Özdemir Asaf’ın hayatı
11 Haziran 1923 tarihinde dünyaya gelen Özdemir Asaf, Cumhuriyet döneminin en bilindik ve en başarılı Türk şairlerinden bir tanesidir. Asıl adı Halit Özdemir Arun Asaf olan Özdemir Asaf’ın babasının adı da Mehmet Asaf’tır ve kendisi Şura-i Devlet kurucularından bir tanesidir.
Özdemir Asaf, babasının hayata veda ettiği sene olan 1930’da Galatasaray Lisesi’nin ilk kısmında eğitim görmeye başlamış, 1941 yılına gelindiğinde 11. sınıftayken ek bir sınava daha girip Kabataş Erkek Lisesi’ne geçiş yapmıştır. Bu geçişi yaptıktan bir yıl sonra da Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olmuştur.
Öncelikle üniversite hayatını Hukuk fakültesine girerek başlatan Özdemir Asaf, daha sonra bölüm değişiklikleri yapmaya başlayarak önce Hukuk Fakültesi’nden İktisat Fakültesi’ne geçerek üç yıl boyunca iktisat bölümünde öğrencilik yapmış, daha sonrasında da Gazetecilik Fakültesi’ne geçiş yaparak bu bölümde de bir yıl boyunca eğitim almıştır. Gazetecilik fakültesinde eğitim gördüğü süreçte kendini geliştirebilmek adına Zaman gazetesinde ve Tanin gazetesinde çeviriler yaparak çalışmalarda bulunmuştur.
Kendisinin edebiyata dair ilk yazısı “Servet-i Fünun, Uyanış” dergisinde çıkmıştır. Yazarlığı artık kendi mesleği olarak benimseyen Asaf, 1951 yılındayken Sanat Basımevi’ni kendi imkanlarıyla kurmuştur. Daha sonra yazdığı kitaplarını “Yuvarlak Masa Yayınları” adı altında toplayarak yayımlamıştır. Aynı süreçlerde arkadaşı olan Mehmet Ali Aybar’ın önderlik etmesiyle birlikte kurulan Temel Hakları Yaşatma Derneği’nde kurucu isimlerden biri de Özdemir Asaf olmuştur.
Hayatı boyunca Türk edebiyatı için çok farklı, çok iyi ve adından söz ettirmeyi başaracak eserler vermiş biri olan Özdemir Asaf, 28 Ocak 1981 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. Hayatta olduğu süreçte iki evlilik yapmış olan Asaf’ın ilk evliliği Sabahat Selma Tezakın isimli hanımefendiyle olmuş ve bu evliliğinden Seda isimli bir kızı olmuştur. Diğer evliliği ise Yıldız Moran hanımefendiyle olmuş ve bu evliliğinden de Etkin, Olgun ve Gün isimli üç tane erkek çocuğu olmuştur.
Özdemir Asaf’ın sanata bakış açısı nedir?
Özdemir Asaf’ın edebiyat dünyasında şair olarak bulunduğu dönemlerde, yazdığı şiirlerde kendisiyle hesaplaşmaları, yaşadığı çağla olan hesaplaşmaları ve toplumla olan hesaplaşmaları sıklıkla göze çarpmaktadır. Kendisi bu hesaplaşmaları yaparken de bir yandan da yazılarına içerisinde bulunduğu öfkeli hali de yansıtmaktadır.
Şiirleri genel yapısı itibariyle Asaf’a özgü bir dille yazılmış ve etkileyici yazılar olmuşlardır. Genel olarak ele aldığı sorun “ikinci kişi sorunu”dur. İkinci kişiye karşı olan bağlılığını pek çok farklı açıdan incelemiş; kendi davranış biçimlerini de daha çok soyutsal bir biçimde ele alarak bunu şiirlerinde düşünce kapsamında çözümleyebileceği dizeler kullanmıştır.
Son dönemdeki şiirleri dikkatle incelendiğinde, şiirlerinin çoğunluğunda dize sayısının azaltılmış olduğu göze çarpmaktadır. Az lafla çok şey anlatma sanatını ustalıkla kullanmayı becerebilen Özdemir Asaf’ın yaptığı bu hareketle şiirleri çok kısa sürse de hem düşünce olarak hem duygu olarak çok fazla şey anlatabildiği görülmüştür.
Az önce de belirttiğimiz gibi yazılarında kendisiyle ve toplumla hesaplaşan Özdemir Asaf, bu tarzı sayesinde edebi olarak yeni taşlama biçimleri de ortaya çıkarmış ve böylelikle “hiciv şiiri” denilen türün içinde barındırdığı öğeleri çok başarılı bir şekilde yazılarına aksettirebilmiştir.
Özdemir Asaf’ın eserlerine örnekler
“Adalet” şiiri
İnsansız adalet olmaz.
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun.
“An” şiiri
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür bir kişiye,
Bir’den iki kişiyi döndürür bir kişiye.
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
“Aşk” şiiri
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür,
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.