliye ceza mahkemesi hakaret davası sürecinde taraflar arasında gerçekleşen olay veya durumda failin hakaret etme kastı ile hareket edip etmediği araştırılacaktır. Somut olayda önemli olan fiilin şahsı toplum içinde değersizleştirme veya itibarını zedeleme niteliği taşıyıp taşımadığıdır.
Doktor ve Hemşireye Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay 18. Ceza Dairesi kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18 kararları, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
Polis ve Askere Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay 18. Ceza Dairesi kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18 kararları, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
Hakime Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Gibi sözler… Serzenişler… Çıkışlar..
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay 18. Ceza Dairesi kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18 kararları, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
Avukat Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Gibi sözler…Serzenişler… Çıkışlar.
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
Savcıya Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Gibi sözler…Serzenişler… Çıkışlar…
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay 18. Ceza Dairesi kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18 kararları, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
İnfaz Koruma Memuruna Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
Muhtara Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Gibi sözler…Serzenişler… Çıkışlar…
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığımı rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçumun unsurlarının oluşmadığını ifade etmektedir.
Öğretmene Hitaben Hakaret Sayılmayan Kelimeler
Gibi sözler…Serzenişler… Çıkışlar.
Şeklindeki bu sözleri Yargıtay kaba hitap tarzı olarak kabul etmektedir. Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sıralıca belirtilen sözlerin söylenmesi halinde hakaret suçunun oluşmayacağını, söylenen sözlerin kaba hitap tarzında olduğunu ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığımı rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarınım oluşmadığını ifade etmektedir.
Hakaret Sayılan Kelimeler
Türk Ceza Kanunu’nun 125.maddesine göre, “bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.” Nefret ve hakaret saikiyle söylenmesi halinde ceza verilir. Yargıtay aşağıdaki eylemleri hakaret kapsamında değerlendirmiştir.
Hukukta Hakaret Sayılmayan Kelimeler
İnternet kullanımının insan hayatına sağladığı kolaylıklar gözlemlendiğinde hiç şüphesiz interneti yüzyılın en değerli buluşu olarak kabul etmek gerekir. Fakat bu kadar faydalı bir iletişim aracı olmasına karşın internet ve sosyal medya doğru amaçlar için kullanılmadığı takdirde en tehlikeli silah olmaktadır. Verdiği zarar ile kişilerin maddi ve manevi bütünlüğüne karşı büyük sonuçlara neden olmaktadır. Hakaret suçunun unsurlarını oluşturan ifadeler belli özel koşullar altında suç kabul edilmemektedir. Yani hakaret edilse dahi bu durumlar varsa suç oluşmayacaktır.
Hakaret Sayılmayan Kelimeler Yargıtay
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, söylenen sözlerin kişilerin onur, şeref ve saygınlığımı rencide edici boyutta olması aramaktadır. Kaba hitap tarz niteliğindeki sözlerin hakaret suçunun oluşumuna vücut vermeyeceği, bu sözlerin söylenmesi ile hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı Yargıtay’ın çeşitli kararlarında vurgulanmaktadır. Kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin neler olduğu konusunda Yargıtay bir takım ölçütler koymuştur. Bu durum olaya, zamana, yere, ortama, kişilere göre değişebilmektedir.
Hakaret suçlarında korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürme amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bir hareketin hakaret niteliğinde olup olmadığı bazı hallerde nispilik arzeder. Yani hakaret olduğu iddia edilen eylem, zamana, yere ve duruma göre değişebilir. Suç nasıl işlenirse işlensin sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle işlenmesi halinde hakaret suçunun cezası verilir. Yeni düzenleme de hakaretin işlenmesi bakımından huzurda hakaret ile gıyapta hakaret arasında herhangi bir fark öngörmüş değildir. fiilin iletiyle işlenmesini huzurda hakaretin bir unsu nu olmaktan çıkarmıştır. iletiler artık huzura eşit sayılan araç değildir.
Kadim Hukuk Bürosu olarak hakaret suçuna konu yargılamalarda müvekkillerimize hukuki destek vermekteyiz. Aynı zamanda sürecin sonunda açılacak manevi tazminat davasında oluşan zararı hukuk davası ile tazmin etmekteyiz. Hakaret sayılmayan kelimeler konusunda hukuki destek almak için bir avukat ile irtibata geçebilirsiniz.
Hakaret Sayılmayan Kelimeler Sık Sorulan Sorular
Terbiyesiz Sözü Hakaret midir?
Terbiyesiz sözü üstte belirtildiği üzere ağır eleştiri ve kaba sözdür. Hakaret değildir.
Allah belanı versin hakaret mı?
Allah belanı versin beddua olduğu için Yargıtay tarafından hakaret kapsamında değerlendirilmemektedir.