HAZARFEN AHMET ÇELEBİ
Osmanlı Devleti zamanında yetişen ve dünyada ilk olarak uçmayı başaran Türk bilginidir. Ne zaman ve nerede doğduğu bilinmeyen Ahmet Çelebi’nin hayatı hakkında malûmat yok denecek kadar azdır. Padişah IV. Murat döneminde İstanbul’da yaşamıştır; ama yaşamı hakkında yeterli bilgi yoktur.Evinde çeşitli konularda deneyler yaptığı, geniş bilgi sahibi olduğu, bu yüzden de halk tarafından kendisine “bin fenli” anlamına gelen Hezarfen şanı verildiği bilinmektedir.1623-1640 yılları arasında saltanat süren Sultan Dördüncü Murat zamanında yaşamış olup meşhur gösterisini yine bu Sultan huzurunda yapmıştır.
Fen alanındaki geniş bilgi ve tecrübesi ile halk arasında “Hazarfen” yani bir fenli diye bilinen Ahmet Çelebi; araştırma yapmaktan yılmayan,yiğit, akıllı ve bilgili bir kişiydi. Hazarfen Ahmet Çelebi’den önce havacılık tarihinde ilk olarak ünlü bir Türk bilgini olan İsmail Cevheri; kollarına kanat takarak ilk uçma denemesini yapmışsa da bu deneme ölümle sonuçlanmıştı. İlk uçan Hazarfen Ahmet Çelebi, bu Türk bilgininin hayatını ve neden başarısızlığa uğradığını iyice inceledikten sonra aynı düşünceyi gerçekleştirmek için harekete geçti. Bilhassa hava akımları ve kuşların uçuşunu inceleyerek çalışmalarını geliştirdi.
Nihayet tarihi uçuşunu yapmak üzere Okmeydanı’na gelen Ahmet Çelebi’yi seyreden Sultan Murat Han da Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa Köşkü’nde yerini almıştı. İbtida Okmeydanı’nın minberi üzere rüzgarın şiddetinde kartal kanatlarıyla sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Daha sonra Galata Kulesi’nin en yüksek noktasına çıktı ve kendini boşluğa bırakıverdi. Kalk dehşet içinde manzarayı seyrediyordu.
Sultan Murat Han Sarayburnu’nda Sinan Paşa Köşkü’nden temaşa ederken, Ahmet Çelebi Galata Kulesi’nin zirvesinden lodos rüzgarlarıyla uçarak Üsküdar’da Doğancılar Meydanı’na inmiştir. Bu başarısından dolayı Dördüncü Murat Han kendisine bir kese altın ihsan etmiştir Ama elinden her iş gelebilen ve uçabilen bu adamın korkulacak bir kişi olduğu yargısına vararak onu Cezayir’e sürdü. Hezarfen Ahmet Çelebi yaşamının geri kalan bölümünü burada geçirdi.
Türkiye Cumhuriyeti P.T.T. İdaresinin 17 Ekim 1950 Tarihinde İstanbul’da toplanan Milletlerarası Sivil Havacılık Kongresi için çıkardığı üç hatıra pulundan Zeytuni yeşil-mavi renkli 20 kuruşluk olanın taşıdığı temsili resim, Hazerfen’in Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçuşunu tasvir etmektedir.
NEDEN “HAZARFEN” DENİLDİ ?
Türk mucidi, Teknik ilimlerdeki bilgisi yüzünden “Hazarfene, bin fen’e, bin teknik bilgiye sahip ” lakabını kazandı. IV Murat’ın (1623-1640) huzurunda kanat takarak Galata Kulesi’nden kendini bırakıp Üsküdar’da Doğancılar meydanına indi. Tarihin mühim planör tecrübelerinden sayılır. Bugün de bunun bulunduğunu Yüksek Uçak Mühendisi Yavuz Kansu, eoradinamik formüllerle ispat etmiştir