Hayvanlar arasında sadece erkeği doğuran tür denizatıdır.Deniz atları, “ovovivipari” adını verdiğimiz özel bir üreme tipine sahip. Bu üreme tipinde, yumurtalar dışarı bırakılmıyor ve vücut içerisinde taşınıyor. Bu nedenle de, yumurtalar açıldığında dışarı çıkan yavrular, sanki “anne tarafından doğuruluyorlarmış” gibi görünmelerine karşın, aslında sadece yumurtalarından çıkıyor. Deniz atlarındaki durum ise, sadece ve sadece, yumurtaları vücudu içerisinde taşıyan ebeveynin dişi yerine erkek olması. Yani aslında erkekler “doğurmuyor”.
https://www.youtube.com/watch?v=AedDmAYCbAg
Bu üreme tipinde, gerçek bir hamilelik ya da plasenta oluşumu söz konusu olmadığı için (yumurtaların vücutta bir boşlukta üst üste durduklarını düşünün) de, herhangi bir fizyolojik sorun olmuyor.
Çiftleşme gerçekleştikten sonra, döllenen yumurtalar, bir tüp yardımıyla dişinin vücudundan erkeğe aktarıyor ve açılıncaya kadar da erkeğin vücudunda taşıyor At kafasına benzeyen bir başı, uzayarak hortum biçimini almış burnu, küçük ağzı, birbirinden bağımsız hareket eden gözleri, kemik plakalarla kaplı vücudu, öne kıvrılan kavrayıcı kuyruğu ve yüzgeçleriyle denizatları, diğer balık türlerinden çok farklı bir canlı türü olarak denizlerde yaşamını sürdürüyor.Onu diğer türlerden farklı kılan bir başka özelliği de göz yapısı: Gözleri birbirinden bağımsız hareket etme özelliğine sahip. Denizatları yalnızca ilginç fiziki özellikleriyle değil, erkekleri hamile kalan tek canlı grubu olma özelliğiyle de Allah’ın muhteşem bir sanatı olarak karşımıza çıkıyor. Denizatları gece çiftleşiyor ve bu çiftleşmeler mevsim boyunca devam ediyor.
Denizatlarının erkeği, dişisinden aldığı yumurtaları saklayabileceği bir kuluçka kesesine sahip.Dişi bir denizatı, erkeğinin kesesine bir defada 1500 yumurta bırakabiliyor. Ayrıca önemli bir nokta da; çiftleşmenin başarılı olması için ikisinin de aynı boyda olmasının gerektiği…
Aksi halde yumurtalar dışarıya dağılıyor. Erkek denizatı, dişiden aldığı yumurtaları hem kendi vücudunda saklıyor, hem de onları döllüyor. Embriyo, kuluçka kesesinde bulunan kılcal damarlarla besleniyor.