El kaşıntısı neden olur? Nasıl tedavi edilir?
Kaşıntılı eller genellikle yaygın görülen bir sorun olmakla birlikte oldukça rahatsız edici bir cilt problemidir. Ancak ellerde uzun süren bir kaşıntı ciddi ve altta yatan bir sağlık sorununun işareti olabilir. Buna neyin sebep olduğunu bilmek tedavinin başarı oranını büyük oranda arttıracaktır. Peki El kaşıntısı neden olur? El kaşıntısı nasıl tedavi edilir?
Kaşıntıya neyin neden olduğu araştırılırken hastanın yaşı, banyo alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar, kişinin psikolojik ve sağlık durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Kaşıntının tedavi edilmemesi durumunda altta yatan rahatsızlığının artmasına, uykusuzluğa ve cilt problemlerine sebep olabilir. Ellerde olduğu gibi kaşıntı vücudun hemen hemen her bölgesinde meydana gelebilir. Vücudun herhangi bölgesinde oluşan kaşıntı ve şişlikler böcek sokması, alerji, stresi mantar, kansızlık ve ilaçların yan etkilerinden dolayı da görülebilir. Peki kaşıntılı ellerin nedenleri nelerdir? El kaşıntısının tedavisi nasıl olur? Merak ettiğiniz tüm detaylar haberimizde…
NEDENLER
Kaşıntı vücudunuzun neresinde olursa olsun tüm gününüzün mahvolmasına neden olur. Günlük görevlere müdahale edebileceğinden özellikle ellerde tahriş edici olabilir. Aşağıdaki durumlar kaşıntılı ellerin en yaygın nedenlerinden bazılarıdır.
1. EL EGZAMASI
El egzaması kaşıntılı avuç içi, kırmızı cilt, kuruluk, çatlama ve kabarmaya neden olur. El egzaması olasılığı yüksek olan kişilerde aşırı neme veya sert kimyasallara maruz kalındığı bazı meslek gruplarında çalışanlarda görülebilir. Özellikle kuaför, matbaa, temizlik, yemek servisi ve tamirci meslek gruplarında karşılaşılan bir deri hastalığıdır.
2. DİYABET
Diyabet hastalarının genellikle yüksek kan şekeri seviyelerinden dolayı ciltte kuruluk problemi yaşanır. Bu kaşıntılı cilt, avuç içi ya da vücudun diğer bölgelerinde kırmızı ya da ten rengi yumrularla ortaya çıkabilir.
3. ALERJİK REAKSİYONLAR
Kaşıntılı eller bazen alerjik reaksiyona neden olan tahriş edici ya da kimyasallara sürekli maruz kamanın sonucudurlar. Genellikle yüzük, diğer takılar ve metallerden, sabun, dezenfektanlar, yüksek klorlu su, antiseptik veya antibakteriyel maddeler alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
TEDAVİ
Tedaviler altta yatan nedene bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Önerilen bazı tedavileri ise şu şekilde sıralamak mümkün:
SERİN VE NEMLİ BEZ
5-10 dakika boyunca avuç içlerinize serin ve nemli bir bez koymak kaşıntı hissini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca buz torbası da kullanabilirsiniz.
KAŞINTI GİDERİCİ KREMLER
Özellikle steroidler avuç içlerinde kaşıntı ve kızarıklığı azaltabilir. Ancak cildin incelmesine neden olabileceğinden dolayı steroid kremleri uzun süre kullanmak doğru değildir. Doktorunuzun reçete ettiği kaşıntı kremini önerdiği şekli ile kullanmanız gerekir.
NEMLENDİRİN
Nemlendirme kaşıntının azalmasını sağlayacaktır. Nemlendiriciyi buzdolabında tutarak daha çok rahatlama sağlayabilirsiniz.
KAŞINTILI ELLERİ ÖNLEMEK İÇİN DİKKAT ETMENİZ GEREKEN DİĞER ÖNLEMLER
– Sentetik kumaşlardan yapılmış eldivenlerden kaçınmak gerekir.
– Sıcak ve soğuk su ile eller yıkanmamalıdır.
– Ev işleri yaparken ya da kimyasal maddeler veya deterjanlarla çalışırken koruyucu eldiven giyinilmelidir.
– Ellerinizi yıkarken cildinizi kurutan sabunlardan uzak durmalısınız.
Parmak Arası Kaşıntısı Neden Olur? El ve Ayak Parmak Aralarında Kaşıntı
El veya ayak parmak aralarının kaşınması, yaşam kalitesini düşürebilen sinir bozucu bir durumdur. Karşı koyulması zor olan bu kaşınma dürtüsünün kaynağı çoğu zaman mantar enfeksiyonu olsa da bir dizi başka etken, parmak aralarında kaşıntıya neden olabilir.
Parmak aralarındaki cilt, vücudun diğer kısımlarından daha hassas yapıdadır. Bu nedenle, parmak aralarında herhangi bir cilt sorunu olduğunda daha rahatsız edici sonuçları olabilir. Kaşıntı, kızarıklık, kabarcık, pul pul dökülme, soyulma, yara, çatlak veya yarıklar sık görülen parmak arası sorunlarıdır. Tüm bunlar, hayatı tehdit eden acil bir sağlık riski oluşturmasa da yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Öyleyse, el ve ayak parmak aralarındaki kaşıntıya nelerin sebep olabileceğine ve bu konuda neler yapabileceğimize göz atalım…
Parmak Aralarım Neden Kaşınıyor?
Parmak aralarındaki kaşıntının birincil suçlusu çoğu zaman mantar enfeksiyonlarıdır. Mantar, yaygın olarak ayakları etkilese de ellerde de görülebilir. Mantar dışında ayrıca alerji, sedef, egzama, aşırı terleme veya cilt kuruluğu gibi faktörler nedeniyle de kaşıntı ortaya çıkabilir. İşte, parmak aralarınızda kaşıntıya neden olabilecek etkenler…
Mantar: Parmak aralarındaki kaşıntının en yaygın nedeni mantar enfeksiyonlarıdır. Genellikle ayak parmak aralarında ortaya çıkar ancak nadiren el parmak aralarını da etkileyebilir. Kaşıntı çoğu zaman ayaklardaki küçük parmak (4. ve 5. parmak) aralarında ortaya çıkar. Tinea pedis isimli mantarın yol açtığı bu soruna sporcu veya atlet ayağı da denir. Her iki ayağınızı veya tek ayağınızı etkileyebilir.
Ayak mantarı, temas yoluyla kolaylıkla bulaşabilen bir mantar türüdür. Nemli ve karanlık ortamları seven bu mantar, spor salonları, hamamlar, saunalar, buhar odaları ve havuz kenarları gibi ortamlarda bulunur. Söz konusu enfekte bölgelere çıplak ayakla bastığınızda, mantar şikayeti olan birinin terliğini giydiğinizde veya havlusunu kullandığınızda size bulaşabilir. Bu nedenle, özellikle ıslak zemini olan umumi yerlerde çıplak ayakla yere basmamak ve başkalarının eşyalarını (terlik ve havlu gibi) kullanmamak önemlidir.
Ayak mantarı inatçı olsa da antifungal kremler veya spreyler ile tedavi edilebilir. Ayrıca, 1 ölçüye 1 ölçü olacak şekilde sirkeli su karışımında her gün 15 ila 20 dakika ayakları bekletmek akıllıca bir ev çözümüdür.
Kontakt dermatit: Kaşıntı, kızarıklık ve yanma hissiyle karakterize bu alerji türü, alerjen maddeyle temas sonrasında ortaya çıkar ve belirtileri temastan saatler sonra bile görülebilir. Belirtileri parmak aralarında olabileceği gibi ellerin veya ayakların tamamında ortaya çıkabilir. Kimyasal içeren kozmetiklere, bulaşık deterjanlarına, sert bileşenler içeren sabunlara ve hatta takılara karşı alerjiniz olabilir.
Yapılacak en iyi şey, alerjen maddenin belirlenerek temasından kaçınmaktır. Tedavi sürecinde doktorunuz iltihap ve kaşıntıyı azaltmak amacıyla antihistaminik veya kortikosteroid ilaçları kullanmanızı önerebilir.
Sedef ve egzama gibi cilt rahatsızlıkları: Dünya genelinde en sık görülen cilt rahatsızlıkları sedef hastalığı ve egzamadır. Her iki hastalığında ortak semptomu kaşıntıdır. Sorun, parmak aralarının yanı sıra vücudun pek çok bölgesinde ortaya çıkabilir. Kaşıntı dışında ayrıca, deri döküntüsü, soyulması, kuruluk, kızarıklık ve çatlaklar oluşabilir. Şiddeti zaman zaman azalıp artabilir veya stresle daha kötü bir hal alabilir.
Hem sedef hem de egzamanın tedavisi için bir cildiye uzmanından randevu alarak muayene olmanız gerekir. Nitekim, bazı doğal ya da bitkisel ev ilaçları şikayetlerinizin şiddetini azaltabilse de tam anlamıyla bir tedavi sağlamaz. Doktorunuz gerekli gördüğü takdirde, egzama için antihistamin ilaçlar veya steroid kremler, sedef hastalığı için ise salisilik asit veya kortikosteroid kremleri reçeteleyebilir.
Aşırı terleme: Tıp dilinde hiperhidroz olarak adlandırılan bu sorun, tüm vücudu ya da vücudun bazı noktalarını etkileyebilen aşırı terleme durumudur. Ellerde veya ayaklarda aşırı terleme olduğunda, özellikle hassas cilde sahip olan parmak araları bu durumdan etkilenebilir. Fazla ter nedeniyle parmak aralarında oluşan tahriş; kaşıntı, soyulma ve kızarıklığa yol açabilir. Doktorunuzun reçeteleyeceği antikolinerjik ilaçlar veya çözeltiler aşırı terleme sorununuza çare olabilir.
Öte yandan, aşırı terliyor olmanız her zaman bir sağlık sorununuz olduğu anlamına gelmez. Örneğin, kalitesiz ve ayağınıza uygun olmayan ayakkabılar veya pamuklu olmayan polyester çoraplar, ayaklarınızın fazladan terlemesine yol açabilir. Günlük olarak çorabınızı değiştirin ve ayağınızın hava almasını sağlayan ortopedik ayakkabıları kullanın.
Uyuz: Oldukça bulaşıcı olan uyuz, sekiz bacaklı istilacı minik akarların insan derisine girerek yumurtalarını bırakması sonrası ortaya çıkan bir durumdur. Bu küçük haşerenin yumurtalarını bırakmak için insan vücudunda seçtiği yerlerin başında, parmak araları, dirsek içleri ve kasık bölgeleri gibi kıvrımlı noktalar bulunur. Kaşıntıya, küçük kabarcıklar veya pul pul dökülme eşlik edebilir.
Cildin kuruması: Cilt kuruluğu kaşıntıya neden olan yaygın faktörlerden biridir. Cildinizin doğal olarak ürettiği sebum ismi verilen yağın gereğinden az salgılanması veya alkol içeren el dezenfektanları ya da temizlik ürünlerinin sık kıllanılması nedeniyle ciltte kuruluk oluşabilir. Soğuk havaya uzun süre maruz kalmak cildin kurumasının bir diğer nedenidir.
Cildiniz nemden ye doğal cilt yağından mahrum kalarak kurumaya başladığında, kaçınılmaz olarak cildinizde tahriş ve kaşıntı ortaya çıkar. Bu durumda yapılacak en iyi şey nemlendirici krem ve losyonları kullanmaktır. Ayrıca, bulaşık yıkarken eldiven kullanmak ve kurumaya neden olabilecek dezenfektanların kullanımını sınırlandırmak isteyebilirsiniz.
Parmak Arası Kaşıntısına Ne İyi Gelir?
El veya ayak parmak aralarındaki kaşıntıya neyin iyi geleceği, kaşıntıya neyin sebep olduğuna bağlıdır. Merhemler, kremler ve losyonlar, suçlu kuru cilt olduğunda yardımcı olabilir. Alerjik reaksiyon için doktorunuz tarafından reçete edilen antihistaminiklere veya kortikosteroidlere ihtiyaç duyabilir. Sedef hastalığı veya egzama gibi cilt rahatsızlıkları genellikle daha ayrıntılı bir tedavi planı gerektirir. Bunların dışında, aşağıdaki birkaç öneri işinize yarayabilir:
El parmaklarının arasında kaşıntı neden olur?
Sinirsel kaşıntı belirtileri nelerdir?
Kaşıntı, deri hastalıklarının birçoğunda ortak bir belirti olarak görülen ve tıpta pruritus olarak adlandırılan sağlık sorunudur. Bölgesel olarak veya vücut genelinde görülebilen kaşıntılar, birçok farklı nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Kaşıntı, günlük yaşamı oldukça etkileyebilen bir durumdur. Bu nedenle kaşıntıya neden olan sağlık sorunu tespit edilmeli ve buna yönelik tedavi başlatılmalıdır. Kaşıntıya en sık yol açan hastalıklar arasında deri hastalıkları ve iç hastalıkları yer alır. Bazı durumlarda basit ve geçici bir semptom olarak görülmekle birlikte bazen ise ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Karaciğer ve böbrek hastalıkları, nöropati, bakteri, mantar ve virüs kaynaklı enfeksiyonlar, psikiyatrik hastalıklar, cilt kuruluğu ve egzama gibi hastalıklar kaşıntı nedenlerinden bazılarıdır. Sinirsel kaşıntı olarak adlandırılan kaşıntı türünde ise kaşıntı oluşturucu uyaranları üreten ve kaşıntıyı algılayan nöronların işlev bozukluklarından kaynaklanır. Tedavi planı kişiye göre farklılık gösterse de çoğu durumda tam ve kesin bir semptomatik tedavi seçeneği söz konusu değildir.
Sinirsel kaşıntı nedir?
Sinirsel kaşıntı, nöropatik kaşıntı olarak da bilinen ve sinir hücreleri olan nöronlardaki sinir iletimine ilişkin herhangi bir bozukluktan kaynaklandığı düşünülen sağlık sorunudur. Kaşıntının kökeni cilt olmayıp sinir sisteminde nöronal ve glial hasarlar dolayısıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir. Buna rağmen sinirsel kaşıntının kesin nedeni dermatologlar veya nörologlar tarafından tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Nöropati hastalarında ağrı da çok yaygın şekilde görülür. Ağrı kadar ciddi bir semptom olmasa da özellikle de kronikleşmiş durumda ise kaşıntının tedavisi oldukça zordur ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürür. Hem nöropatik ağrı hem de kaşıntıda uyaranlara karşı aşırı bir duyarlılık söz konusudur. Hastanın tıbbi öyküsü, yaşadığı kaşıntının şiddeti ve türü gibi durumlar tedavi planının belirlenmesinde önemli bir role sahiptir. Gelişim mekanizması hakkında farklı görüşler bulunan ve henüz tam olarak tespit edilememiş olan sinirsel kaşıntı hakkında bilimsel araştırma çalışmaları halen sürdürülmektedir.
Sinirsel kaşıntı belirtileri nelerdir?
Kaşıntı birçok hastalığın bir belirtisi olarak görülebilir ve kişi tarafından kaşıntının hangi sorundan kaynaklı olduğunun anlaşılabilmesi pek mümkün değildir. Geceleri artan; sarılık, karın ağrısı, mide bulantısı gibi belirtilerle birlikte görülen kaşıntılarda karaciğer hastalıklarının söz konusu olma olasılığı yükselir. Sinirsel kaşıntılar ise tıpkı nöropatik ağrılarda olduğu gibi sinir hasarına bağlı olarak oluşan yanlış duyulardan kaynaklanır. Sinirsel kaşıntı hastayı çıldırtacak, iş yaşamını ve hatta günlük yaşantısını devam ettirmesini zorlaştıracak boyutlarda olabilir. Tek bir bölgede yoğunlaşmış olan kaşıntılar genellikle cilt hastalıklarından kaynaklanır. Egzama, kuruluk, alerjiler, enfeksiyon hastalıkları, dermatit gibi dermatolojik hastalıklar bu tarz bölgesel kaşıntılara yol açar. Sinirsel kaşıntılar ise genellikle sırt, eller, ayaklar, bacaklar ve gövdede bölgesel olmayan geniş bir alanı etkileyen kaşıntılar şeklinde görülür. Yine aynı şekilde cilt hastalıklarına bağlı kaşıntılarda deride döküntü, kızarıklık, iltihaplanma ve cilt görünümünde değişim söz konusu olabilir. Fakat bunlar kaşıntı sonrası fiziksel müdahaleye bağlı gelişen cilt hasarları ile karıştırılmamalıdır. Psikolojik nedenlere bağlı olarak da kaşıntı sorunu gelişebilir ve bu kaşıntıların nöropatik kaşıntılarla karıştırılabilmesi mümkündür. En doğru teşhis, hastanın detaylı tıbbi öyküsünün alınması ve buna yönelik tıbbi taramalar sonucunda konulabilir.
Sinirsel kaşıntı nedenleri nelerdir?
Sinirsel kaşıntı, çeşitli nedenlerle sinir hücrelerinin hasar görmesi sonucu gelişir. Nöronlarda meydana gelen bu hasara neden olabilecek farklı sağlık sorunları söz konusu olabilir. Bunlardan en yaygını diyabetik nöropatidir. Kötü kontrollü diyabet hastalarında uzun süre boyunca yüksek seyreden kan şekeri, sinir hücrelerine zarar verir ve diyabetin en yaygın üç komplikasyonundan bir tanesi olan diyabetik nöropatiye yol açar. El ve ayaklarda yoğunlaşan nöropati, şiddetli ağrı ve kaşıntıya neden olur. Sinir hücrelerinin kendini yenileme ve çoğalma yeteneği oldukça sınırlıdır. Bu da tedaviyi zorlaştıran nedenlerden bir tanesidir. Diyabetin haricinde travmalar, enfeksiyonlar, metabolik sorunlar, kalıtsal nörolojik hastalıklar gibi bazı diğer nedenler de sinirsel kaşıntıya sebep olan faktörler arasında yer alır. Genetik yatkınlık, birçok hastalık türünde olduğu gibi nöropati ve sinirsel kaşıntı konusunda da risk faktörü teşkil eder. Özellikle de ailesinde diyabet hastalığı öyküsü bulunan bireyler, düzenli olarak sağlık taramasından geçerek olası bir diyabet gelişiminin erken dönemde teşhis edilmesini sağlayabilirler. Aynı şekilde mevcut diyabet hastaları da tedavi planlarına uyum göstermeli, kendilerine önerilen tıbbi beslenme tedavisini uygulamaya dikkat etmelidir. Böylelikle yüksek kan şekerinin sinir hücreleri üzerinde oluşturabileceği hasarın önüne geçilebilir.
Sinirsel kaşıntı teşhisi nasıl konulur?
Sinirsel kaşıntıya neden olan nöropatinin teşhis süreci, genellikle hastaların ağrı ve kaşıntı şikayetleriyle birlikte sağlık kuruluşlarına başvurmasıyla başlar. Hastanın tıbbi öyküsü detaylı bir şekilde öğrenilir, eşlik eden hastalıklar ve ailede bulunan hastalık öyküleri öğrenilir. Ardından nörolojik muayene yapılır. Nöropati şüphesi bulunan hastaların yaygın şikayetleri arasında kaşıntı ve ağrıya ek olarak eller ile ayaklarda uyuşma, karıncalanma, üşüme, yanma, güçsüzlük çabuk yorulma gibi sorunlar yer alır. Söz konusu semptomlara yol açabilecek farklı hastalıklar da bulunduğundan bunlara ilişkin olasılıkların ekarte edilebilmesi için hekim tarafından ayırt edici sorular sorulabilir ve ek tanı testleri istenebilir. Nörolojik muayene ile cilt yapısı, görünümü, renk değişiklikleri, alt ve üst ekstremite nabızlarının alınıp alınamadığı, uyaranlara verilen tepkiler, ağrı, ısı ve pozisyon tepkileri, kas gücü, refleks düzeyi gibi konularda inceleme yapılır. Bu muayene sonucunda nöropati şüphesi görülen hastalarda elektromiyografi (EMG) testi uygulanır. Bu test ile nörolojik hasar tespit edilebilir ve nöropati teşhisi konulabilir. Bir diğer tarama yöntemi olan sinir biyopsisinde ise sinirden alınan bir örnek parça laboratuvar koşullarında incelenir. Sinir biyopsisi günümüzde oldukça nadir olarak kullanılan bir tarama yöntemidir. Yapılan tüm muayenelerin sonucunda kaşıntı ve diğer semptomların nedeni tespit edilerek tedavi süreci başlatılabilir.
Sinirsel kaşıntı tedavisi nasıl yapılır?
Sinirsel kaşıntı tedavisi, çok yönlü ve kişiye göre değişkendir. Kaşıntının ve ağrının azaltılmasında kesin ve kalıcı bir tedavi yöntemi yoktur. Genellikle ilaç tedavisi öncelikli olarak tercih edilen tedavi seçeneğidir. İlaca yeterli yanıtın alınamadığı hastalarda çeşitli cerrahi girişimler gerekebilir. İlaç tedavisi uygulanan olgularda ilaç alternatifleri genellikle deneme yanılma yöntemiyle uygulanır. Gabapentin, duloksetin, pregabalin, alfa lipoik asit gibi farmakolojik ajanlar sinirsel kaşıntıda sıklıkla tercih edilen bazı ilaçlardır. Diyabete bağlı oluşan nöropatik kaşıntılarda öncelikli olarak kan şekeri regülasyonu sağlanmalıdır. Yeni teşhis almış şeker hastalarında gerekli ise insülin tedavisi uygulanmalı, diyetisyen tarafından hastanın yaşına ve sağlık durumuna uygun bir diyet programı hazırlanarak bu konuda hastaya eğitim verilmelidir. Kan şekerinin olması gereken değer aralığına ulaştırılmasının ardından kan şekeri parmaktan ölçüm cihazları yardımıyla hasta tarafından uygun aralıklarla kontrol edilmelidir. Bunların yanı sıra fizik tedavi, meditasyon, ağrı tedavisi gibi farklı tedavi seçenekleri de gerekli görülmesi halinde hekim tarafından önerilebilir. Sinir hasarına bağlı semptomların giderilmesine yönelik kullanılan ilaçlar, kas güçsüzlüğü gibi yan etkilere yol açabilir. Bunun önüne geçebilmek adına da fizik tedavi uygulamaları ile egzersiz gibi uygulamalardan yararlanılabilmektedir.
Eğer siz de kaşıntı sorunu yaşıyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak bu soruna neden olan sağlık problemlerinizin teşhis edilmesini sağlayabilirsiniz. Kaşıntıyı oluşturan probleme yönelik alacağınız tedavi planı ile kaşıntılarınızdan kurtulabilir, sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.