Karaciğer nedir? Karaciğer ne tarafta bulunur?
Karaciğer organı vücudumuzun sağ tarafında yer almaktadır. Bir diğer organımız olan safra kesesinin tam altında bulunan karaciğer, ağırlık olarak 2 kilograma yakın bir kütleye sahiptir ve uzunluk olarak da yaklaşık 30 santimetrelik bir uzunluğa ulaşmaktadır. Renk olarak kahverengiye çalan koyu bir kırmızı renge sahip olan karaciğer, yüzey yapısı olarak kaygandır ve üzerinde herhangi bir pürüz bulunmaz. Dıştan bakıldığında binlerce küçük küçük hücre kümelerinin binlercesinin bir araya gelmesinden oluştuğu gözlemlenmektedir.
Karaciğer nasıl çalışır?
Vücudumuzdaki en büyük organ olma özelliğini taşıyan karaciğer, çevresinde bulunan damarlar sayesinde az önce bahsettiğimiz hücre kümelerini kan akışıyla beslemektedir. Karaciğere gelen bu kan dolaşımı sayesinde karaciğerde bulunan hücreler öd ya da safra denilen akışkan bir sıvı salgılamaktadırlar. Bu sıvıların salgılanma işlemi bu hücrelerin tam orta kısmında yer alan kanalcıklardan gerçekleşir. Tüm bu kanalcıklar birleşip karaciğer kanalcıkları adı verilen daha kalın yapıdaki iki ayrı kanalı oluşturmaktadırlar. Bu iki farklı kanal da aynı yolu izleyerek birleşip safra sıvısının depolandığı safra kesesinde birleşirler. Safra kesesi denilen organ da karaciğerin alt kısmında, karaciğer organının iki ayrı kısma ayrıldığı lobun olduğu yerdeki çukurlukta yer almaktadır. İnsan, beslenme durumunu gerçekleştirdikten sonra hangi öğün olduğu fark etmeksizin safra kesesi kendi içerisinde biriktirdiği safrayı safra kanalından geçirerek on iki parmak bağırsağına iletmektedir. On iki parmak bağırsağına inen safra, tekrardan yola koyularak önce mideye ve oradan da ince bağırsağa ulaşır ve sindirim sisteminde etkin rol oynar.
Karaciğerin vücuttaki görevleri nelerdir?
Karaciğer, öncelikli olarak sindirim sistemi için etkin rol oynar. Vücuda alınan yiyeceklerin sindirilme işleminde ve kanda yer alan zararlı toksinleri vücuttan atmaya yardımcı olur.
Vücutta safra üretilmesinin ana kaynaklarından birisidir.
Gıdalar yoluyla alınan şekerin sentezlenerek yararlı işlevlerde kullanılmasına yardımcı olur. Bu işlemi şekerlerin türüne göre bazılarını glikojene dönüştürerek, bazılarını ise ihtiyaç duyulduğu zamanda kullanmak için kendi içerisinde depolar.
Herhangi bir dış kaynaklı yaralanmayla oluşan kesiklerde, kanın pıhtılaşması işlemi için gerekli olan fibrinojen maddesi karaciğerde üretilmektedir. Sağlıklı bir karaciğer sayesinde kan pıhtılaşması sorunlarının önüne geçilebilir.
Kanın içeriğinde bulunan yarar sağlayıcı maddelerin düzgün bir şekilde kullanılmasına, aynı şekilde zararlı maddelerin de vücuttan bir şekilde dışarı atılmasına katkı sağlar. Bu işlem şu şekilde gerçekleşmektedir; kan aracılığıyla bağırsaklarda ve midede bulunan, metabolizmada yer alacak ürünler toplanarak karaciğere getirilir. Karaciğerdeyken, işe yaramaz durumdaki atıklar, alkol maddesi ve zehirli sayılabilecek maddeler vücut için zararsız içeriklere dönüştürülür. Bunun dışındaki sağlık için işe yarayacak maddeler de besin maddesi adı altında depolanmaya başlar ya da hemen çözünmesi sağlayarak kullanılır. Örneğin; demir, vitaminler ve pek çok mineral tuzları karaciğere getirilip burada işlenmektedir.
Vücuttaki kanda yer alan en önemli yapılardan biri alyuvarlardır ve sürekli yenilenmek durumundadırlar. Bunun için yaşlanmış ve işlevsel olarak yapması gerekenleri yerine getiremeyecek olan alyuvarların parçalanma işlemi de karaciğere aittir.
Karaciğer, vücudun her daim olması gereken sıcaklık seviyesinin korunmasında ve ayarlanmasında etkin rol oynar.
Metabolizmanın sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için gerekli olan çoğu vitamin karaciğerde üretilir. Bu vitaminlerin dağılımı da karaciğer sayesinde yapılmaktadır. Bunun dışında aynı şekilde sağlıklı çalışma için ihtiyaç olan su ihtiyacı da karaciğerin çalışmaları sayesinde karşılanmaktadır.
Karaciğerin vücudumuzdaki önemi
Karaciğer, vücut metabolizmasının en önemli organlarından birisidir ve bünyede üstlendiği çok fazla görev olduğundan yaşamsal bir organ olma özelliğini taşımaktadır. Özetle, karaciğerin tamamen iflas etmesi durumunda bir insanın yaşamsal fonksiyonlarına devam etmesi olanaksız hale gelmektedir. Bu duruma gelmesi çok nadir olarak yaşansa da (örneğin karaciğer iltihabı, karaciğer kanseri be karaciğer sirozu gibi) sonuç itibariyle düzgün ve dengeli çalışması vücut için büyük önem arz etmektedir. Karaciğer, yapı olarak süngere benzer ve daima vücudumuzda dolaşıp duran kanın 1 kilogramlık kısmını emmektedir. Ancak iskelet yapımızda kendisinin bulunduğu konum dolayısıyla bu durum yaşamsal bir risk arz etmemektedir.