Kelebeğin asla bir şey yemediğini belki duymuşsunuzdur.Bu söz,sadece bazı kelebekler için geçerlidir. Bir tırtılın nasıl kelebek olduğunun hikayesi, sonradan kelebeğin hiç bir şey yemeyişinin nedenini yeterince açıklayabilir sanıyoruz.
Dişi kelebek hayatı süresinde, 100 ile birkaç bin arasında yumurta yumurtlar. Yumurtalarım yakınında bıraktığı bitki konusunda son derece titizdir. Bu bitki, onun soyunun devamı bakımından yararlı olacaktır. Belirli bir çevrede böyle bir bitkiden sadece bir tek olması bile dişi kelebeğe yeter.Yumurtalarını oraya, o bitkinin yakınına bırakır.
Yumurtalar açıldığı zaman, küçük, solucana benzeyen ,”tırtıl larvası” diye tanımlanan hayvancıklar çıkar. Başlangıçta, bunlar beslenerek büyürler. Birkaç kez deri (kılıf-gömlek) değiştirirler. Bu arada hiç durmaksızın yerler. Çünkü aldıkları besin sadece büyümelerini sağlamakla kalmayacak ,kelebek oldukları zaman varlıklarını sürdürebilmeleri için depo da edilecektir. Zamanla, alınan besin sayesinde kanatlar, bacaklar, emme boruları oluşur. Tırtıl,kelebek haline gelir.
Belirli bir zaman gelip çattığında, tırtıl değişme anının da geldiğini sezinler. Bu sezinleme,bir nevi içgüdüyle olur. Asılıp sarkacağı bir koza örer. Baş aşağı asılır ve tırtıl derisinden sıyrılıp bir “krizalid” halini alır.Krizalid,ipekten bir düğme izlenimi veren kozaya, vücudunun nihayetindeki keskin bir uçla asılıdır.
Krizalid haftalarca veya aylarca uykuda kalabilir. Bu süre, içten bir değişim geçirmektedir. Zamanı gelince,artık tam anlamıyla yetişkin bir böcek olup çıkmıştır. Krizalid kabuğundan çıkınca bir kelebek görünüşündedir ama, başlangıçta hemen uçamaz. Kanatlarının kuruyup yayılması, güçlenmesi için oturup saatlerce bekler. Uçuşa hazır olup olmadığını anlamak amacıyla ,kanatlarını hafif hafif öne arkaya hareket ettirir. Başka türlü söylemek gerekirse,uçuş kontrolü yapan bir uçak durumundadır. Sonra ilk uçuş için kanatlarını açarak havalanır.
Yünlü giyeceklerimizin baş düşmanı güvenin hayat hikayesi de, hemen hemen kelebeğinkinin eşidir. Kelebeklerin çok çeşitli olduğunu herkes bilir ama, türlerinin çeşitliliği bakımından güveler onları da geçerler. Aradaki temel fark,kelebeğin süslü, zararsız, göz okşayıcı olmasına karşılık ,güvenin ancak naftalin ve benzeri maddeler sayesinde baş edilebilen zararlı bir yaratık olmasıdır.