Bireylerin karşısına normal şekilde adımıza ve şahsımıza ait, herhangi bir belgeye kalem vasıtasıyla attığımız imzaların tümüne verilen isim ıslak imzadır. İmza, genel olarak bir bireyin kendisine bilgi verilmesi amacıyla yöneltilen bir belgeyi okuduğunu, anladığını ve onayladığını belirtmek adına sadece tek bir tipte belirlediği işaret ve yazıyı aynı şekilde kalemle gerçekleştirilmesidir.
Yani imza, yazılarak ortay çıkartılan bir kavramdır. Islak imzalar, yazı şeklinde yapılarak isteğe göre bazı işaretler de kullanılarak atılmaktadır. Ancak ıslak imzaların oluşturulma mantığında, imzaların kişiye özel olabilmesi için mutlaka harflerin yer alması ve ad soyada uygun bir imza şekli oluşturulması önerilmektedir.
İmza nasıl atılmalıdır?
Konuyla ilgili en çok dikkat edilmesi gereken husus, her şartta ve koşulda aynı şekilde atılması gerekliliğidir. Islak imza atımı isteğe göre el yazısı şeklinde ya da yazı dilinde kullandığımız harfler yardımıyla da yapılabilmektedir. Eğer kendi oluşturduğunuz ıslak imzanızda noktalama işaretlerini de kullanmayı tercih ettiyseniz, bu noktalama işaretlerini hayatınız boyunca ıslak imza kullanılması gereken her yerde aynı şekilde imzanızın içerisinde kullanmayı ihmal etmemeniz gerekliliği de unutulmamalıdır.
İmzalar neden değiştirilmemelidir?
İmzaların değiştirilmemesinin en önemli avantajı, hukuki süreçlerde sıkıntı yaratacak bir durum teşkil edilmemesi durumundandır. Yani bir bireyin baskı altındayken, stres altındayken ya da keyifsiz modundayken imza atması gerektiğinde normal şartlarda her zaman attığı imza sirkülerini değiştirmesi halinde kendisine ait belgelerin geçerliliği eğer eski imzalarıyla eşleştirilmezse geçersiz sayılabilir ve yoktan yere şüpheleri üzerine çekebilecek durumlar ortaya çıkabilmektedir.
İmzaların değişmesindeki tek ince ayrıntı, kişinin yaşının ilerlemesiyle eğitim ve el becerisi durumlarının artmasıyla birlikte imzasının daha iyi seviyelerde daha düzgün biçimlerde atılabilmesi durumudur. Yani daha iyi biçimde atılan imzalar (biçim aynı kalacak şekilde) kabul edilirken daha kötü atılan imzalar kabul görmemektedir.
Bazı bireylerin okuma yazma durumları olmadığı için, onlar ıslak imza yerine farklı metodlar denemektedirler. Bu metodlar “parmak bastırma” ve “mühür” metodlarıdır. İmza atma yeteneği olmayan bireyler, imza atmaları gereken durumlarda bu iki metoddan faydalanmaktadırlar. Çoğunlukla parmak basma şeklinde imza atan bu bireyler, imza işlerini baş parmaklarına sürülen bir mürekkebin ardından imza atmaları gereken noktaya baş parmaklarını bastırarak gerçekleştirmektedirler.
İmza konusunda dünya geneline bakıldığında, kişilerin imzalarını genel olarak kendi isim ve soy isimlerini birlikte kullanarak ve ya bu iki isimden birini kullanarak yazı şeklinde özenerek kağıda geçirdikleri görülmektedir. Yazı şekilleri de bireysel tercih olarak ya el yazısı şeklinde ya da günlük hayatta kullandıkları alfabe harfleriyle olmaktadır.
Bizim kendi ülkemizde ise imza mantığı daha çok şekiller üzerinde şekillenmiştir. Bireyler kendilerine ait şekiller yaratarak imza atabilmekte ya da diğer ülkelerde olduğu gibi imzalarında isim veya soy isimlerin ya da ikisini birden geçirerek üzerlerine bir de şekil katabilmektedirler. Hatta diğer ülkelerde olduğu gibi el yazısı sıklıkla kullanılırken Türkiye’deki imza tercihlerinde el yazısı sisteminin çok da fazla tercih edilmediği görülmektedir.
Islak imzaların herhangi bir belgenin altına atılmasının, kişi üzerinde ciddi bir sorumluluk yarattığı unutulmamalıdır. Bütün satın alma işlemlerinde, satış işlemlerinde, kredi kartı işlemlerinde, sigorta işlemlerinde ve daha yüzlerce örnekle detaylandırabileceğimiz belge işlemlerinde kişinin imza attığı her kağıt artık kendi bilgisi dahiline ve sorumluluğu dahiline alınmaktadır. Islak imza işi bu kadar ciddi bir durumken hiç bir bireyin hiç bir belgeye okumadan imza atmaması önerilmektedir.
Elektronik imza nedir?
Hukuki olarak 5070 sayılı kanunda, elektronik imzanın ıslak imza ile eş değer yapıdaki bir imza şekli olduğu kabul edilmiştir. Bir diğer adı “e-imza” olan elektronik imzalar, internet ortamında atılması kabul edilen imzalar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde “e-devlet” gibi internet teknolojilerinde kullanılması artık zorunlu hale getirilen elektronik imzalar, bu tip ortamlarda bireysel işlemlerin daha güvenilir ve daha hızlı bir süreç içerisinde halledilmesinin önünü açmasından olumlu bir süreç olarak değerlendirilmektedir.
E-imzanın halledilme şekli, bir bilgisayara bağlanan USB’ler yardımıyla gerçekleşmektedir. Bu USB’lere “akıllı kart” ya da “token” de denilebilmektedir. Bu tokenlerin iç hafızasında kullanıcı bireye özgü olan ve şifreleme sistemi içeren bir sertifika düzeni yer almaktadır.
E-imzanın atılacağı süreçlerde bu alet bilgisayara takılıp ardından karşınıza çıkan sayfada e-imza kullanımı için size ait olan pin kodunu kodlama sistemine girmeniz istenmektedir. Şifreleme olayını da siz belirleyeceğiniz için eğer bu alet başkasının eline geçerse şifreyi yanlış gireceğinden sistem kendini direkt olarak bloke edecektir. Burada önemli olan kısım, oluşturacağınız bu şifrelemeyi kolay tahmin edilebilir bir kod sisteminden oluşturmamanız gerekliliğidir.