Erboğa (Centaurus) Takımyıldızı bölgesinde Alfa Centauri adlı üçlü yıldız sistemi’nin Dünya’ya en yakın üyesi olan Proxima Centauri. Yaklaşık 4,2 ışıkyılı uzaklıkta
Bu gördüğünüz fotoğrafta, soldaki sarımsı yıldız hemen herkesin bildiği, bize 4.4 ışık yılı uzakta yer alan Alpha Centauri. Alttaki büyütülmüş alanda zar zor görebileceğiniz yıldız ise, bize en yakın yıldız olan, 4.2 ışık yılı uzaktaki Proxima Centauri.
Alpha Centauri; bize çok yakın olduğu için, gökyüzündeki en parlak yıldızlardan biridir. Fotoğrafta tek bir yıldızmış gibi görünmesine rağmen, birbirine 3.5 milyar km uzakta yer alan ve birbirlerinin çevresinde dolanan iki Güneş benzeri yıldızdan oluşan bir ikili yıldız sistemidir. Proxima Centauri de aynı sistemin üyesi olan bir kırmızı cüce yıldızdır ve bu her iki yıldızın çevresinde 1 milyon yıl süren bir yörüngede dolanır.
Proxima Centauri, Güneş’in sadece %12’si kadar kütleye ve yarısı kadar yüzey ısısına (2.800 derece) sahip, toplam çapı Jüpiter kadar olan oldukça küçük bir kırmızı cücedir. Öyle ki, çoğu kırmızı cüce yıldız Proxima Centauri’nin yanında dev gibi kalır.
Bu küçük cüce yıldız, hemen hemen Güneş ile aynı yaştadır. Dünya, Güneş’in çevresinde 150 milyon km uzakta yer aldığı için, hayatın gelişip sürmesine yetecek kadar ısı ve ışık alır. Eğer Güneş’in yerinde Proxima Centauri olsaydı, bugün olduğu kadar ısı ve ışık alabilmek için Dünya’mız 7.5 milyon km uzakta bir yörüngeye sahip olmalıydı. Yani yeterince yakın olsaydık, Proxima Centauri bizi rahatlıkla yaşatabilecek kadar ısı ve ışık üretiyor olacaktı.
Dikkatinizi sağ tarafta bulunan parlak mavi bir yıldız da çekmiştir. Beta Centauri adındaki bu yıldızın her ne kadar yan yanaymış gibi görünseler de Alpha Centauri sistemi ile hiçbir ilgisi yok. Kendisi çok uzaklarda, 320 ışık yılı uzakta yer alan, Güneş’in 10 katı büyüklükte bir dev yıldız.
5-6 milyar yıl sonra ne Güneş, ne Alpha Centauri, ne Beta Centauri, ne de bugün gökyüzünde gördüğümüz yıldızların hiçbir ortada olmayacak, ölüp gidecek. Ama, Proxima Centauri en az 500 milyar yıl daha orada olmayı sürdürecek.
Son olarak şunu düşünün; o zar zor seçebildiğiniz yıldız kalabalığı içinde, gökbilimciler bize en yakın olan bu çok sönük yıldızı nasıl keşfedebildi, onu nasıl farketti? Robert Innes isimli bir İskoç, 1915 yılında bu yıldızı keşfedip yörüngesini ve ne olduğunu belirlerken, elinde bugünkü imkanların hiçbiri yoktu. Evet, gökbilim uzun yıllar sadece birşeyler keşfedebilmek için harcanan gecelerden ibarettir. Evrenle ilgili herhangi bir şeyi “keşfetmek” büyük emek ister.