İnsan yaşamı için en önemli kaynaklardan biri olan suyun içeriği incelendiğinde, belirli durum ve koşullarda inanılmaz bir şekilde duygu ve düşüncesi olan bir canlı gibi tepki verdiği ortaya çıkmıştır. Donmuş halde bulunan su kristallerinin fiziksel durumları yakından incelendiğinde, dış kaynaklardan gelen tepkimelere göre fiziksel ve kimyasal değişimler gösterdiği ortaya çıkmıştır. Sözcüklere, müziğe, davranışlara göre renk ve şekil değiştiren kristalize yapı; iyiliği çoğunluk tarafından kabul görmüş müziklere maruz kaldığında yapı olarak daha düzgün bir altıgen yapıya sahip olmuş ve bunun yanında da iyi ve güzel sözcüklerle suyla bir canlı gibi konuşulduğunda parlak ve güzel bir kristal yapıya sahip olduğu incelenmiştir.
Su kristallerinin incelenme süreci
1999 yılında bir Japon olan bilim insanı Prof. Dr. Masaru Emoto, donmuş su kristallerini geniş bir incelemeye alarak belirli tepkimelere sokmuş ve birbirinden farklı her tepkimede farklı sonuçlar elde etmiştir. Donmuş suyun kristalize olduğu süreçte biyo-fiziki özelliklerine göre şekil aldığını göz önünde bulundurursak suyu çevre koşullarına, kavramlara, konuşmaya ve sese gerçek anlamda tepki verdiği ortaya çıkarılmıştır. Su, bulunduğu ortamlardaki negatifliği hissederek ona göre biçim değiştirebilmekte ya da ortamdaki pozitifliği ve sevgiyi hissederek kendi yapısını da güzelleştirmeye çalışmaktadır. Emoto, bu deneyleri özel bir mikroskopla karanlık bir bölgede gerçekleştirmiş, suyu dondurup kristalize ettikten sonra farklı farklı koşullarda yaptığı deneylerin fotoğrafını bu mikroskopla fotoğraflamıştır.
Örneğin; farklı kaynaklardan aldığı suları dondurduğunda temiz ve hijyenik kaynaklardan aldığı suların kristalize halinin daha düzgün altıgen yapılarda olduğunu, daha güzel bir renge sahip olduğunu ancak kirli kaynaklardan aldığı suların kristalize yapısının daha bozuk ve renginin de daha koyu ve kirli gözüktüğünü belgelemiştir. Böylelikle suyun bulunduğu ortamdaki iyi ya da kötü koşulları kendi yapısında nasıl yansıttığını açıkça ispatlama imkanı bulunmuştur. Masaru Emoto, yaptığı bir deneyde suya karşı konuşarak sürekli ”şeytan” demiş, bu konuşmalara maruz kalan kristalize suyun karmaşık ve kötü bir yapı oluşturduğunu görmüştür. Bunun yanında başka bir suyu deneye alıp güzel sözler ve özellikle dua okuduğunda suyun gayet berrak bir hal aldığını, kusursuz bir kristalize yapıya büründüğünü ve renginin de çok güzel gözüktüğünü kaydetmiştir. Böylelikle suyun gerçekten bulunduğu fıtrat dolayısıyla gördüğü hoşgörüye, sevgiye ve güzelliklere aynı şekilde güzelliklerle tepki gösterdiği ispatlanmıştır.
Su kristalleriyle gözlenebilen gerçekler
Emoto’nun insanlar ve suyu ilişkilendirerek yaptıkları deneylerde, küçük çocukları suyla konuşturduklarında çocukların etrafa yaydığı saf sevgi ve doğallıkla suyun da aynı şekilde saf bir şekilde donduğunu ve görüntü olarak güzel bir hal aldığını deneylemiştir. Bunun dışında sinirli ve stresli olan, negatif sözcükler kullanan, küfür eden bireylerle yaptığı deneylerde su kristalinin bozuk bir şekle büründüğünü ve ardından dağılarak parçalandığını gözlemlemiştir. Böylelikle suyun sadece bulunduğu ortamdan kaynaklanan şartlardan dolayı renk ve şekil değiştirmediği, dış kaynaklardan çok ilginç bir şekilde duygusal açıdan da etkilendiği gözlemlenmiştir. Bu mikroskobik deneyler dışında daha gözle görülebilir bir deney daha denenmiş ve iki farklı şeffaf kavanozun içerisine haşlanmış pirinç koyulmuştur. Kavanozlardan birinin üzerine ”aptal” yazılı bir kağıt yapıştırılıyor, diğerinin üzerine de ”teşekkür ederim” yazılıyor. 1 ay boyunca kavanozda tutulan bu pirinçlere kavanozlarının üzerinde yazan kelimelerle hitap ediliyor. 1 aylık sürenin sonunda sürekli aptal diye hitap edilen pirinçler bariz bir şekilde karararak mide bulandırıcı kokular yaymaya başlıyor. Ama diğer kavanozda sürekli kibarlıkla teşekkür edilen pirinçler hiç bir şekilde renk değişimi geçirmeyerek gayet güzel bir koku yaymaya da devam ediyor. Pirincin içerisinde yer alan suyun bu deneyin sonuçlarına çok fazla etki ettiği söyleniyor.