1451 ile 1506 yılları arasında yaşamış olan Kristof Kolomb İtalya’nın Cenova şehrinde doğmuş bir denizciydi. Bir dokumacının oğluyken yaptığı öğrenim ve nasıl olup da denizciliği seçtiği hakkında kesin bir şey bilinmiyor. Kardeşi Fernando’ nun sonradan yazdığı kitaba bakılacak olursa, Kristof Kolomb Pavia Üniversitesi’ne gitmiş, orada astronomi, geometri ve coğrafya okumuştu. Buna karşılık, kendi ifadesine göre 14 yaşındayken gemiciliğe başlamıştı. Kesinlikle bilinen, sonradan Portekizli bir kadınla evlenip Lizbon’a yerleşen Kristof Kolomb’un gerçekten iyi bir denizci olduğuydu. Kolomb’un karısının babası da eski bir denizci olduğu için, karşılıklı oturup birbirlerine eski seferlerin anılarını anlatırlardı.
O çağda dünyanın yuvarlak olduğu kimsenin aklından geçmiyordu. Daha doğrusu, bu gerçeği benimseyenler pek azdı.Kristof Kolomb da dünyanın yuvarlak olduğuna inanan sayılı kişilerden biriydi. 1478’den sonra evlenip Lizbon’a yerleşmiş olan Kolomb bu arada portekiz dilini de öğrenmişti. Coğrafya kitaplarını inceliyor, hep batıya doğru gidilirse doğuya. Asya’ya ulaşılacağına inanıyordu. Ona göre, “Diaz Ümit Burnu’na kadar giderek Hindistan yolunu varacağına, batıya gitseydi ergeç Hindistan’a varacaktı. Çünkü dünya yuvarlaktı”
Sonunda nicedir zihnini kurcalayan, ona olduğu yerde rahat vermeyen büyük tasarısını gerçekleştirmeğe karar verdi.Ne yapıp edip sağlayacağı birkaç gemiyle daima batıya doğru yol alacak ve eninde sonunda Hindistan’a varacaktı. Hindistan sonsuz zenginlikler, baharat, altın ve değerli taşlar, eşi benzeri bulunmaz ürünler, ipekliler kaynağıydı. Tasarısını gerçekleştirmeğe karar veren 34 yaşındaki Kristof Kolomb, bir yolunu bulup Portekiz Kralı II. Juan’a başvurdu. Fikrini açıkladı. Fakat Portekiz Kralı II Juan kolay olacağı inancındaydı. Kolomb’un üzerine İspanya’ya geçti. Sonradan dük olan Medina Celi Kontu ile konuştu. Kont onu büyük bir içtenlikle ağırladı. 1486 yılında, tasarısını Kraliçe İsabella’ya açması için aracılık etti. Kolomb’un bazı öneri ve şartları başlangıçta kabul edilmediyse de, uzak görüşlü birkaç saray adamı araya girdi ve Kolomb’u destekledi. Böylece, 1492 yılının 3 Ağustos günü Kolomb’un emrindeki üç gemi İspanya’nın Palos limanından denize açıldı. “Santa Maria”, “Pinta” ve “Nina” adındaki gemilerin en büyüğü, sancak gemisi olan 100 tonluk, 52 mürettebatlı “Santa Maria” idi. Sonu belirsiz yolculuğu herkes göze alamadığı için, 88 kişilik mürettebatın çoğunluğunu cezaevlerinden çıkarılmış hükümlüler meydana getiriyordu. Gemiler 9 gün sonra Kanarya Adaları’na ulaştılar. 6 Eylül’de de tekrar yola çıktılar.
Başlangıçta yolculuk iyi geçiyordu.Yelkenleri dolduran rüzgar, onları kesinlikle bilinmeyen hedeflerine doğru götürüyordu. İki haftayı aşkın bir zaman geçti. Hala kara görünmeyince tayfalar arasında hırçınlaşmaya kadar varan bir hoşnutsuzluk başgösterdi. Ucu bucağı olmayan bir denizde yol aldıkları düşüncesi tayfaları korkuya sürüklemişti. Verilen emirleri yerine getirmemeye başladılar. Kolomb’u öldürüp denize atmaya ve dönmeye karar verdiler. Allahtan gemicilerin hepsi böyle düşünmüyorlardı. Kristof Kolomb güçlü iradesini bir kez daha ispatladı. Tayfalara yeni vaadlerde bulundu. Yola gelmeyenleri cezalandırdı. Üç gün içinde kara görünmezse geri döneceklerini söyledi.
12 Ekim günü sabahın saat 2’sinde, “Pinta” gemisindekiler ayışığında karayı gördüler. Karaya ertesi gün öğleye doğru vardılar. Kolomb tayfaların büyük bir kısmıyla karaya çıktı. Toprağı öperek Tanrıya şükretti. Ayak bastıkları toprak parçası, aslında bugünkü Bahama takım adalarından Guanahani adasıydı. Fakat Kristof Kolomb bu gerçeği bilmiyor, Çin ya da Japonya yakınlarındaki Hindistan Adaları’na ulaştıklarını sanıyordu. Bu toprak parçasına,İspanya kral ve kraliçesi adına “San Salvador” dediler. Uzaktan belirli bir kuşku, hatta korkuyla kendilerini gözleyen yerlileri de “Hindli” diye tanımladılar. Sonradan Amerika’daki bütün yerli kızılderililerin “Hindli” anlamına İngilizce “İndian” diye isimlendirilmesi de bu vaizdendir.
Kristof Kolomb daha ilerilere gitmek niyetiyle yola devam etti. Fakat kaptan gemisi “Santa Maria” bir kaza sonucu battı. Can kaybı olmadıysa da, Haiti’de durmak zorunda kaldılar. Kolomb ilk seferinde bugünkü “Rum Key”, “Long Island” “Crooked”, “Küba”, “Haiti” adalarını bulmuştu.O zaman “Hispaniola” adını verdiği şimdiki “Haiti” de 44 kişi bırakarak,4 Ocak 1493 de dönüş yolculuğuna başladılar. İki gemi zorlu bir yolculuktan sonra,hareket limanı olan Palos’a ulaştı. Kral Fernando ve Kraliçe İsabella, Kolomb’u Barselona’da karşıladılar,. Ona “Okyanus Amirali” ve “Hint Adaları Kral Naibi” unvanlarını verdiler.
İkinci yolculuğa, 1493 yılının Eylül ayı içinde 17 gemi ve orada yerleşmek için kararlı hepsi de erkek 1500 kişiyle çıkan Kristof Kolomb bu yolculuğu da başarıyla sonuçlandırdı. Sonra 1498 yılının 30 Mayıs günü 6 gemisiyle üçüncü bir yolculuğa çıktı.Güney Amerika’yı gördü. Yeni yerler keşfetti ama hayatının sonuna kadar belirli bir gerçekten habersiz yaşadı. Yeni bir kıtayı, Amerika kıtasını keşfettiğini bilmeksizin öldü.
1502 yılının Mayıs ayında başlayan son yolculuk, 30 Temmuz günü,bugünkü Honduras’ta sona erdi. Oradan kıyı boyunca daha güneye indi. 1503 yılının yılbaşını Panama’da bir koyda demirlediği gemisinde geçirdi. 1504 yılında da İspanya ‘ya döndü.
20 Mayıs 1506 günü öldüğünde,yeni bir kıtayı bulan kimse olduğunu bilmeden hayata gözlerini yummuştu. Kolomb’un bulduğu kıtanın Hindistan’la ilgisiziliğini,yeni bir kıta olduğunu sonradan Amerigo Vespucci adındaki başka bir İtalyan denizcisi farketti ve onun adından dolayı “Amerigo” diye isimlendirilen kıta, giderek “Amerika” olup çıktı.