Yüzey sularının yer altına sızarak tabakalar arasındaki boşluklarda ya da geçirimsiz tabaka üstündeki geçirimli tabakada birikmesine yer altı suyu denir. Sızma olayı sonucu yer altında depolanan bu suların yer yüzüne kendiliğinden çıktığı yerlere ise kaynak denir. Kaynak suları, kışın ılık, yazın soğuk olurlar. Başlıcaları aşağıda sıralanmıştır.
Günümüze kadar içmesuyu sağlamak amacı ile özellikle yer altı sularından yararlanılmıştır. Yüzeysel sulara oranla daha temiz olan yer altı su kaynaklarının sınırlı ve büyük bir kısmının kullanılmış olması, gittikçe yüzeysel su kaynaklarından yararlanılmasını zorunlu kılmaktadır. Yüzeysel su kaynaklarının her geçen gün artan bir hızla evsel, tarımsal ve özellikle endüstri atıkları ile kirletildiği, bunun sonucunda da halk sağlığının tehdit edildiği, ekolojik dengenin bozulduğu ve suların ekonomik değerinin yitirildiği bilinen bir gerçektir. Bu da yüzeysel su kaynaklarının kullanılabilirliği için gerekli arıtma masraflarını artırmaktadır
Vali Çeşmesi (Cankurtaran), Kocapınar (Honaz), Değirmenönü (Yeşilköy), Kestane deresi (Buldan, Gümüşsü, Işıklı, Gürpınar (Çivril), Güney suyu, Akgöz pınarı (Işıklı), Göz adını taşıyan sular (Honaz), Kırkpınar (Karahisar-Tavas).
Daha 1960-1970 yılları arasında il merkezinde akmakta olan, Yenimahalle semtinde Akpınar (Eğitim Fak. batısı), Benli pınarı (Eğitim Fak. doğusu), Muttasıp pınarı (Kıbrıs Şehitleri Cad.) ayrıca Kuşpınar, Başpınar (Askeri Gazino’nun kuzeybatı), Fındıksuyu (Çamlık-Atış Poligonu arası), Kozpınar (Zeytinköy batısı) gibi kaynakların büyük bölümü kent içme suyu şebekesine alınmış, bazıları az da olsa akışlarım sürdürmekte, piknik yeri olarak faydalanılmaktadır. Bazı kaynak sulan üzerinde de kültür balıkçılığı amacıyla tesisler kurulmuştur.
Bolu’da bilhassa Düzce ve Bolu ovalarını çevreleyen dağlar ormanca zengin olup yağışların toprağa kolayca sızmasını sağlayarak yer altı su tabakasının zenginleşmesini sağlarlar. Bu sulardan bir kısmı diplere kaymadan yamaçlar boyunca yüzeye çıkarak çeşitli tatlı su kaynakları ve pınarları oluşturur. Buna karşın sular faylı bölümlerde toplanmışsa altta mağmadan gelen kızgın gazların etkisi ile ısınır ve bazı mineralleri eriterek bünyelerine alıp yeryüzüne çıkarlar. bu durumda sıcak su kaynakları ile maden suları oluşur. Bolu’da da maden sularına rastlanır. Çünkü arazi tektonik çöküntü ve faylarla parçalanmıştır.
Maden sularının en önemlileri şunlardır:
a) Ömerler Maden Suyu: Bolu’ya 16 km. Abant yolu üzerindedir. Sıcaklığı 14o dir. Bileşiminde kalsiyum bikarbonat ve magnezyum yer alır. Radyoaktivitesi 6,4 olup mide ve böbrek rahatsızlıklarına iyi gelir. Modern şişeleme tesisleri ile çevre illere dağıtımı yapılmaktadır.
b) Akkaya Maden Suyu: Bolu’ya 6 km. mesafede bir tepeden çıkar. Sıcaklığı 20o olup karbonik asit bakımından zengindir. Su, taraçalı bir yüzeyden akarken içindeki karbon gazının uçması ile eriyik halindeki kireç açığa çıkarak dalga dalga traverten örtüler oluşturmakta ve ünlü Pamukkale’ ye benzeyen görüntüler ortaya çıkmaktadır.
c) Kaplıca yolu üzerinde Bolu tarafında birkaç yerden çıkar. Bol kükürt ve hidrojeni ihtiva eder. İçilmesi tavsiye edilmez. Berk Köyünde çıkan maden suyundan acı su bazlaması yapılır. Ekmek hamurunu kabartmada kullanılır. Hidrokarbonatça zengin ve kalevidir. Radyoaktivitesi 6,8 dir.
d) Kınık Maden Suyu: Köy yolu üzerinde soldadır. Fazla kullanılmaz radyoaktivitesi 2,5 olup ekonomik değeri pek yoktur.
Yer Altı Sularının Beslenmesinde Etkili Olan Faktörler
1) Yağış miktarı,
2) Yağış türü (Kar yağışları ile beslenme fazla olur.)
3) Zeminin geçirimliliği ( alüvyal ve karstik alanlarda geçirimlilik fazladır).
4) Arazinin eğimi :eğimin az olduğu alanlarda beslenme daha fazladır.
5) Bitki örtüsü: Yüzeysel akımı engellediği için.
Taban Suyu: Alüvyal ovaların tabanında bulunurlar. Altta geçirimsiz tabaka ile sınırlandırılmış geçirimli tabaka üzerinde biriken sulardır. Beslenme durumuna göre taban suları bazen yüzeye kadar çıkabilir. Yer altı su seviyesinin düşük olduğu alanlarda ise kuyu açmak suretiyle bu sulardan faydalanılır. Türkiye taban suları bakımından zengindir. Ör: Ege Bölgesinin çöküntü ovaları, Konya,Kayseri, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Bursa, Adapazarı gibi. Yer altı sularının tekrar yeryüzüne çıktığı yere kaynak denir.
Sularının Sıcaklığına Göre Kaynaklar 2 Grupta İncelenebilir:
A-SOĞUK SU KAYNAKLARI:
Sularını yağışlarla yeryüzünden alırlar.
Sularının sıcaklığı ve akımları yıl boyunca değişir.
1)Tabaka Kaynağı (yamaç): Geçirimli tabakların uç kısmından suların yüzeye çıktığı yerdir.
2)Vadi Kaynağı: Vadi tabanlarından çıkan kaynaklardır.
3)Karstik Kaynak (Voklüz): Kalkerli arazilerde yer yüzüne çıkan kaynaklardır. En fazla Akdeniz Bölgesinde görülür. Ör: Düden suyu Bu kaynakların en önemli özelliği sularının bol miktarda kireç içermesidir.
4)Artezyen Kaynağı: Tekne biçimindeki iki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli
tabakaya açılan bir sondaj ile suların püskürerek yer yüzüne çıkmasıdır. Diğer
kaynaklardan ayrılan yanı beşeri faktörlerin etkisiyle yer yüzüne çıkmasıdır.
B-SICAK SU KAYNAKLARI
Sularını mağmaya yakın alanlardan alırlar.
Suları geldiği derinliğe göre sıcak veya ılıktır.
Sularının sıcaklığı yıl boyunca aynıdır.
Akım değişikliği olmaz.
Bol miktarda eriyik madde içerir.
1)Fay Kaynağı: Fay hattı boyunca yeryüzüne çıkan kaynaklardır. Halk arasında bu
kaynaklara ılıca, kaplıca,çermik, içme ve maden suları denilmektedir.
Ör: Manisa (Kurşunlu, Urganlı, Alaşehir, Demirci), Denizli (Pamukkale, Karahayıt,
Sarayköy, Buldan), Kütahya (Simav),Balıkesir (Edremit, Gönen), Sivas (Balıklı Çermik)
gibi merkezlerde vardır. Bu yerlerin ortak özelliği yer yapılarının özelliğidir.
2)Gayzer Kaynağı: Etkin haldeki volkan dağlarından değişik aralıklarla püskürerek çıkan kaynaklardır. Türkiye’de örneklerine rastlanmaz.