Patlamanın kontrolsüz çekirdek tepkimesi yoluyla sağlandığı bir bomba çeşididir. Bombanın yıkıcı gücü uranyum 235uu ve plütonyum 239pu atomların bölünmesi sırasında açığa çıkan enerjiden kaynaklanır. Atomun çekirdeğinde bulunan ve milyonlarca kişinin hayatını tehlikeye sokabilecek olan bu olağanüstü kuvveti fisyon nükleer parçalanma ve füzyon nükleer kaynaşma tepkimeleri diye adlandırılan iki teknik işlem açığa çıkarmaktır.
Fisyon adıyla bilinen reaksiyon ,atom çekirdeğinin bölünmesi füzyon isimli reaksiyon ise çekirdeğin büyük bir güçle bir araya getirilip birleştirilmesi olayıdır .Her iki reaksiyon da çok fazla miktarda enerji açığa çıkarmaktadır atom bombası patlatıldığında bir sarsma dalgası meydana gelir. Bu dalganın hızı ses hızından yüksektir .Atom bombası genel olarak bu sarsma dalgasının etkisini artırmak için yerden yüksekte patlatılır. Bu dalga yere çarptıktan sonra yeniden yukarı doğru sıçrar böylece aşağı doğru inip çıkan yeni sarsma dalgalarının oluşmasına yol açar diğer yandan bombanın patladığı yerdeki hava ısınır büyük bir hızla genişleyerek bir boşluk meydana getirir .Bu boşluğu doldurmak için hücum eden soğuk hava şiddetli bir kasırgaya yol açar. Atom bombası iki yönden yapıcı ve yıkıcı bir kuvvetle binaları devirin canlıları öldürür.
Atom bombası yapma fikri İkinci Dünya Savaşı yıllarında gündeme gelmiştir. Almanların atom enerjisinden faydalanarak bomba yapabileceklerini düşünen Amerika Birleşik Devletleri, Almanlardan önce sonuca ulaşabilmek için çalışmalara başladı .Projenin başına İtalyan fizikçi Enrico Fermi getirildi. Bu ekibin çalışmaları sonucunda 1942 yılında uranyum çekirdeklerinin zincirleme parçalanması gerçekleştirilmiş , Aralık 1947’de ilk reaktör çalıştırılmıştır. Bu atom bombasının yapılmasının ilk adımıdır. 4 yıl süren araştırmalar ve 2 milyar dolar masraf sonucu meydana getirilen ilk atom bombasını ABD 16 Temmuz 1945 te New Jersey eyaletindeki Alamogordo Hava Üssü’nde patlatmıştır. İkinci Dünya Savaşında savaş amacıyla kullanılan ilk atom bombası İkinci Dünya Savaşı sırasında 6 Ağustos 1945 te Japon şehirlerinden Hiroşima’ya atılmıştır .Patlama anında ve hemen sonrasında yaklaşık 100 bin kişi ölmüştür Hiroşima felaketinde 3 gün sonra yine Amerika’nın Nagazaki’ye attığı bir diğer atom bombası yüzünden patlama anında yaklaşık 40 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Çekirdekten çıkan güç bir yandan insanların ölümüne sebep olurken diğer yandan çok büyük bir yerleşim alanı harap olmuştur.
Kalan bölge halkında radyasyon nedeniyle nesiller boyu düzeltilemeyecek genetik ve fizyolojik bozulmalar meydana gelmiştir .Radyasyon uzayda saniyede 200 bin kilometre gibi çok yüksek bir hızla hareket eden gama ışınlarının nötronlar ,elektronlar ve benzeri bir kaç tip atom altı parçacıkların oluşur. Bu parçacıklar, insan vücuduna kolaylıkla nüfus edebilir vücudu oluşturan hücrelerine hasar verebilirler .Bu hasar ölümcül BİR kanserin ortaya çıkmasına neden olabilir ya da üreme hücreleri içinde yer alırsa gelecek kuşaklar etkileyecek genetik bozukluklara yol açabilir. Bu yüzden bir radyasyon parçacığının insana çarpmasının sonuçları son derece ciddi bir atomlar gerektiğinde hayatı oluştururken gerektiğinde de hayatı yok ederler .atomun bu özelliği insanlara aslında ne kadar aciz olduklarını göstermektedir.