Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük bir teknolojide muazzam bir ve potansiyel var.1959 yılında fikir olarak ortaya atılsada ancak taramalı tünelleme mikroskobunun keşfinden sonra 1980’lerde gerçeklik kazanan nanoteknoloji , 100 nanometreden küçük maddelerle uğraşır.1 santimetrede 10 milyon nanometre olduğunu düşünmek , boyutları hakkında fikir verebilir.Bir bilyenin çapını bir nanometre kabul edersek dünyanın çapı 1 metre olur.
Bilim insanları atomik düzeyde inanılmaz özelliklere sahip nanoteknolojik malzemeleri oluşturmanın yollarını araştırmaktadırlar.Örneğin titanyum oksitle doldurulmuş nanotüpler, pamuklu kumaşa uygulanarak güneşin ultraviyole ışınlarını geçirmeyen tişört elde edebiliyor.Altınla doldurulmuş nanoçubuklar kullanılarak sadece kanser hücrelerini etkileyip sağlıklı hücrelere zarar vermediği için yan etkileri çok azaltan bir tedavi geliştirilebiliyor.Karbon nanotüp membranlar,su arıtma işlemlerinde fayda sağlayabiliyor.
Araştırmacılar, nanomalzemeler sayesinde ısı, ışık yada elektrik kullanmadan hidrojen üreten bir sistem geliştirmişlerdir.Böylece hidrojenle çalışan ekonomik arabalara bir adım daha yaklaştık.Günümüzde kullanılan pillerden 5 kat daha fazla enerji depolayabilen nanoparçacık temelli pil geliştirildi.İçteki kükürt bölümün , gözenekli titanyum oksitten dış bir katmanla sarıldığı pilin yapısı , yumurtanın sarısı ve kabuğunu andırmaktadır.Bunlar devrim yaratacak teknolojinin günümüzdeki uygulamalarından sadece birkaç tanesidir.
Nanoteknoloji ve malzemelerinin kullanımı arttıkça asla kokmayan çoraplar giyecek, ön camları buğulanmayan araçlara binecek, camları hiç kir tutmayan evlerde oturacaklar,ilaçların daha etkin kullanımı ile hastalıklardan daha çabuk kurtulacaklardır.