Dünya Yoksullukla Mücadele Günü
Her yıl 17 Ekim’de kutlanan DYMG’nün bu yıl ana teması ‘Herkes İçin Pratikte Haysiyet (Sosyal Adalet, Barış ve Gezegen İçin İşbirlikleri)’ olarak belirlendi. Haysiyet insan için sadece bir hak olmayıp, diğer bütün temel haklar için bir baz oluşturur. Bundan dolayı haysiyet soyut bir kavram olmayıp, herkese ayrı ayrı ama hepimize aittir. Bugün birçok insan yoksulluk içinde yaşarken haysiyeti göz ardı edilerek itibarsızlaşmaktadır.
Yoksulluğa son vermek, gezegeni korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ışığında 2030 Gündemi’ne odaklanılması gerekmektedir. Halen yarıdan fazlası çocuk ve genç olan 1,3 milyar kişi çok boyutlu yoksulluk içinde yaşamaktadır.
Fırsat ve gelir eşitsizlikleri keskin biçimde artıyor, varsıllar ve yoksullar arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Geçen yıl, milyonlarca kişi işçi haklarından ve iş kalitesinden yoksun kalırken, milyarder sınıfın serveti ve şirket güçleri öngörülemeyen ölçüde arttı.
Eğer yoksullar güçlendirilmez ve onlara temel haklarını ihlal edici şiddet uygulanırsa yoksulluk ve eşitsizlik kaçınılamaz! Sosyal dışlama, yapısal ayrımcılık ve güçsüzleştirme biçimlerinde somutlaşan sürdürülemez yoksulluk şiddeti, aşırı yoksul insanları insanlıktan çıkarmaktadır. Kovid-19 salgını süreci bu koşulları daha da kötüleştirmiştir. Doğal afetler ve çevresel bozulma gibi sonuçlara yol açan iklimsel değişiklik de yoksulların konut ve yiyecek sağlama koşullarını olumsuz etkilemiştir.
Bu yıl 30. kez kutlanan DYMG küresel dayanışma ve sorumluluk almayı ve mücadele etmeyi anımsama günü! Yoksulluk içinde yaşayan milyonların maruz kaldığı ve anımsamamız gereken koşullar şunlar:
Tehlikeli çalışma koşulları / Güvensiz konut / Yetersiz beslenme / Adalete erişimdeki eşitsizlik / Siyasal güç eksikliği / Sağlık bakımına sınırlı erişim.
BM İGE RAPORUNDA ÇBYE
Peki yoksulluk nasıl ölçülmeli? Elbette çok boyutlu biçimde! Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporu’nda ÇBYE yani Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi de yer almaktadır. ÇBYE yoğun yani şiddetli yoksunluk içinde olan yoksulların nüfustaki oranı göz önüne alınarak hesaplanan bir endekstir. Bu endekste ‘sağlık’, ‘eğitim’ ve ‘yaşam standardı’ gibi yoksunluklar toplam 10 gösterge hesaplanarak dikkate alınıyor, yüzde olarak! Bu endeks kapsamında kimi göstergeler ölçülüyor, bakalım:
‘Kişi başına çok boyutlu yoksulluk; Çok boyutlu yoksulluktaki yoksunluk oranı; Yoksullar arasındaki eşitsizlik; Şiddetli çok boyutlu yoksulluk içindeki nüfus; Çok boyutlu yoksulluğa karşı kırılgan nüfus; Genel çok boyutlu yoksulluğa sağlık, eğitim ve yaşam standardı yoksunluklarının etkisel katkıları’; Ulusal yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfus; Günde 1,90 ABD dolarının altında bir satın alma gücü ile yaşayan nüfus.’
Bu endeks yukarıda sözü edilen 2030 Gündem kapsamındaki Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları seti içindeki SKA 1 Yoksulluğa Son, amacına ait iki hedefe odaklanmaktadır: SKA1.2 ve SKA 1.3. Şöyle ki;
Hedef 1.2: 2030 yılına kadar, ulusal tanımlara göre tüm boyutlarıyla yoksulluk içindeki her yaştan erkek, kadın ve çocuk oranını en az yarıya indirmek.
Hedef 1.3: Ulusal koşullara uygun sosyal koruma sistemleri ve önlemlerini, asgari güvenceleri de içerecek biçimde, herkes için uygulamaya koymak ve 2030 yılına kadar, yoksul ve kırılgan kesimin büyük ölçüde kapsanmasını sağlamak.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı her yıl bir Küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi Raporu yayınlıyor. 2022 raporu bugün açıklanıyor. Ancak raporda Türkiye’nin yer alması beklenmiyor. Geçen yılki KÇBYE raporunda veri eksikliği nedeniyle yer al(a)mayan ülkemiz, bu yılki BM İGE Raporu’ndaki ÇBYE bölümünde de yok çünkü!
SONSÖZ
20 Ekim’de ‘Dünya İstatistik Günü’ kutlanacak. Bu yılki ana tema ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin Veri’. Tam da bizim ele aldığımız konuyla ilgili. Bizim TÜİK nasıl kutlayacak peki? Feride Hilal Akın’ın parçasıyla mı: ‘…Ama yok yok yok…Bi önemi yok yok yok…’
17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü!
Büyümeyi, bir iş bulmayıve para kazanmayı hayal etmişizdir. Bu, bizi her zaman her bireyin bir yolu ve amacı olduğunu düşünmeye sevk etti. Ancak çoğu zaman unuttuğumuz şey, hepimizin o amaca ulaşmak için kaynaklara ihtiyaç duyduğumuz ve herkesin bunlara erişemediğidir.
Ne yazık ki gelişmekte olan bölgelerdeki beş kişiden biri hâlâ günde 1,25 doların altında bir gelirle yaşıyor. Bu yaklaşık 800 milyondan fazla insan demek. Açıkçası kaçımız bunu gerçekten başarabiliriz? İstediğimiz şeyleri yapamamak veya en azından bir insanın temel ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yakın olmayan bir hayat yaşamak; kaçımız bu şekilde hayatta kalabilir?
Yoksulluk, açlığı ve yetersiz beslenmeyi tetikler. Eğitim, barınma ve diğer temel hizmetleri ulaşılamaz hale getirir. Günümüzde kadınlar ve çocuklar, yoksulluk nedeniyle çoğunlukla olumsuz durumlara maruz kalıyor ve bunun hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkisi yıkıcı. İklim değişikliği, çatışma ve gıda yetersizliği tehditleri daha da tehlikeli hale geldi ve insanları yoksulluktan kurtarmak için aciliyet çağrısında bulunuluyor.
2015 yılında Birleşmiş Milletler’in yayınladığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda ilk maddenin “yoksulluğa son verilmesi” olması, aciliyetin ne denli olduğunu anlatmaktadır. Yoksulluğun ortadan kaldırılması en büyük küresel zorluk olmaya devam ederken, Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 1, her yerde yoksulluğun her türlüsüne son vermeyi amaçlıyor. Küresel Amaçlar, bireylerin harekete geçmesi için farkındalık yaratarak, liderliği harekete geçirerek sorunu ele alıyor.
2020 teması: Herkes için sosyal ve çevresel adaleti sağlamak adına birlikte hareket etmek
17 Ekim Dünya Uluslararası Yoksullukla Mücadele Günü için Birleşmiş Milletler’in 2020 teması; herkes için sosyal ve çevresel adalete ulaşmanın zorluğunu ele alıyor. Yoksulluğun çok boyutlu olduğunun giderek daha fazla tanınması, bu iki konunun birbirinden ayrılmaz bir şekilde iç içe geçtiği ve aynı zamanda çevresel adaletsizlikleri sağlama noktasında adım almadan sosyal adalete ulaşılamayacağını öngörüyor. Gelir yoksulluğunun ele alınmasında ilerleme kaydedilmiş olmasına karşın, daha bütünsel ve geniş çerçevede ilerleme büyük ölçüde sağlanamamıştır.
Herkes 17 Ekim günü, #EndPovertyhashtag’ini kullanarak ve dünyanın dört bir yanından yoksulluğun üstesinden gelmek için mücadeleye katılan insanlarla bağlantı kurmaya yönelik eylem çağrısını teşvik ederek kampanyaya sosyal medyada katılabilir.
Yoksulluğun Nedenleri Nelerdir?
İyi okullara, sağlık hizmetlerine, elektriğe, suya ve diğer hizmetlere erişim birçok insan için zor olmaya devam ediyor ve genellikle sosyoekonomik durum, cinsiyet, etnik köken ve coğrafya tarafından belirleniyor. Yoksulluktan kurtulabilenler için ilerleme genellikle geçicidir. Gıda güvensizliği ve iklim değişikliği, kazançlarını tehdit ediyor ve onları tekrar yoksulluğa zorlayabilir.
Yoksulluk, kırılması zor bir döngüdür ve genellikle bir nesilden diğerine geçer. Yoksulluğun tipik sonuçları arasında alkol ve madde bağımlılığı; eğitime daha az erişim, kötü barınma, yaşam koşulları ve artan hastalık seviyeleri yer almaktadır. Artan yoksulluk, eşitsizlik arttıkça toplumda gerginliğin artmasına neden olabilir. Bu sorunlar genellikle yoksulluktan etkilenen topluluklarda suç oranlarının artmasına neden olur.
Harekete Geç!
AIESEC’de 1948’ten bu yana gençliğin liderliğine olan inancımız ile harekete geçen bizler, yoksulluğun dünyada oluşturduğu iyi olmayan yaşam şartları üstünde de pozitif etki oluşturarak ve sorunlara çözüm olmak için harekete geçiyoruz.
Yoksulluğun yol açtığı ve büyük bir çoğumuzun yoksulluğa karşı çalışmamızı gerektiren durumların ciddiyetini anlamak ve harekete geçmek bizim için çok önemli. Ya senin için?