Bitki Ve Hayvan Hücresi Arasındaki Farklar Nelerdir? Bitki Ve Hayvan Hücresi Arasındaki Ortak Ve Benzer Özellikler
Tek hücreli organizmalar tek hücrelidir, çok hücreli organizmalar ise çok sayıda hücreye sahiptir.
Bitki ve Hayvan Hücresi Arasındaki Farklar Nelerdir?
Tek hücreli organizmaların dünyadaki en eski yaşam biçimlerinden biri olduğuna inanılmaktadır. Sonunda, çağlar boyunca bu tek hücreli yaşam formlarından daha karmaşık çok hücreli organizmalar gelişti. Çok hücreli organizmalar, tek hücreli organizmaların tipik olarak yoksun olduğu karmaşık hücre organellerine sahip özel hücrelere sahiptir.
Bir ekosistemde bitkiler üretici rolüne sahipken, hayvanlar tüketici rolünü üstlenmiştir. Bu nedenle günlük aktiviteleri ve işlevleri değişir, hücre yapıları da değişir. Bitki ve hayvanlarda hücre yapısı ve organeller farklılık gösterir ve öncelikle işlevlerine göre sınıflandırılırlar. Bitkiler ve hayvanlar arasındaki farklılığın, yapılarının ve fonksiyonlarının farklı olmasının nedeni hücre kompozisyonlarındaki farklılıktır.
Her hücre organelinin gerçekleştirmesi gereken belirli bir işlevi vardır. Hücre organellerinden bazıları hem bitki hücresinde hem de hayvan hücresinde bulunurken, diğerleri sadece birine özgüdür. Dünyanın yüksek organizmalarının çoğu, tüm bitki ve hayvanlar da dahil olmak üzere ökaryotlardır. Bu nedenle, bu hücreler tipik olarak ökaryotlarla ilişkili bazı benzerlikleri paylaşır.
Örneğin, tüm ökaryotik hücreler bir çekirdek, plazma zarı, sitoplazma, peroksizomlar, mitokondri, ribozomlar ve diğer hücre organellerinden oluşur. Hem bitki hem de hayvan hücreleri, her ikisi de ökaryot olduğundan, birkaç ortak hücre organelini paylaşır. Tüm bu organellerin işlevlerinin çok benzer olduğu söylenir. Bununla birlikte, bitki ve hayvan hücreleri arasındaki büyük farklılıklar, her bir hücrenin işlevlerindeki farkı önemli ölçüde yansıtır.
Hayvan hücreleri, bir bitki hücresinde tamamen bulunmayan lizozomlar ve sentrozomlardan oluşur. Bitki hücreleri, hacmin çoğunu kaplayan ve hücreyi büyüten büyük bir merkezi vakuol içerir. Bu vakuol genellikle hayvan hücresinde yoktur. Bir bitki hücresi kare veya dikdörtgen bir şekle sahipken hayvan hücreleri düzensiz veya yuvarlak bir şekle sahiptir.Bitki hücrelerinde, hayvan hücrelerinde bulunmayan bir hücre duvarı ve plastidler bulunur.
Merkezi vakuol, bitki hücresine yapısal destek sağlar. Kloroplastlar, bir bitki hücresinde fotosentez yapmaktan sorumludur. Vakuol, atık materyali bir bitki hücresinde depolar. Ayrıca, büyüyen bitkilere uygun destek ve yapı sağlamaya yardımcı olan bir bitki hücresinde uygun basıncı korur.
Bitki Hücresi ve Hayvan Hücresinde Hem Farklar Hem de Benzerlikler Nelerdir?
Bitki ve hayvan hücrelerindeki hem benzerlikleri hem de farklılıkları anlamak için genel özellikler karşılaştırılabilir;
Bitki Hücresi
Hücre Şekli: Kare veya dikdörtgen şeklinde,
Hücre çeperi: Mevcut,
Plazma/Hücre Zarı: Mevcut,
Endoplazmik retikulum: Mevcut,
Çekirdek: Mevcut ve hücrenin bir tarafında yatıyor,
Lizozomlar: Bulunur ama çok nadir,
Sentrozomlar: Yoktur,
Golgi Aparatı: Mevcut,
Sitoplazma: Mevcut,
Ribozomlar: Mevcut,
Plastitler: Mevcut,
Kofullar: Birkaç büyük veya tek, merkezi konumlu vakuol,
Kirpikler: Yoktu,
Mitokondri: Mevcut ama sayıca daha azdır,
Beslenme Şekli: Öncelikle ototrofikdir.
Hayvan Hücresi
Hücre Şekli: Düzensiz veya yuvarlak şekil,
Hücre çeperi: Yoktur,
Plazma/Hücre Zarı: Mevcut,
Endoplazmik retikulum: Mevcut,
Çekirdek: Mevcut ve hücrenin merkezinde yatıyor,
Lizozomlar: Mevcut,
Sentrozomlar: Mevcut,
Golgi Aparatı: Mevcut,
Sitoplazma: Mevcut,
Ribozomlar: Mevcut,
Plastitler: Yoktur,
Kofullar: Genellikle küçük ve çok sayıda,
Kirpikler: Hayvan hücrelerinin çoğunda bulunur,
Mitokondri: Mevcut ve çok sayıda,
Beslenme Şekli: heterotrofiktir.
Hem bitki hem de hayvan hücreleri, endoplazmik retikulum, mitokondri, çekirdek, Golgi aygıtı, peroksizomlar, lizozomlar gibi zara bağlı organelleri içerir. Ayrıca sitoskeletal elementler ve sitozol gibi benzer zarlara sahiptirler. bitki hücresi hayvan hücresinden daha büyük olabilir. Hayvan hücresinin normal aralığı yaklaşık 10 – 30 mikrometre arasında, bitki hücresininki ise 10 – 100 mikrometre arasında değişir.
Mitoz
Mitoz ya da mitoz bölünme, ana hücrenin sitoplazmasının eşlendikten sonra bölünerek iki yeni ve ana hücreyle aynı genetik yapıya sahip hücrelerin oluştuğu bölünme çeşidine denir. Çok hücreli canlılarda büyüme gelişme ve yaraların onarılmasını, tek hücreli canlılarda üremeyi sağlar.
Genellikle ardından sitoplazma ve hücre zarının bölünmesi olan, sitokinez gelir. Bunun sonucu olarak, organelleri ve diğer hücre elemanları eş olan iki kardeş hücre oluşur. Mitoz ve sitokinez hücre döngüsünde M harfiyle gösterilen mitozu tanımlar. Çok hücrelilerde somatik hücrelerin oluşumu mitozla olurken, eşey hücrelerinin oluşumu mayoz denilen bölünme çeşidiyle olur. Çekirdeği olmayan prokaryotlarda hücreler, fizyon denilen bölünme yöntemiyle bölünürler.
Zigot oluştuktan sonra başlayan mitoz bölünme, organizma belli bir büyüklüğe erişinceye kadar tüm soma hücrelerinde ve bazı hücrelerde (kemik iliği vb.) hayat boyu devam eder. Mitozda her hücrenin çekirdeğinde kromozomlar kendini eşler. Eşler, ana hücrenin bölünmesiyle oluşan iki yavru hücreye verilir. Böylece ana hücreye benzeyen, diploid sayıda (2n) kromozomlu iki yavru hücre meydana gelir. Mitoz da çekirdek bölünmesi karyokinez, sitoplazma bölünmesi sitokinez olarak tanımlanır. Karyokinez başlangıçta interfaz ve sonrasında gerçek bölünme evreleri olan profaz, metafaz, anafaz ve telofaz olarak görülür.
Mitoz, hücre bölünmesi sırasında genetik bilgiyi ikiye böler. Vücut hücrelerinde görülür. Bir hücrelilerde üreme, çok hücrelilerde büyüme ve gelişmeyi sağlar. Mitoz bölünmede kromozom sayısı sabit kalır (2n-2n n-n). Mitoz bölünmede 1 hücreden 2 hücre oluşur. Mitoz bölünmede kromozom yapısı değişmez, kalıtsal bilgi aynı kalır.
Amitoz: Bakteri, amip, öglena ve kanser hücrelerinde görülür. Sitoplazma ve çekirdek içerisinde herhangi bir değişiklik olmadan hücrenin doğrudan bölünmesidir.
Endomitoz: Sadece çekirdek bölünmesi gerçekleşir. Sitoplazma bölünmez. Endomitoz çizgili kas hücremizde, paramesyumda ve polende görülür.
Hücre döngüsü ve mitoz evreleri
Mitoz, hücre döngüsünün bir parçasıdır. Hücre döngüsü oldukça uzun olan interfaz evresi ile kısa bir bölünme evresinden oluşur. Mitotik evre (M) evresi çekirdek bölünmesi ve sitoplazma bölünmesinden meydana gelir.
İnterfaz
Mitoz evresi hücre döngüsünün çok kısa bir parçasıdır. Döngünün büyük kısmını oluşturan evre, hücrenin kendisini bölünmeye hazırladığı interfaz evresidir.
İnterfaz G1, S ve G2 olmak üzere üç evreye ayrılır. G1 evresinde ATP sentezi, organel sayısı ve protein sentezi artar. S evresinde DNA eşlenmesi tamamlanır. G2 evresinde hücre, bölünme hazırlığını tamamlar. Hızlı çoğalan bir insan hücresinde hücre döngüsü 24 saatte tamamlanırken embriyo hücresinde 30 dakikadan az, maya hücresinde 90 dakika, bakteri hücresinde 20 dakika gibi kısa sürede tamamlanabilir.[1]
Mitotik Evre
İnterfazda eşlenmiş durumdaki kromatinler kısalıp kalınlaşarak kromozoma dönüşürler. Çekirdek zarı, çekirdekçik ve organeller eriyerek tamamen kaybolur. Kromozomlar ekvatoral bölgeye hareket etmeye başlarlar.
Kardeş kromotitler bir çember gibi, bazen de karışık olarak ekvatoral düzlemde dizilirler (Kromozomların bu şekilde sergilenmesine karyotip denir.) ve sentrozomlar interfazda oluşturmuş olduğu iğ ipliklerini kromozomlara doğru uzatmaya başlar. Hücrenin ortasında hafif boğumlanma olur. İğ iplikleri kardeş kromatitlere tutunur. Kromozomların en net görüldüğü safhadır.
Kromozomlardaki sentromerlerin aynı anda ikiye bölünmesiyle kardeş kromatitler tam olarak birbirinden ayrılır. Kardeş kromatitler sentromerleriyle iğ ipliklerine tutunarak zıt kutuplara doğru çekilir. Anafaz evresi kardeş kromatitlerin zıt kutuplara ulaşmasıyla tamamlanır.
Profaz evresinde eriyen çekirdek zarı, çekirdekçik ve organeller yeniden oluşmaya başlar. Kutuplara çekilen kromatitler çekirdek zarının içine girerler. Kısaca bu evrede Profazda olan her şeyin tam tersi olur. Bu evreden sonra sitoplazma bölünmesi gerçekleşir.
Sitoplazma bölünmesi (Sitokinez)
Çekirdek bölünmesi (karyokinez) gerçekleştikten sonra hayvan hücreleri ortadan boğumlanarak, bitki ve diğer çeperli ökaryotik hücreler ise orta lamel (ara lamel) ile bölünerek iki yeni hücre oluşturur.
Hayvan hücresindeki sitoplazma bölünmesi: Hücrenin ekvator bölgesinde dıştan içe doğru meydana gelen 1 boğumlanma ile başlar. Bu boğumlanma sitoplazmayı ikiye ayırıncaya kadar devam eder. Yeni hücreler eşit veya eşit olmayan büyüklüktedir. Fakat genetik materyal bakımından her iki hücre de aynı genetik yapıya sahip, kromozom sayıları eşittir.
Bitki hücresinde hücre çeperi bulunduğundan boğumlanma görülmez. Hücrenin ortasında orta lamel (ara lamel) denilen ara plak oluşumu başlar. Orta lamel hücrenin çeperine ulaşıncaya kadar büyür ve kalınlaşır. Böylece sitoplazma içindeki yapılar hemen hemen eşit olacak şekilde ikiye ayrılır. Zamanla orta lamel iki yavru hücrenin faaliyeti sonunda normal hücre çeperi halini alır. Sitoplazmanın da bölünmesiyle aynı genetik bilgiye sahip iki yavru hücre oluşur.