Mezopotamya topraklarından çıkan bir efsane olup belden yukarısı insan, aşağısı yılan olarak figürleştirilen ve maran denilen yaratıkların başında bulunan akılcıl ve iyicil olarak tanımlanan yaşlanmayan varlık şahmerandır.
Şahmeran duası, Allah nazarında makbul olan dualardan biridir. İçerisinde Allah’ın isimleri olduğundan her türlü dilek için okunabilir. Bu duanın etkisi de çabuk olacaktır. Duanın abdestli olarak okunması gerekir. Duayı okumaya hamdele, besmele ve salvele ile başlanması niyetin çabuk gerçekleşmesine yardımcı olacaktır. İşe girmek isteyenler, kısmetini arayanlar, psikolojik sorunları olanlar kısaca her türlü sorunu bulunanlar bu duayı okumalıdır. Bu dua en az okuma şekliyle 7 gün boyunca okunsa bile her derdinize deva olacaktır. Duanın içeriği kelime-i tevhid ve Esma-i ilahilerden oluştuğundan, okuma şekillerine riayet eden hastalar Allah’ın izniyle iyileşmektedir.
Şahmeran duası nasıl okunmalıdır?
Sevgi ve muhabbet isteyenler 3 gün boyunca 61 defa okumalıdır.
Her türlü dilek için 41 defa okunmalıdır.
Geceleri rahat uyumak isteyenler 3 kez okumalıdır.
Nazardan korunmak için 7 defa okunmalıdır.
Cin ve şeytan şerrinden korunmak, günahların affı, gönül rahatlığı ve kötülüklerden sakınmak için her gün sabah ve akşam birer kez okunmalıdır
Şahmeran Duası
Şahmeran duası
Allahu la ilahe illa Hüvel Hayyul Kayyum.Allahula ilahe illa Huvel aliyul Hakim.
Allahu la ilahe illa huves Semiul Alim.Allahu la ilahe illa Huver Rahmanürrahim
Allahu la ilahe illa Huvel Vahidul Ehad.Allahu la ilahe illa Huvel Ferdül Varid.
Allahu la İlahe illa Huve Raufur Rahim.Allahu la ilahe illa Huvel Aziz’ur Rahim.
Allahu la ilahe illa huvez Zahirul Batınu.Allahu la ilahe illa Huvel Ahadus Samedu.
Allahu la ilahe illa Huvel Fetta’ul Alim.Allah’u la ilahe illa Huvel Aziz’ul Alim.
Allahu la ilahe illa Huvel Hannan’ul Mennan’ul Deyyan.Allahu la ilahe illa Huvel Kadir’ul Kahiru
Alahu la ilahe illa Huver-Rafiul Alim.Allahu la ilahe illa Huver-Rabbül arş’il Azim.
Allahu la ilahe illa Huvel Melikul Kudüs.Allahu la ilahe illa Huvel Hamdul mubin.
Allahu la ilahe illa Huvel Bais’ul Varis.Allahu la ilahe illa Huvel Esmaul Hüsna.
Huvel Hayy’u la ilahe illa Huve Fadi’u Muhlisine Lehuddiyn.
Subhane birahmetike ya erhammerrahimin.
Velhamdu-lillahi Rabbil alemin.
Şahmeran Mezopotamya topraklarında doğmuş bir efsanedir.
Şahmeran’a daha çok güney, orta ve doğu Anadolu resminde, masallarında, hikayelerinde rastlanır.
Şahmeran akıllı ve iyicil olarak tanımlanır.
Bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen, doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık olarak bilinir.
Farsça yılanların şahı anlamına gelen “şah-ı meran” dan gelir. Ancak, Şahmeran’a ilişkin tüm efsanevi kayıtlar ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde varlık dişidir. Şahmeran kültürü daha çok Cizre ve Nusaybin civarında yerleşiktir.
Aynı isimli bir efsane Mardin yöresinde de geçer. Bu yörede Şahmeran bir resimle tasvir edilir ve Şahmeran ustaları tarafından yapılan tablolar evlerin duvarlarını süsler.
Akdeniz Bölgesi’nin Tarsus ilçesinde de bu varlığın o yörede yaşadığına inanılır.
Binlerce yıl önce yedi katlı yer altında Tarsus’ta yaşayan yılanlar vardı.
Meran adı verilen bu yılanlar, gerçekten akıllı ve şefkatli idi. Onlar barış içinde yaşarlardı. Meranların kraliçesine Şahmeran denirdi. O genç ve güzel bir kadındı.
Efsaneye göre, Şahmeran’ı gören ilk insan Cemşab oldu.
O, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğluydu. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfederler.
Balı çıkarmak için Cemşab’ı aşağıya indiren arkadaşları, paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçarlar. Cemşab mağarada bir delik görür ve buradan ışık sızdığını fark eder.
Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girer. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler ve bir havuz ile pek çok yılan görür.
Havuzun başındaki tahtta süt beyaz vücutlu bir yılan oturmaktadır. Şahmeran’ın güvenini kazanan Cemşab uzun yıllar bu bahçede yaşar.
Yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için yalvarır.
Bunun üzerine Şahmeran da kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini ister.
Şahmeran’a söz verip ailesine kavuşan Cemşab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmeran’ın yerini kimseye söylemez. Bir gün ülkenin padişahı hastalanır.
Vezir, hastalığın çaresinin Şahmeran’ın etini yemek olduğunu söyler ve her yere haber salınır.
Cemşab kuyunun yerini gösterince Şahmeran bulunup dışarı çıkarılır. Şahmeran Cemşab’a; “Beni toprak çanakta kaynatıp suyumu Vezire içir, etimi de Padişaha yedir” der.
Böylece Vezir ölmüş Padişah da iyileşip Cemşab’ı veziri yapmıştır.
Efsaneye göre Şahmeran’ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Tarsus’un, Şahmeran’ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.