Rüya Nedir? Neden Rüya Görüyoruz? ile ilgili en son ve en güncel haber akışı burada. Rüyalar kimilerine göre mistik, kimilerine göre bilimsel sebeplerle ortaya çıkıyor. … Neden rüya görürüz? … Rüya Tabiri Neye Göre Yapılır? Rüya görmeyen bir kimsenin varlığını düşünemeyiz. Fakat “rüya”nın ne olduğunu tam anlamıyla bilenlerin sayısı muhakkak ki pek fazla değildir. Kısa ve özlü bir tanımlamayla, rüya, beden uyku halindeyken hayatiyetini sürdürmesidir. Rüyalar,hayatımızın uykuda olmadığımız, uyanık zamanlarıyla, bu bölümlerdeki olaylar ve durumlarla benzerlikler taşır. Gene de belirgin farklar vardır. Bir rüya vazıh (açık seçik) ve canlı,ya da belirsiz veya çok eski zamanlardan kalma,çizgileri silinmiş, renkleri, siyah-beyaz tonları uçuklaşmış fotoğraflar gibi olabilir. Bazıları akla yakın, bir kısmı saçmadır. İçlerinde güzel olanlar da vardır, korkunç ve ürkütücü olanlar da. Rüya, daha ziyade görüntüler niteliğindedir. Fakat bu arada sesler de işitebiliriz. Bazı rüyalarımızda, durum ve olaylarla ilgili olarak ,düşüncelerimizin, duygularımızın bilincindeyizdir. Çoğunlukla ,uyanır uyanmaz ,görmüş olduğumuz rüyayı unuturuz. Bazen de bir rüyanın izlenimi, etkisi bütün gün boyu sürer. Hatta daha fazla da uzayabilir. Rüyaların çoğu bir kez görülür. Buna karşılık,ısrarla, tekrar tekrar görülen rüyalar vardır.
Acaba niçin rüya görürüz?Uykudayken, dış dünyadan,uyanık halimizde bizi çevreleyen alemden bir bakıma kopmuşuzdur. Aslında, Şekspir’in ünlü kahramanı ölümsüz Hamlet’in söylediği gibi “rüyasız bir uykunun çok daha iyi olacağı” muhakkaktır. Ancak, bazı zamanlar zihnimiz bedenimizle birlikte uykuya dalmaz. Bizi tedirgin eden düşüncelerimiz olabilir. Uyku halinde de tedirgin edici uyarılarını sürdüren bu düşünceler, rüyaların kaynağıdırlar. Bazı hallerde uyarılar dıştandır. Bir çalar saatin çalmasına ilişkin olarak gördüğümüz rüya gibi. Fakat uyarıların çoğu iç kökenlidir. eğer karnımız açsa, rüyamızda çeşitli yiyecekler, şölen sofraları görürüz.Uykuyu etkileyen uyarı,sadece bedenimize ilişkin ihtiyaç ve gereksinmelerin sonucu değildir. Daha önemlileri zihnimizdeki kaynaklanır.
Sözgelimi, beş yaşında bir çocuğun,uzun süreden beri anne ve babasından bir takım gemici elbisesi almalarını istediğini düşünelim. Onlar da bunu almamış olsunlar. Çocuk, rüyasında kendini gemici elbisesiyle, açık denizlerde, korsanlarla savaşırken görebilir. Bu tür rüyaların görülmesi, tutku halindeki ve gerçekleşmeyen, yerine getirilmeyen isteklerinin sonucudur. Kısaca söylemek gerekirse,başka türlü bir açlık söz konusudur.
Rüyalar olmasa, bu tedirgin edici uyarılar belki de-daha doğrusu kuvvetli bir ihtimalle-bizleri uykumuzdan uyandıracaktı. Dolayısıyla, rüyalar bir nevi emniyet sübabı görevini yerine getirir. Tedirgin edici,köklü,tutku niteliğindeki, gerçekleştirilmemiş,bu nedenle zararlı olabilecek istekler, düşünceler için boşalma yoludur.
en basit bir rüya bile,dolu, saplantı halini almış isteklerin, özlemlerin ifadesi olabilir. Hepimizin büyük hayalleri vardır. Bilincinde olmasak da, bunları içimizde taşırız. Kimi insan milyoner olmanın, kimi yıldız bir futbolcu sıfatıyla spor aleminde parlamanın hayalindedir. Bazıları da,çeşitli nedenlerle gerçekleşmeyen duygusal bir kavuşmanın özlemi içindedir. Günlük hayat, iş-güç, sayısız gaile ve meşguliyet, uyanık halimizdeyken bu istekleri, düşünceleri, hayal ve özlemleri geri iter,onlardan ağır basar. Rüyalarımız,bu istek,düşünce,hayal ve özlemlerin doğrudan doğruya olmasa bile, dolaylı veya sapa yollardan ifade edilmesidir.
Her rüya esas bakımından iki bölümdür. (1) Rüyada görülen şeyler, (2) rüyanın gizli anlamı.
Rüyadaki görüntüler, olaylar, durumlar, rüyanın asıl mesajını taşırlar ama,bu mesaj açık değildir. Özellikle Sigmund Freud (Fröyd) ve onu izleyen ruhbilimciler, rüyaları çözümlemek, rüyaların kapsadığı gizli mesajları açığa çıkarmak için, rüyalardaki bazı sembollerden yararlanmışlardır.
Örneğin, ana ve babalar, rüyalarda kral, kraliçe gibi yüksek düzeyde yönetmen, egemenliklerini sürdüren kişiler Örneğin, ana ve babalar, rüyalarda kral, kraliçe gibi yüksek düzeyde yönetmen, egemenliklerini sürdüren kişiler olarak görülürler. Trenle yapılan bir yolculuk esnasında trenin karanlık,sonsuz bir tünele girmesi,yokluk,ölüm korkusunun, buna ilişkin saplantı halindeki düşüncenin belirtisidir.