Pedagoji ne demektir? Pedagoji neyi inceler, ne iş yapar, çalışma alanları, pedagoji hakkında bilgi.
Eğitim ilmi. Yunanca çocuk anlamına gelen “paidos” ve yönetmek anlamına gelen “agein” kelimelerinden yapılmış olan “pedagoji” sözü, önceleri eğitim konusunda bir düşünceyi gösterirken, zamanla bir ilim dalını ifade eder olmuştur.
Pedagojinin geçmişini özetleyebilmek için bir yandan eski Yunan, bir yandan da eski Doğu medeniyetlerinin eğitim geleneklerini incelemek gerekir. Doğu medeniyetleri eğitim alanında birtakım kaideler koymaya Yunanlılardan önce başlamışlardır. Eski Mısırda, eski Hint medeniyetlerinde Konfüçyüs döneminde Çin1 de, İbranilerde, eski Iranda, Fenikeliler1 de din adamı yetiştirilmesiyle ve cemiyetin görevlerinin tespiti vb. gibi belirli konularda çalışmalar yapılmıştır. Ancak çağımızın Batılı pedagoji düşüncesi Atina1 da doğmuştur.
Atina’da sofistlerin “Liberal” eğitimi, Ortaçağda hür adamı yaratacak olan eğitimin öncüsü olmuştur. Kendi kendini eğitme usulünün kurucusu Sokrates de bir sofist olmuştur. Sürekli ve çok ünlü bir araştırmacı olan Sokrates’ten sonra en önemli pedagoji faraziyelerini getirenler, Eflatun ve Aristoteles olmuştur. Sürekli ve çok ünlü bir araştırmacı olan Sokrates’ten sonra en önemli pedagoji (araziyetlerini getirenler, Eflatun ve Aristoteles olmuştur. Hem akli, hem politik bir niteliği olan o çağ pedagojisinin etkisi XVI. yüzyıla, hatta daha yakın bir geçmişe kadar sürmüştür. Helenizm döneminin Aristoteles sonrası okulları da devletin sarsıntısına paralel olarak, eğitim ideali yavaş yavaş politik niteliğinden sıyrılıp liberal ve hümanist çizgide kalmıştır.
Akılcılık ve tecrübecilik akımları arasındaki çatışmada Arnaud, Nicole ve Pascal akli eğitimi, özellikle mantığa dayanan eğitimi öne almışlar, John Locke ise Eğitim Konusunda Düşünceler adlı kitabıyla Jean-Jacques Rousseau’nun pedagojisine öncülük etmişti.
Rousseau’nun iliminizm ile romantizm öncesi akım arasında bir yeri olan Emile adlı kitabıyla tabiatı takip eden, otoriteye karşı çıkan, öğrencinin ruh gelişmesi safhaları boyunca kendi şahsiyetini kendinin yapmasını öngören bir usul getirmişti. Rousseau’nun nazariyesini uygulama alanına getirenlerin en önemlisi Pestalozzi olmuştur. Çocuğun tabii güçlerine, önsezilerin tabii sürecine eğitimde gerekli yeri veren Pestalozzi’dir. Çocuk bahçelerinin (kindergarten) yaratıcısı Froebel de modern eğitime büyük katkıda bulunmuş; İtalya’da Gabelli’yi, Amerika’da Dewey’i etkilemiştir. Froebel oyunun çocuk eğitimindeki etkisini ortaya koymuştur.
19.yüzyıl pedagojisi daha ilmi, daha sistemli bir eğitime yönelmiştir. Bu eğitim önemli ölçüde Auguste Comte, H. Spencer, Bain vb.’nin etkisi altında kalmıştır.
Bugün “yeni eğitim” ve “aktif okul” denilen metotlar ise XX. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Anti entelektüel bir amaca yönelen XX. yüzyıl eğitimi iki gerekçeye dayanmaktadır. Sosyal ve demokratik ruhunun güç kazanması ve gencin şahsiyetinin olumlu ruhî ve sosyal usullerde hür ve tabii bir biçimde oluşmasının sağlanması. Çağımızda modern eğitimin öncüleri Devvey, Kerschensteiner, Mario Mon-tessori vb. olmuştur. 1970 yılına doğru hemen bütün dünyada görülen gençlik hareketleri sonucu, birçok Batı ülkesinde, eğitim kuruluşlarının, yine modern eğitim ruhuna uygun olmak üzere, tekrar gözden geçirilmesine gidilmiştir.