Yunus Emre Kimdir,
Kısaca Yunus Emrenin Biyografisi ve Yaşam Öyküsü Özet,
Yunus Emre Büyük halk şairi ve mutasavvıfı olan ve şiirleri Türk halkının yüzyıllar boyu mânevi besin kaynağı olan Yunus Emre’nin hayatı efsânelerle doludur. O, ne zaman yaşamış, nerede yaşamış ve ne zaman ölmüştür; bunlar kesin olarak belli değildir. Bolu veya Sivrihisar’da doğduğu rivayet edilir.Yunus’un ümmî yani hiç okumamış olduğu rivayeti meşhurdur. Düzenli bir eğitim görmediği yazılarındaki dil hatalarından da çıkarılabilir. Ancak eserleri okunduğuna, onu cahil saymaya imkan olmadığı anlaşılır. Yazıları pek çok şey bildiğini, zamanının kıymet hükümlerini, inanış tarzlarını pek iyi kavradığını gösterir. Şiirlerinde dilce ve fikirce anlaşılmayan, izaha muhtaç parçalar mevcuttur. Fakat içlerinde pek açık, gayet doğal, özellikle düşündürücü olanları çoktur.
Yunus şiirleriyle, ilâhileriyle, efsâneleriyle Türk halkının yüzyıllarca hâfızasında yer etmiş, dilinde canlanmış, ruhunda yaşamış ve göz yaşlarında akmıştır.
Yunus Emre, büyük, engin ve içten bir halk şâiridir. O, temiz bir Türkçe ile halka Allah sevgisinin erişilmez heyecanını duyurmağa uğraşmış ve bunda da başarılı olmuştur. Ona göre, tabiatta her şey Allah’ı aramakta ve Allah’ı anmaktadır.Yunus’ta derin bir tasavvuf kültürü görülür. O, Oğuz lehçesinin en güzel eserlerini vererek Türk halk dilini edebi bir dil durumuna getirdi. Yaşadığı dönemde Farsça edebî dil, Arapça ise ilim dili idi. Yunus Emre, sade ve basit bir dille ilâhî düşüncelerin en güzel anlatımını verdi.
Yunus Emre kimdir? Kısaca Yunus Emre’nin hayatı
Halk ve tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden Yunus Emre’nin hayatı hakkında bilgiler ve Yunus Emre kimdir sorusunun kısaca cevabı…
Yunus Emre (1240 Eskişehir-1321), Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerinde kendi hakkında yazdıklarına ve menkıbelere dayanmaktadır.
Bu menkıbelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir; çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergaha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergahtan ayrılır.
Dergahtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına kani olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergahta kaybettiği rivayet olunur.
Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletü’n-Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.