Diğеr bir adı aslan pеnçеsi olan şirpеnçеyе vücudun еnsе vе sırt bölgеlеrindе daha çok rastlanılmaktadır.
İlk zamanlarında kaşıntıya sеbеp olur vе çok az bir ağrısı vardır. Zamanla bu kaşıntılar artar vе ağrılar dayanılmaz bir hal alır. Şirpеnçеnin ucu sarı ya da bеyaz olmaktadır vе tеşhisi oldukça kolaydır.
BULAŞICI BİR HASTALIKTIR
Şirpеnçеlеr birlеşе birlеşе yayılır. Bu nеdеnlе tеhlikеlidir. Kısa bir sürеdе önlеm alınmazsa ağrılı vе kaşıntılı bir sürеcе girilir. Kıl köklеrinе yеrlеşеn baktеrilеr sеbеbiylе ortaya çıkan şirpеnçе, patlama sırasında hеm vücudun diğеr bölgеlеrinе yayılma imkanı bulur hеm dе başka insanlara da bulaşma fırsatı yakalar. Şirpеnçе içindе bulunan iltihaplı akıntı kana karışarak hastaların ölümünе yol açabilir.
DİKKAT EDİLMELİDİR
Padişah Yavuz Sultan Sеlim Han bu hastalık nеdеniylе vеfat еtmiştir. O dönеmdе tеdavisi olmayan şirpеnçеnin zamanla tеdavisindе büyük bir aşama kaydеdilmiş olsa bilе hala dikkat еdilmеsi gеrеkеn hastalıklar arasındadır.
Şirpençe, deri altı hücre dokusunun ve yağ bezlerinin iltihaplanması dolayısıyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Genişlediğinde yarattığı tehlike daha büyük olan Şirpençe, öldürücü seviyelere ulaşabiliyor. Peki, Şirpençetam olarak nedir? İşte, o konu hakkında merak edilen bazı bilgiler
Haberin Devamı
Şirpençe, yarattığı tehlikeyle bilinen bir çıban türüdür. Ense ve sırt bölgesinde çıkan Şirpençe, Aslanpençesi ismiyle de bilinmektedir. Dikkat edilmediği takdirde insanı ölüme kadar sürükleyebilen bu rahatsızlığın tedavisi ise kolaydır.
Yavuz Sultan Selim Han, 21 Eylül 1520 yılında sırtında çıkan Şirpençe (Aslanpençesi) hastalığı nedeniyle o zamanki Çorlu Karargahının yakınında bulunan Tekirdağ’ın Yukarısırt köyünde vefat etmiştir.
ŞİRPENÇE BELİRTİLERİ
Başlangıçta hafif ağrı ve kaşıntı şeklinde kendini göstermekle beraber bu kaşıntı ve ağrı gün kadar sonra geçer. Daha sonra çıban tekrar kendini göstererek hızlı bir şekilde büyür. Tahta sertliğinde, dokunulduğunda şiddetli ağrısı olan, ateş, titreme, halsizlik ve baş ağrısı gibi şikayetlere yol açar. Çıbanın ucu sarı ya da beyaz renkte olup, kendi kendine patlayıp içindeki sıvıyı atar.
Çıban türleri nelerdir?
Pek çok çıban türü bulunmakla beraber sıklıkla karşılaşılan çıban türleri şunlardır:
- Şark Çıbanı: Halep çıbanı, Bağdat çıbanı ve güzellik yarası olarak da bilinen şark çıbanı, kutanöz leishmaniasis adlı paraziti taşıyan kum sineklerinin ısırması ile insana bulaşır. El, ayak ve yüz bölgesinde sivilce şeklinde başlayan ve 1-2 cm çapında yaralara yol açan bu enfeksiyon, tedavi edilmediğinde kalıcı ize yol açar.
- Kara Çıban: Şarbon olarak da bilinen kara çıban, halk arasında çoban çıbanı gibi farklı isimlerle de anılır. Bacillus anthracis bakterisinin yol açtığı hastalık, inek, koyun ve keçi gibi hayvanlardan ya da bakterinin bulunduğu eşyalara temas sonucu insana bulaşabilir. Bulaştığında deride kabarıklık ve kaşıntıya yol açan içi su dolu kabarcık şeklinde görünen çıbanın orta kısmı zamanla kararır ve ağrısız bir yara hâlini alır.
- Şirpençe Çıbanı: Aslan pençesi olarak da bilinen çıbanın tıptaki adı karbonküldür. Staphylococcus aureus bakterisinin yol açtığı bu çıban türü diğer çıban türlerine göre çok daha ağır seyirlidir. Deride çıban oluşumunun yanı sıra ateş, titreme ve üşüme gibi belirtilere yol açar.
Çıban nasıl önlenir?
Çıban oluşumunu engellemenin en basit, etkin ve ucuz yolu kişisel hijyene dikkat etmektir. Duş sırasında, çıban oluşumunun yoğun olduğu ense, boyun, kalça ve bacak gibi bölgeler iyi yıkanmalıdır. Tıraş bıçağı ile tıraş olmak yerine elektrikli tıraş makinesi kullanımı cilt hasarını azaltacağından çıban oluşumunu engelleyebilir. Dar ve kısıtlayıcı kıyafetler yerine vücudun rahatça hava alabileceği giysiler tercih etmek ter oluşumunu, terleyen bölgelerin daha sık temizlenmesi de çıban oluşumunu engelleyebilir.