İklİmİn İnsan Üzerİndekİ Etkİlerİ
İnsanoğlu, uzun zamandan beri, hava ve iklimin sağlıklarını etkilendiğinin farkındadır. Yaklaşık ikibinbeşyüz yıl önce, Hipokrat, iklimde varolan bölgesel farklılıklar ve bunların sağlık durumları ile olan ilişkileri üzerinde kitaplar yazmıştır. Mevsimsel değişimler ve hava olaylarının insan sağlığı üzerindeki etkisi konusunda her yörede belli inanç ve kanılar geleneksel olarak vardır. “Ateş” olarak tanımlanan,genelde malarya (sıtma) olarak isimlendirilen enfeksiyon asırlar boyu değişim göstermiş, huy, değişik psikolojik rahatsızlıklar, kışın gözlenen ağrı ve sızılar veya sıcak dalgaları çok genç veya çok yaşlı insanlarda ölümlere neden olmuştur.
İklim, yaşamın gereklerinin yerine getiren bir kaynaktır. Yıllar boyunca bu kaynağa, barınak yaparak, yiyecek üreterek, enerji elde ederek çevre koşullarıyla birlikte uyum sağlamaya çalışmıştır. Bizim gereksinim ve üretimlerimiz doğrudan iklim ve mevsimlere bağlıdır.
Gezegen üzerinde yaşayan tüm canlılar, çevrenin bir parçası olarak biyolojik olarak iklime uyum sağlarlar. Bu insanoğlu içinde geçerlidir. İnsanoğlunun diğer canlılardan farkı ise görülür şekilde çevresini kendine uydurabilmesi, şekillendirebilmesidir. Davranışlarımız, inşaat/bina şekilleri ve toplumlar yerel iklime uygun şekilde gelişir.
Yakın geçmişte, düzenli olarak oluşan hava olayları ve iklim değişikliklerinin dünya genel iklimini etkilediği yönünde bir düşünce ortaya çıkmıştır. 1997-98 El Nino olayı küresel boyutta en etkili hava olayı olarak kayıtlara geçmiştir. El Nino kuraklık, sel, yağmur ve hesapta olmayan sağlık sorunlarına neden olmuştur.
Tartışmasız, insanoğlunun küresel iklim ve doğal denge üzerindeki etkisi büyüktür. Gelecek yüzyıl ve daha ileri yıllardaki belirgin iklim değişmeleri şimdiden tahmin edilmeye başlanmış ve olası sonuçları hakkında senaryolar üretilmiştir. Bu bağlamda bu değişimlerin yani hava ve iklimin sağlık sorunları üzerindeki etkileri de dikkate diğer konular arasında yer almaya başlamıştır. Hala, hangi canlı türünün iklim değişmelerine nasıl gösterdiği konusunda belirginsizlikler sürmektedir.
HAVA VE İKLİMİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Sık kullanılan bir deyimle, hava gün be gün ne yaşadığımızdır. İklimin anlamı ise hava olaylarının ortalamasıdır ki ay, mevsim, yıl veya yıllar olarak uzun dönemde değişebilirliğe sahiptir.
Genelde biz hava olaylarının ya çok soğuk, ya çok sıcak veya çok nemli ya da çok kuru olduğu zamanda farkına varırız. Bu durumlar uç değerlerdir ve insan sağlığı üzerindeki etkileri diğer zamanlardan fazladır. Her yıl, fırtınalar, tropik siklonlar ve seller binlerce insanın ölümüne neden olur. Fazla kuvvetli olmayan hava olaylarının insan sağlığı üzerindeki etkisi ise çok belirgin değildir. Örneğin; hava koşulları nedeniyle bir yerde hava kirliliği artabilir veya yağış sıtma sivrisineklerinin yerel sayısını bir anda artmasına neden olabilir.
Hava durumu ve hastalıklar arasındaki bağ, birçok hastalığın mevsimsel olarak ortaya çıkmasıyla kolayca anlaşılabilinir. Bu yüzyılın başlarına kadar, Avrupa’da çocuk ishali çocuk ölümlerinde temel nedendi. Şimdi ise, mikrobik ishalden ölümler yalnız fakir ülkelerde kalmıştır. Tropik bölgelerdeki bazı toplumların tarımı, üretimi, gıda elde etmesi tamamen mevsimlere ve mevsimsel yağışlara bağlıdır. Yağışlı mevsim “aç mevsim”dir çünkü hasat yapılamaz. Yağışlı mevsim aynı zamanda “hastalık mevsimi”dir çünkü eksik veya zayıf beslenme başta tropikal hastalıklar olmak üzere birçok hastalığa davetiye demektir.
Günümüzde epidemiyolojik araştırmalar –toplumlarda hastalıkların oluşum ve dağılım çalışmaları- hava ve iklim ile hastalıkların nasıl ilişkili olduğunla ilgilenen temel disiplindir. Halbuki, bu ilişkinin varlığı yıllar öncesinden kanıtlanmıştır. Roma döneminde, Vitruvius Pollio, mimar olarak, yeni yerleşim yerlerinin seçimi, hayvanların nerede yerleştirileceği konusunda hava durumu referans almıştır. Bir başka ölçüde, eğer o yörede yaşayan hayvanların ciğerleri yeşilimsi sarı ise o yöre yerleşime uygundur, ölçeği kullanılmıştır. Günümüzde bu tür ölçülere yer verilmemektedir.
İklim şartlarının insanlar üzerindeki etkileri nelerdir?
İnsanoğlu, uzun zamandan beri, hava ve iklimin sağlıklarını etkilendiğinin farkındadır. Yaklaşık ikibinbeşyüz yıl önce, Hipokrat, iklimde varolan bölgesel farklılıklar ve bunların sağlık durumları ile olan ilişkileri üzerinde kitaplar yazmıştır. Mevsimsel değişimler ve hava olaylarının insan sağlığı üzerindeki etkisi konusunda her yörede belli inanç ve kanılar geleneksel olarak vardır. “Ateş” olarak tanımlanan, genelde malarya (sıtma) olarak isimlendirilen enfeksiyon asırlar boyu değişim göstermiş, huy, değişik psikolojik rahatsızlıklar, kışın gözlenen ağrı ve sızılar veya sıcak dalgaları çok genç veya çok yaşlı insanlarda ölümlere neden olmuştur.
İklim, yaşamın gereklerinin yerine getiren bir kaynaktır. Yıllar boyunca bu kaynağa, barınak yaparak, yiyecek üreterek, enerji elde ederek çevre koşullarıyla birlikte uyum sağlamaya çalışmıştır. Bizim gereksinim ve üretimlerimiz doğrudan iklim ve mevsimlere bağlıdır.
Gezegen üzerinde yaşayan tüm canlılar, çevrenin bir parçası olarak biyolojik olarak iklime uyum sağlarlar. Bu insanoğlu içinde geçerlidir. İnsanoğlunun diğer canlılardan farkı ise görülür şekilde çevresini kendine uydurabilmesi, şekillendirebilmesidir. Davranışlarımız, inşaat/bina şekilleri ve toplumlar yerel iklime uygun şekilde gelişir.
Yakın geçmişte, düzenli olarak oluşan hava olayları ve iklim değişikliklerinin dünya genel iklimini etkilediği yönünde bir düşünce ortaya çıkmıştır. 1997-98 El Nino olayı küresel boyutta en etkili hava olayı olarak kayıtlara geçmiştir. El Nino kuraklık, sel, yağmur ve hesapta olmayan sağlık sorunlarına neden olmuştur.
Tartışmasız, insanoğlunun küresel iklim ve doğal denge üzerindeki etkisi büyüktür. Gelecek yüzyıl ve daha ileri yıllardaki belirgin iklim değişmeleri şimdiden tahmin edilmeye başlanmış ve olası sonuçları hakkında senaryolar üretilmiştir. Bu bağlamda bu değişimlerin yani hava ve iklimin sağlık sorunları üzerindeki etkileri de dikkate diğer konular arasında yer almaya başlamıştır. Hala, hangi canlı türünün iklim değişmelerine nasıl gösterdiği konusunda belirginsizlikler sürmektedir.
HAVA VE İKLİMİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Sık kullanılan bir deyimle, hava gün be gün ne yaşadığımızdır. İklimin anlamı ise hava olaylarının ortalamasıdır ki ay, mevsim, yıl veya yıllar olarak uzun dönemde değişebilirliğe sahiptir.
Genelde biz hava olaylarının ya çok soğuk, ya çok sıcak veya çok nemli ya da çok kuru olduğu zamanda farkına varırız. Bu durumlar uç değerlerdir ve insan sağlığı üzerindeki etkileri diğer zamanlardan fazladır. Her yıl, fırtınalar, tropik siklonlar ve seller binlerce insanın ölümüne neden olur. Fazla kuvvetli olmayan hava olaylarının insan sağlığı üzerindeki etkisi ise çok belirgin değildir. Örneğin; hava koşulları nedeniyle bir yerde hava kirliliği artabilir veya yağış sıtma sivrisineklerinin yerel sayısını bir anda artmasına neden olabilir.
Hava durumu ve hastalıklar arasındaki bağ, birçok hastalığın mevsimsel olarak ortaya çıkmasıyla kolayca anlaşılabilinir. Bu yüzyılın başlarına kadar, Avrupa’da çocuk ishali çocuk ölümlerinde temel nedendi. Şimdi ise, mikrobik ishalden ölümler yalnız fakir ülkelerde kalmıştır. Tropik bölgelerdeki bazı toplumların tarımı, üretimi, gıda elde etmesi tamamen mevsimlere ve mevsimsel yağışlara bağlıdır. Yağışlı mevsim “aç mevsim”dir çünkü hasat yapılamaz. Yağışlı mevsim aynı zamanda “hastalık mevsimi”dir çünkü eksik veya zayıf beslenme başta tropikal hastalıklar olmak üzere birçok hastalığa davetiye demektir.
Günümüzde epidemiyolojik araştırmalar –toplumlarda hastalıkların oluşum ve dağılım çalışmaları- hava ve iklim ile hastalıkların nasıl ilişkili olduğunla ilgilenen temel disiplindir. Halbuki, bu ilişkinin varlığı yıllar öncesinden kanıtlanmıştır. Roma döneminde, Vitruvius Pollio, mimar olarak, yeni yerleşim yerlerinin seçimi, hayvanların nerede yerleştirileceği konusunda hava durumu referans almıştır. Bir başka ölçüde, eğer o yörede yaşayan hayvanların ciğerleri yeşilimsi sarı ise o yöre yerleşime uygundur, ölçeği kullanılmıştır. Günümüzde bu tür ölçülere yer verilmemektedir.
İklim Tipleri-İklimin İnsan ve Çevre Üzerindeki Etkileri
İklimin İnsan ve Çevre Üzerindeki Etkileri
İnsanların yaşantısını, ekonomik etkinliklerini belirleyen en önemli etken iklimdir.
İklimin Doğal Bitki Örtüsüne Etkisi
Bir bölgede ormanın bulunması, alt ve üst sınırının belirlenmesi doğrudan iklimin kontrolü altındadır. Ormanın yataydaki (enleme bağlı) ve dikeydeki (yükseltiye bağlı) üst sınırını sıcaklık belirler. Yağış ise orman örtüsünün alt sınırını belirleyen önemli bir iklim elemanıdır. Ayrıca yağış miktarı ormanın yoğunluğu üzerinde etkindir. Bir yerde bitki örtüsündeki çeşitlilik de iklim elemanlarına bağlıdır.
İklimin Tarım Koşullarına Etkisi
Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini, sulamaya duyulan gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin olduğu bir yerde sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir.
Tarımsal etkinlikleri sınırlandıran diğer bir etken de düşük sıcaklıktır.
Sıcaklık kutuplara doğru ve yükseklere çıkıldıkça düşer. Belli bir yerden sonra tarımsal etkinlik sona erer. Ancak, bazı ürünler düşük sıcaklığa daha dayanıklı olduğundan tarım alanları kutuplara daha yakındır.
UYARI : Tarımın yükselti sınırı, tropikal kuşakta 4000 m, Türkiye’de 2000 m civarındadır.
İklimin Toprak Oluşumuna Etkisi
Bir bölgedeki toprağın türü, oluşum süresi ve derinliği iklimle yakından ilişkilidir. Değişik iklim bölgelerindeki topraklar birbirinden farklıdır. Örneğin nemli bir bölgede yağışlar ve yüzey suları ile toprağın içindeki kireç ve mineraller yıkanır. Çöllerde ise yağış azlığı nedeniyle topraktaki yıkanma minimum düzeydedir.
İklimin Kara ve Deniz Sularına Etkisi
İklimin, karalardaki suların oluşumu ve özellikleri üzerinde önemli etkisi vardır. Akarsular, göller, yer altı suları ve kaynaklardan oluşan kara sularının fiziksel ve kimyasal özellikleri ile su potansiyelleri iklimle yakından ilişkilidir. İklim, akıntılar, denizlerin su sıcaklığı ve tuzluluk oranı üzerinde de etkilidir.
İklimin Yer şekillerine Etkisi
Bir bölgede etkili olan dış güçler (akarsular, buzullar, rüzgarlar) bölgenin iklim koşullarına bağlı olarak değişir.
Örneğin Türkiye’de akarsuların oluşturduğu yer şekilleri yaygınken, İsveç, Norveç gibi soğuk enlemlerdeki ülkelerde buzul şekilleri yaygın olarak görülmektedir.
İklimin Nüfus ve Yerleşmeler Üzerine Etkisi
Yeryüzünde nüfusun dağılışı büyük ölçüde iklimin kontrolü altındadır. Nüfusun yatay dağılışı incelendiğinde, nüfusun yoğun olduğu ülkelerin Orta Kuşak’ta toplandığı görülür. Buna karşın sıcak ve kurak çöller ile kutuplarda nüfus yok denecek kadar azdır. Yerleşmelerin dikey dağılışı ise yükseltiye ve denize olan uzaklığa bağlıdır. Ayrıca nüfusa bağlı olarak yerleşmelerin yoğunluğu ve büyüklüğü de iklimle ilişkilidir.
İklimin Konut Tiplerine Etkisi
Bir yerin iklim koşulları ile konut tipleri ve yapı malzemesi arasında yakın bir ilişki vardır. Örneğin kar yağışının etkin olduğu yerlerde evler dik çatı yapılırken, sıcak ve kurak iklim koşullarının etkin olduğu yerlerde kalın duvarlı, küçük pencereli ve düz çatılı yapılır. Kent yerleşmelerinde ise yapılaşma, iklim koşullarından bağımsızdır.
İklimin Turizme Etkisi
Yıl boyunca sıcaklık koşullarının uygun olduğu kıyı bölgeleri deniz turizminin geliştiği yerlerdir. Örneğin Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde deniz turizmi çok gelişmiştir.
Ayrıca yüksek dağlarda ve yüksek enlemlerdeki kar yağışına bağlı olarak yapılan kış turizmi de iklimin kontrolü altında gelişmiştir.
UYARI : İklim özellikleri benzer bölgelerde;
doğal bitki örtüsü,
tarımsal etkinlikler,
akarsu rejimleri,
konut tipleri ve yapı malzemesi,
turizm etkinlikleri,
insanların gereksinimleri (giyim beslenme) benzer özellikler gösterir.
kaynak: bilgidünyası E kitap
İklimin İnsan ve Çevre Üzerindeki Etkileri Nedir
İklimin İnsan ve Çevre Üzerindeki Etkileri (Özet)
İklim insanlar üzerine etkileri;
- Yeryüzüne dağılışlarını,
- Ekonomik faaliyetlerini
- Yiyecek ve giyeceklerini
- Fizyolojik gelişimlerini
- Karakterlerini
6. Kültür faaliyetlerini etkiler. - Endüstrinin dağılışını etkiler.
- Konut tipini ve malzemesini etkiler.
- Ulaşım faaliyetlerini etkiler.
10. Turizm faaliyetlerini etkiler. - Tarım faaliyetlerini etkiler.
- Tarım ürünleri çeşitliliğini etkiler.
İklim çevre üzerine etkileri;
- Toprak oluşumunu ve verimlilik derecesini etkiler.
- Yeryüzü şekillerinin oluşumunu etkiler.
- Bitki örtüsü çeşitliliğini etkiler.
- Göllerin oluşumunu ve göl sularının kimyasal özelliğini etkiler.
- Akarsu debilerini ve rejimlerini etkiler.
- Hayvan türleri ve dağılışını etkiler.
- Dış kuvvetlerin etki alanlarını ve dağılışını etkiler.
- Kayaların çözülme türünü belirler.
- Erozyonu etkiler.
- Kalıcı kar sınırı yükseltisini etkiler.
11. Denizlerin tuzluluk oranlarını etkiler.
İklimin etkileri (Detay)
Akarsuların yatağındaki su miktarı, büyük ölçüde geçtikleri bölgelerin yağış miktarı ve şekline bağlıdır. Örneğin; nehirlerde yağışın arttığı dönemlerde yükselme, azaldığı dönemlerde ise çekilme görülür. Kış yağışlarının kar şeklinde düştüğü bölgelerde nehirlerin akımı azalırken, kar ve buz erimelerinin görüldüğü dönemlerde akım yükselir. Örneğin; Doğu Anadolu Bölgesi. Yıllık yağışın tüm aylara dağıldığı bölgelerde; akarsular tüm aylarda bol su taşıdığından, rejimleri düzenlidir. Örneğin; Karadeniz ve Ekvatoral Bölge. Göl suları ile yer altı sularının seviyesi de yağış ile kar ve buz erimelerine bağlı olarak yıl içinde değişiklik gösterir.
Doğal Bitki Örtüsüne Etkisi
Bir yörenin sıcaklık ve yağış değerleri buharlaşma durumu , o yöredeki bitki örtüsünün türü, sıklığı ve dağılışı üzerinde belirleyicidir. Bu nedenle her iklim tipinin doğal bitki örtüsü farklıdır. Örneğin; Ekvatoral iklimin doğal bitki örtüsü Tropikal yağmur ormanı, Akdeniz ikliminin maki, okyanus ikliminin ise karışık ormandır.
Ekonomik Faaliyet Türüne Etkisi
Sıcaklık ve yağış koşulları, doğal bitki örtüsü, tarım ürünleri, hayvan türleri ve akarsu rejimleri üzerinde belirleyicidir. Bu nedenle ekonomik faaliyetler de iklime bağlı bir dağılış gösterir. Örneğin; Yağış azlığı ve yaz kuraklığına bağlı olarak oluşan bozkırların yaygın olduğu bölgelerde küçükbaş, yaz mevsiminin serin ve yağışlı geçmesine bağlı olarak oluşan çayırların yaygın olduğu bölgelerde büyükbaş hayvancılık yaygındır. Çiçekli bitkilerin yaygın olduğu bölgelerde arıcılık, kışların ılık ve güneşli geçtiği bölgelerde seracılık, yazların sıcak ve kurak geçtiği kıyılarda ise kıyı turizmi gibi ekonomik etkinlikler gelişir.
Erozyon ve Heyelana Etkisi
Yıllık yağış miktarının az, doğal bitki örtüsünün cılız olduğu bölgelerde erozyon (İç Anadolu Bölgesi), yıllık yağış miktarının fazla olduğu engebeli bölgelerde ise heyelan olayları (Karadeniz Bölgesi) görülür.
Giyim Tipine Etkisi
Kutuplara yakın soğuk bölgelerde deri, kürk ve yünlü giysiler yaygın olarak kullanılırken, Arap Yarımadası gibi sıcak bölgelerde açık renk (beyaz) giysiler yaygındır. Orta kuşak ülkeleri gibi, dört mevsimin belirgin olarak yaşandığı yerlerde ise yıl içinde sık giysi değiştirilir.
Konut Tipine Etkisi
Yıllık yağış miktarının bol olduğu ormanlık bölgelerin kırsal kesimlerinde ahşap evler yaygınken (Karadeniz Bölgesi), yıllık yağış miktarının az olduğu kurak ve yarı kurak bölgelerin kırsal kesimlerinde ise ker*** evler (İç Anadolu ile Güneydoğu Anadolu Bölgeleri) yaygındır.
Nüfus ve Yerleşmeye Etkisi
Ekvatoral bölge dışında bol yağış alan yerler genelde yoğun nüfuslu iken, az yağış alan kurak bölgeler seyrek nüfusludur. İklim koşulları elverişsiz olan çöl ve kutup bölgeleri de seyrek nüfusludur. Ilıman iklimin görüldüğü orta kuşak bölgeleri ile iklim koşullarının elverişli olduğudeniz kıyıları ile muson iklimi bölgelerinde genelde nüfus yoğundur.
Tarım Faaliyetlerine Etkisi
İklimin tarım faaliyetleri üzerinde ki etkisi oldukça belirgindir. Bir bölgedeki sıcaklık ve yağış koşulları, yağış düzeni ile buharlaşma tarım ürünlerinin verimlerini , tür çeşitliliklerini , olgunlaşma sürelerini ve dağılışlarını etkiler.İklim ayrıca; bir bölgedeki tarım devresinin uzunluğunu, uygulanan tarım yöntemini de etkiler. Örneğin; yaz devresinin erken başladığı bölgelerde tarım ürünleri erken olgunlaşır. Yetişme devresinin uzun olduğu bölgelerde ise aynı tarladan yılda birkaç kez ürün alınabilir. Yazların kurak geçtiği bölgelerde topraklar nadasa bırakılır. Çay, pirinç, mısır bol yağış, kahve, kakao, muz, hurma yüksek sıcaklık isteyen ürünlerdir. Yani her ürünün yetişme koşulları iklim açısından farklıdır. Bu nedenle, iklim çeşitliliği fazla olan bölgelerin tarımsal ürün çeşitliliği de fazladır. Örneğin; Marmara Bölgesi.
Toprak Oluşumuna Etkisi
Sıcaklık ve yağış koşulları; hem fiziksel ve kimyasal çözülmeyi, hem de bitki örtüsü türünü belirleyerek, toprak oluşumunu etkiler. Bu nedenle her iklim tipinin toprak çeşidi farklıdır. Örneğin; Akdeniz ikliminin toprağı terra rossa, Ekvatoral iklimin toprağı laterit, sert karasal iklimin toprağı ise çernozyomdur. Ayrıca çok yağış alan bölgelerin topraklarında aşırı yıkanma gözlenirken ( Ekvatoral Bölge, Doğu Karadeniz ) az yağış alan bölgelerin topraklarında az yıkanmadan dolayı tuz ve kireç birikimi ( İç Anadolu ) gözlenir.
Ulaşım Üzerindeki Etkisi
Aşırı yağış, sis, fırtına, kar yağışı, donma gibi iklim olayları ulaşımı olumsuz etkilediği gibi ulaşım maliyetlerini de arttırır. Sisli havalarda hava, deniz ve kara ulaşımı aksar, aşırı yağış ve donma nedeniyle yollar bozulur, fırtına ve tipi ulaşımı aksatır. Çığ ve heyelan yol yapımını zorlaştırır, ulaşım maliyetlerini artırır. Kışların soğuk geçtiği bölgeler de yollar kapanabilir. Örneğin; Doğu Anadolu Bölgesi, Bolu Dağı
İklimin İnsan Yaşamındaki Etkileri
İklimin İnsan Yaşamındaki Etkileri
İklim, coğrafi çevrenin şekillenmesini ve insan yaşamını çok yakından kontrol eden bir etmendir. İklimin etkisi uzun yıllar boyunca kendini gösterdiği gibi cansız çevrede veözellikle bütün canlıların yaşamındaki yıllık değişmeleri de iklim düzenler. İklimin etkilerini yansıtan pek çok örnek verilebilir. Bu etkilerin bazıları kısaca şöyle belirtilebilir:
İklim, özellikle sıcaklık ve nem, kayaların fiziksel parçalanması ve kimyasal dağılmasının en belli başlı etmenlerindendir. Yeryüzünde işleyen dış kuvvetlerin dağılışı, etki şekilleri ve etki süreleri iklimin kontrolü altındadır. Akarsu topografyası, kurak bölge şekilleri, buzul yöreleri, hatta kıyı şekilleri iklime uygun bir dağılış gösterir. Örneğin fırtınaların fazla, dalgaların büyük olduğu kıyılarda yarlar daha çoktur ve çabuk gelişir.
Akarsuların tipleri ve rejimleri, göllerin dağılışı, göl sularının kimyasal özellikleri yine iklime bağlıdır. Örneğin kurak bölgelerde çanaklar fazla olduğu halde onları dolduracak yağış, yani su yoktur. Çünkü bu bölgelerde iklim kuraktır. Diğer yandan deniz akıntıları ile rüzgarların yıllık yön değiştirmesinin belirgin olduğu Muson ülkeleri denizlerinde, yani Güney ve Güneydoğu Asya’da, deniz akıntıları da rüzgara bağlı olarak yön ve hız değiştirir.
Doğal bitki örtüsünün tür, miktar ve biçim yönünden dağılışı doğrudan doğruya iklimin kontrolü altındadır. Doğal bitki yaşamını düzenleyen bu iklim koşulları insanın yetiştirdiği kültür bitkilerini de etkiler. Dolayısıyla insanın tarımsal, ekonomik etkinliklerinin biçimini de iklim belirler.
İnsanların yeryüzündeki dağılışı da doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak iklime bağlıdır. Örneğin insanların pek bulunmadığı çöllerle, sürekli donmuş haldeki kutuplar iklimleri nedeniyle boş kalmışlardır.Modern yapılar ve diğer medeni araçlar insanları ancak bir dereceye kadar iklim etkisinden korumaktadır. Fakat insanın günlük yaşamını, yaşam biçimlerini, yiyecek ve giyecek şekillerini; hatta sağlık, karakter ve ruhsal etkinliklerini kontrol eden en belli başlı etmenin iklim olduğu inkar edilemez. Örneğin gezici alçak basınçların ( siklonların ) etkisi ile hava durumlarının hızlı değişiklikler gösterdiği orta enlemlerde bu değişiklikler sağlığa zararlı olmakta, diğer yandan insanları uyararak onları hareketli olmaya zorlamaktadır. Hızlı hava değişikliklerinin az olduğu sıcak iklimlerde ise insanlar yavaş, sakin görünüşlü fakat öfkelidirler.
İklim insanın yalnız yaşayışı değil, ekonomik etkinlikleri üzerinde de büyük etkiye sahiptir. Tarım ve endüstri alanlarının dağılışı, onlara bağlı olarak ticaret şekilleri iklimin kontrolü altındadır. Onun için orta enlemler endüstriye, tropik ve subtropik bölgeler tarıma daha uygundur. Avrupa ve Kuzey Amerika’nın orta enlemlerinde gelişen endüstri için Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın tropikal ve subtropikal bölgelerinden ham madde, aksi yönde de işlenmiş maddeler asırlardan beri taşınmaktadır. Bu ticaret yolları, yelkenli gemiler çağında doğrudan doğruya rüzgar sistemlerine bağlı olarak gelişmiş bulunuyordu. Örneğin Avrupa’dan Amerika’ya alize rüzgarları ile gidilmekte ve batı rüzgarları ile dönülmekte idi. Onun için alizelere Ticaret Rüzgarları ( Trade Winds ) adı verilmiştir.