Belirli bazı şekiller bize gerçekte olduklarından başka türlü görünürler. Cisimleri olduğundan büyük yada küçük,doğru çizgileri eğriymiş gibi görürüz. Bu durum “göz aldanması” diye tanımlanır. Ancak,burada gözün gerçekten aldanması, yanlış görmesi sözkonusu değildir. Göz görüntüyü hiç bozmaksızın görür, beyne öylece iletir. Fakat beyin o cismi, o şekli olduğu gibi değil,nasıl olmasını kabulleniyor, nasıl uygun buluyorsa öylece ifade eder. Burada, görülen şeyin daha önce görülmüş olan benzerlerinin ve görülüş şeklinin etkisi vardır. Dümdüz, uzun bir yola baktığımız zaman,yol çok ilerde daralıyormuş gibi görünür. Ağaçlar, telgraf direkleri,yapılar, kendilerinden uzaklaştıkça küçülüyormuş gibi görünürler. Aynı büyüklükte,fakat biri beyaz,öteki koyu renk iki yapıya baktığımızda,beyaz yapıyı daha büyükmüş gibi görürüz. Uzunlamasına çizgili elbise giyen bir kimse, enlemesine çizgili kumaştan bir elbise giydiği zamandan daha zayıf ve uzun boyluymuş gibi görünür. Bunların hepsi göz aldanmasıdır. Gerçekte göz her şeyi olduğu gibi görmektedir. Ancak ,beyin “izlenimler-intibalar” halindeki bu aldanmayı doğurur .Sözgelimi, tepedeki dolunay uzaktaki görünüşünden daha küçüktür. Her iki durumda fotoğrafı çekilecek olursa, büyüklüklerinin hiç farketmediği açığa çıkacaktır. Burada,beyin bilinçaltı bir müdahaleyle yanılmaya sebep olmuştur.
Tepesi sivri direklerin küt başlı direklerden daha yüksek, dikey çizgili duvar kağıtlarının tavanı olduğundan yüksek, yatay çizgili duvar kağıtlarının ise daha alçak göstermesi hep aynı müdahalenin, yani beyin tarafından müdahale edilmiş izlenimlerin sonucudur. Göz aldanmasının değişik bir şekli, güneşin ortalığı yakıp kavurduğu kum çöllerindeki serap davıdır. Ancak,burada fiziksel bir olay da işe karışmıştır. Serapın fotoğrafı çekilebilir ve bunun ışık kırılmasından meydana geldiği görülür. Büyüteçler ve düz aynalarda gördüğümüz görüntüler bir bakıma göz aldanması diye kabul edilebilir.Çünkü görüntüler, gerçekte görüldükleri yerde değildir.
Bütün bunlardan kolayca anlaşılacağı gibi, göz aldanmaları tamamen normaldir. Gözünde hiç bozukluk olmayan kimseler de göz aldanmalarına uğrayabilir. Bundan endişelenmek için bir sebep yoktur. Derinlik boyutu, göz aldanmalarında en büyük rolü oynayan etkendir. Ressanilar, göz aldanmasından büyük ölçüde yararlanırlar. Perspektif,yani eşyayı, cisimleri sabit bir noktaya göre uzaklıklarını,duruş farklarını belirtecek, canlandıracak düzenle resmetmek, bizden uzaklaşan şeylerin küçük görünmesi halini en açık şekilde verir. Göz aldanması da bir bakıma bu yöntemle yakından ilgilidir.