Türk kültürünün yaşatılması noktasında en önemli tarihi olaylar arasında sayılan fermanın yayımlandığı 13 Mayıs tarihi her yıl “Türk Dil Bayramı” olarak kutlanıyor.
Dünyanın en köklü ve en zengin dillerinden biri olan Türkçemizin 13 Mayıs 1277’de Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanıyla Anadolu’da ilk kez devlet dili (resmi dil) olarak kabul edilmesinin yıldönümünü onurla kutluyoruz.
Milli kültürün geliştirilmesi için milleti oluşturan kişiler arasında konuşulan dilin sade, anlaşılır ve zengin olması gerektiğine inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk dilinin yabancı sözcük ve kuralların istilasından kurtarılıp milli ve çağdaş bir dil haline getirilmesi amacıyla 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni (Türk Dil Kurumu) kurmuştur.
Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun (o zamanki adıyla Türk Dili Tetkik Cemiyeti) Birinci Türk Dil Kurultayının toplandığı gün olan 26 Eylül’ü her yıl Dil Bayramı olarak kutluyoruz.
Türk Dili maalesef gittikçe yozlaşıyor ve sosyal medyanın etkisiyle de yalnızca gençlerin anlayabileceği bir dile doğru gidiyor.
Türkçenin yozlaşması, iki biçimde karşımıza çıkıyor. Birincisi Türkçe sözcüklerin yabancı sözcükler gibi yazılmaya çalışılması ya da saçma sapan şekillerde kısaltılmasıyla, ikincisi dilimize yabancı dillerden özellikle İngilizceden giren sözcüklerle…
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte özellikle gençler iletişimde olabildiğince az şey yazarak en çok şeyi anlatma derdine düştüler. Dolayısıyla internet ağzı denen
bir dil ortaya çıktı. Bunun en açık örneği ünlü harfleri kullanmadan yazmaya çalışma yanılgısıdır.
Başta çok masumca görünebilen bu durum, gün geçtikçe alışkanlık hâline gelmekte ve bizlere sözcüklerin aslını unutturmaktadır.
Bütün bunları engellemek için hepimizin biraz daha duyarlı ve bilinçli
olması şarttır; çünkü, dilini kaybetmiş bir milletin, milli benliği de kaybolmuş demektir.
Yusuf Has Hacib, 11. yüzyılda yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserinde “Dildendir mutluluk, dildendir değer” diyerek dilin önemini şöyle anlatıyor:
Dildendir mutluluk
Dildendir mutluluk, dildendir değer,
Dili olmayana insan mı derler!
İnsanda dilince değişir kader:
Ya ile baş olur ya başı gider.
Dili, siyasal bağımsızlığın bir parçası sayan Büyük Önder Atatürk, Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet kuruluşlarının dikkatli ve ilgili olmasını istemiştir. Dilimiz, en değerli varlığımız. Dilimize sahip çıkmalı ve korumalıyız.
DİL BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
Bunları biliyor musunuz?
1)Bir batı ülkesinde, dükkanlara ve çocuklara yabancı isim vermenin yasak olduğunu…
2)Türkçenin on bin yıllık geçmişi ile dünyanın en eski ve en üretken bilim dili olduğunu…
3)Dildeki bu hızlı yozlaşma ile, gelecekte şuursuz, kişiliksiz, geri kalmış çocuklara sahip olacağımızı…
4)Büyük bir ulusu yok etmek için önce Dilin yok edildiğini…