Kuzey ve Orta Asya’da yaşamış olan toplulukların eski inanış sistemi, batıl bir dindir .Günümüzde bu bölgelerde yaşayan bazı topluluklar halen bu batıl dine inanırlar .Türkler de İslamiyeti kabul etmeden , hak dini bilmeden önce Şamanizm’e inanıyorlardı. Bazı tarihçiler Şamanizm’in Türklere özgü bir inanış sistemi olduğunu iddaa etselerde yapılan arkeolojik ve tarihi araştırmalar bunun doğru olmadığını göstermiştir. Şamanlık , daha çok Orta Asya halkları tarafından kabul edilmiş olmakla birlikte Moğollar, Tunguzlar, Japonlar , Hindular arasında da kabul görmüş hatta Avrupa’ya kadar yayılmıştır .Bölgeler arasında uygulama ve inanış farklılıkları görülür.Son dönemlerde yapılan araştırmalar, pek çok batıl inanış ve uygulamaya sahip olan bu sistemin çok tanrılı bir din olmadığını göstermiştir .Özellikle Türk toplumlarında yaygın olan Şaman inancında , Gök tanrı adı verilen tek bir tanrıya inanılır. Bu durum pek çok tarihçinin Şamanlığın zaman içerisinde dejenere olmuş ve özünden uzaklaşmış tek tanrılı inanç olduğunu düşünmesine sebep olmuştur.
Ancak Şamanizm, içinde pek çok batıl inanış bulunan akla ve vicdana da uygun olmayan bir sistemdir .Bu batıl din, kam adı verilen Şaman rahiplerinin ruhlarla bağlantı kurdukları ve bu ruhlardan aldıkları sözde güçle geleceği bildirme , kötülükleri savma , hastalıkları iyileştirme , kötü ruhları çıkarma , ölümsüzlüğün yolunu bulma gibi kabiliyetlere sahip oldukları yönünde çarpık bir temel üzerine kuruludur.
Şamanizm’in temelinde doğadaki cansız varlıkların sözde ruh ve kudret sahibi olduklarına dair inanç yatar .Örneğin, yağmurun , bulutların içindeki ruh tarafından yağdırıldığına veya ateşin kendi içindeki bir ruh tarafından yakıldığına inanılır.
Bu inanç aslında pek çok eski putperest inanışta yer almaktadır ve ‘’Animizm’’ olarak bilinir .Animizm, kısaca doğadaki her varlığın sözde ayrı bir ruh ve ayrı bir ilah olduğu inancıdır.