Mevlana, 1207 yılında bu gün Afganistan’da olan Belh şehrinde doğmuştur. Belh şehri o dönem Horosan yöresinin en gelişmiş sanat, bilim ve din adamlarının yaşadığı yerdir. Babası çok tanınmış bir bilgin annesi ise Belh Emirinin kızıdır. Babası Bahaeddin Veled, bazı siyasal olaylar ve Moğol istilası yüzünden Belh’den ayrılmıştır.
Mevlana’nın hayatı
İlk durakları Nişabur olmuştur. Daha sonra Bağdat, Kabe’ ye hareket etmişlerdir. Şam, Erzincan, Sivas, kayser, ve en son olarak Karaman’a yerleşmişlerdir. 1222 yılında Karamana gelen Mevlana ve ailesi 7 yıl burada kalmışlardır. 1225 yılında Şerafettin Lala’nın kızı Gevher hatun ile evlenmiş bu evlilikten 2 oğlu olmuştur. Gevher hatunu kaybettikten sonra Kerra hatun ile evlilik yapmıştır. Bu evlilikten de 2 oğlu ve bir kızı dünyaya gelmiştir. Bu yıllarda Anadolu Selçuklu Devletinin egemenliğindeydi. Konya Selçukluların başkentiydi. Bu nedenle sanat, bilim ve ilimde çok ilerlemiş bir şehirdi. Alaeddin Keykubat Selçukluların hükümdarıydı. Hükümdar Mevlana’nın babasını ailesi ile Konya’ya davet etti. 1228 yılında tüm aile Konya’ya taşındı ve Altunapa Medresesine yerleşti. 1231 yılında Mevlana’nın babası vefat etti. Selçuklu Sarayının Gül bahçesine gömüldü. Babası ölünce, talebeleri ve müridleri Mevlana’nın çevresine yerleştiler. Mevlana büyük bir ilim, din adamı olmuş ve vaazlar veriyordu. 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı ve büyük dostu oldu. Şems bir süre sonra vefat etmiştir. Mevlana Şems’in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekilmiştir.
Mevlana’nın vefatı
Tüm yaşamını Hamdım, piştim, yandım sözleri ile özetleyen Mevlana, 17 Aralık 1273’de Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Mevlana, ölüm gününü doğuş günü olarak kabul etmektedir. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah’ına kavuşacaktır. Onun için ölüm gününe, düğün günü denilen Şeb-i Aruz diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ağlamamalarını vasiyet ediyordu.